Gerçeklerin alt yazı olduğu yerde...

Mete Yarar

Mete Yarar

Yalan dünyanın içinde gerçek dünyayı yaşayanlar karşısında bazen başımı yerden kaldırasım gelmiyor.

Onların gözlerinin içine bakabileceğimi zannetmiyorum.

Dün Hatay ili Dörtyol ilçesinde dağlık arazide yapılan operasyon sırasında kayalıklardan düşerek şehit

olan özel kuvvetlerde görevli piyade yüzbaşı Rıza Fırat‘la yıllar öncesinde bir televizyon çekimi

sırasında karşılaşmıştım. Az konuşan ama öz konuşan bir üsteğmendi. İşini doğru yapan ve eğriyi

içinde barındırmayan bir vatan evladıydı. O dönemde konjonktür gereği özel kuvvetler bütün

cenahların saldırdığı bir yerdi. Onlar da bu ahval ve şerait içinde görev yapmaya çalışıyorlardı. Bir ilke

imza atarak özel kuvvet personeli ile ilk kez yüzleri açık ve o günün şartları ile ilgili röportaj yapmıştım.

Onlarda hiç korkmadan aynı yürekleri gibi mert cevaplar vermişlerdi. Onları yıllar sonra karşımda

görünce aklıma Yunus Emre’nin dergah dönemleri aklıma gelmişti.

Yunus Emre Tapduk Emre’nin tekkesinde yaklaşık 40 yıl hizmet etmiştir. Bu kırk yılın içinde onun

yaptıklarının yüzlerce anlatılacak masalımsı hikayeleri vardır. Benim için ise anlatılan şu hikaye çok

değerlidir:

Yunus tekkenin içinde herkes gibi çalışmakta ve tekkenin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Kimi zaman

yemek malzemesi toplamakta, kimi zaman temizlik yapmakta kimi zaman da odun toplamaktadır. Bir

gün Tapduk Emre’nin dikkatini Yunus’un getirdiği odunlar çeker. Yunus’un getirdiği odunların içinde

bir tane bile eğri odun yoktur.

Tapduk Emre Yunus’a dönerek sorar, “dağda hiç eğri odun kalmadı mı?”

Yunus ise şeyhine dönerek, “dağda eğri odun çok, lakin senin kapında odunun bile eğrisi yakışmaz”

der.

Bu yiğitler de bulundukları kuruma aynı Yunus gibi asla eğri işleri taşımadılar. Onur, erdem, vatan

sevgisi, imanlarını ve silah arkadaşlığını taşıdılar. Bu vatanı aynı Yunus gibi karşılık beklemeden

sevdiler. Onun içinde hayatlarını, gençliklerini ve bütün vazgeçilmez dünya işlerini bir kenara

koydular. Onlar için öncelikler asla kendileri olmadı.

Bu özel kuvvet taburu ile Şırnak merkezde beraber zaman geçirmiştim. Aileden öte olmuşlardı. Yılın

dokuz ayı aynı ortamda bulunuyor, yalnızca üç ayını aileleri ile beraber geçiriyorlardı. Kardeşlerin bile

bir süre sonra tartışmaya başladıkları gerçeğinin aksine birbirlerine sırt sırta vererek yaşamayı

öğrenmişlerdi.

Sanırım yüzbaşımız şehit olduğunda da aynı silah arkadaşları ile beraberdi. Onun naşını ailesine

teslim ederken de yine yanlarındaydılar. Sırtını dayadıkları silah arkadaşlarına bu seferde omuz

vermişlerdir.

Evet, bir yiğit vatan evladı daha aramızdan ayrıldı. Adını bile bilmediğimiz kaç yerde bizim

namusumuzu, şerefimizi ve vatan toprağını korumak için mücadele etti. Hiçbir zaman

öğrenemeyeceğimiz bu fedakarlıkların arkasından sanırım söyleyecek bir sözde bulamayacağız.

Yalancı kahramanların arasında, ismi hiç anılmayacak gerçek bir kahraman olarak kalacak.

Biz yalan dünyamıza geri dönerek birbirimizin yüzüne yalan söyleye söyleye hayatımıza devam

edeceğiz. Bir sonraki televizyonun karşısına geçişimizde, dizilerden sıkıldığımız bir anda haber

kanallarının arasında zapping yaparken, gözümüz alt bantta geçen yazıya takılacak. Cizre, Nusaybin,

Şırnak, Başika veya Kilis’de hiç tanımadığımız birisinin şehadet haberini göreceğiz. Hiç tanımadığınız

birinin alt yazıda ismi kayarak geçerken, ne kadar çok insan için o an hayatın durduğunun farkına

varmadan bir sonraki kanala geçeceğiz.

Hayatın evlilik programları, maç ve dizi olduğu bir yerde gerçekler de maalesef alt yazı olarak kalmaya

devam edecektir.

Sizler için duam, Allah size hayatınız boyunca sevdiğiniz kişinin adını alt yazıda geçerken görmeyi

nasip etmesin. Sevdiklerinizle helalleşecek fırsatınız olsun.

Bu yiğitlerin hiç biri sıcak yataklarında ve ailelerinin arasında helalleşerek aramızdan ayrılmadı. Onlar

göreve giderken helallik alan ve vasiyetlerini ceplerinde taşıyanlar. Bazılarımız için alt bantta geçen o

hayat benim evde aileme dokunmam için bir fırsat verdi. Çocuğumun başını okşayarak yatmama da…

Bir gün daha bu topraklara vatan diyebilmeme de…

Diğer Yazıları