Gerçek yüzleri ortaya çıkıyor...
İtirafçılar konuşuyor, ayrılanlar bilgi veriyor, pişmanlar anlatıyor… Terörist yapılanmanın gerçek yüzü ortaya çıkıyor…
Türkiye’ye ve insanlığa bir barış ve hoşgörü abidesi olarak sunulan, bir lokma-bir hırka küçük bir odada münzevi bir hayat yaşadığı iddia edilen, yaşlı ve hasta adamın içinde nasıl bir canavarı yıllardan beri taşıdığı, nasıl bir doymak bilmez iştiha ile dünya malı ve makamları için çalıştığı şimdi ortaya çıkıyor…
Durumu bilenler, yaşlı ve hasta adamın aslında şizofren, tamahkar, cahil ve cüretkar, kişilik defermasyonuna uğramış birisi olduğunu çok daha önce farkedenler, 15 Temmuz sonrası dilleri çözülmüş olmalı ki, şimdi konuşuyor ve şahit oldukları olayları yeni yeni açığa veriyorlar.
Bunlar konuştukça muhtemelen daha çok şey öğreneceğiz…
Keşke Baykal kasedi ile, MHP’li yöneticilere yapılan şantaj kasetleri ile ilgili bildiklerini kamuoyu ile paylaşsalardı…
MİT Müstaşarı’na karşı öperasyonu anlatsalardı…
Olmadı, Gezi olayları ile birlikte konuşmaya başlasalar ve içlerinde sakladıkları bu gerçekleri kamuoyu ile paylaşsalardı…
Hadi Gezi ile birlikte konuşmadılar, 17/25 Analık süreci ile konuşsalardı… Meselenin gerçek boyutlarının anlaşılması için toplumun ufkunu açsalardı. Nasıl bir ruh hastasının tehdidi ile yüzyüze olduğumuza dair bizi bilgilendirselerdi…
En azından 1 Kasım seçimlerinden sonra MHP’ye yönelik başlatılan algı operasyonunu ve ele geçirme çalışmalarını görüyorlar ve kim/kimlerin desteği ile yapılabileceğine dair bir kanaat taşıyorlardı; bunları söyleseler ve uyarıcı olsalardı…
Toplum bütün bunları çok daha rahat anlar ve dünyanın Hasan Sabbah’dan sonra gördüğü en cani, en gaddar ve sinsi örgütünü biraz daha erken farkederdi…
Bunlardan hiçbirini yapmadılar.
Şimdi konuşuyorlar.
Onlar konuştukça, bakıyorum artık çok rahatsız olan ve konuşanları ikiyüzlü bulan samimi kitleler var…
Yıllarca bu terörist yapının içinde olan, her türlü melanetini bilen, katkı veren bu isimlerin o zaman örgüt içindeki imkânlardan da en yüksek düzeyde istifade edenler olduğunu, şimdi ise sözümona itiraflarla yine aynı şekilde çıkar peşinde koştuklarını söylüyorlar ki, bana da makul bir düşünme biçimi gibi görünmüyor değil…
Dikkat ediyor musunuz, anlattıkları bizim zaten öteden beri öyle olduğunu iddia ettiğimiz, yaşadıklarımızdan hareketle gözlemlediğimiz hususların teyidi. Şizofren bir cahil, hırsı aklından büyük, derviş kılığında bir tamahkar diyorduk; kızıyorlardı, şimdi anlattıkları ile tescilliyorlar. İtiraf ettikleri sadece bize dönüp “Siz haklıydınız” demeleri…
Ekranlarda sürekli boy gösteren, bu terörist yapılanmaya ilişkin açıklamalarda bulunan isimlerden kamuoyunun beklentisi anlattıkları değil, hala bilip de anlatamadıklarıdır…
FETÖ’yü kim teşkilatlandırdı, neden? Şimdi kim kullanıyor? Hangi esaslar üzerine kullanıyor? Türkiye ile ilgili, Türk siyaset ve devlet adamları ile ilgili topladıkları onca bilgi ne oldu? Kime servis ettiler? Hangi ölçüde devlet sırlarına vakıf oldular ve kimler üzerinden?
Biraz daha somut, nokta atışı bilgilere ihtiyacımız var…
Yoksa bu magazin bilgileri zaten bildiğimiz, tahmin ettiğimiz şeyler.
Baştaki manyağın kitaplarının tırıvırı olduğunu artık görmeyen mi kaldı? Konuşmalarının dine ve millete hizmet etmediğini anlamayan mı kaldı? Hastalığının şizofreni olduğunu, ihtirasının sınırsızlığını, yaşamının samimiyetsizliğini farketmeyen mi kaldı?
Siz çıkıp açıkça söyleyin; başta bu cahil, ahlaksız şizofren olmak üzere bu hain ve şerefsiz teşkilat kime/kimlere çalışıyor?