Gıda fiyatlarındaki artışın nedenleri böyle gözler önüne serildi: En düşük payı çiftçiler alıyor
Rekabet Kurumu, gıda fiyatlarındaki artış sonrası yaptığı incelemeyi tamamlandı. Hazırlanan raporda fiyatlardaki artışın nedenleri gözler önüne serildi. Raporda tarım ürünlerinin üreticiden tüketiciye ulaşana kadar çok sayıda aktörün rol aldığı vurgulanarak fiyatların tedarik sürecinde arttığı belirtildi. Öte yandan toplam katma değerden çiftçinin aldığı payın düşük olduğuna dikkat çekildi.
Rekabet Kurumu'nca 24 Temmuz 2020'de yaş sebze ve meyve sektörüne yönelik sektör incelemesi tamamlandı. Rekabet Kurulu'nca hazırlanan raporda fahiş fiyat artışının nedenleri de gözler önüne serildi. Tarımsal ürünlerde nihai tüketiciye yansıyan fiyatların seviyesini etkileyen en önemli etkenin tedarik sürecinde çok sayıda aktörün rol alması olduğu vurgulandı. Raporda, son tüketiciye ulaşan fiyatlar sonucunda yaratılan toplam katma değerden çiftçilerin aldığı payın düşük olduğuna örneklerle dikkat çekildi.
Sabah gazetesinden Hazal Ateş'in haberine göre, tüketiciye yansıyan ürün bedelinin yüzde 12.8'i vergi, yüzde 42.6'sı çiftçi, yüzde 44.5'i ise aracıların gelirinden oluşuyor. Dolayısıyla üründen elde edilen gelirin önemli bir kısmı aracılar tarafından elde ediliyor.
Örneğin; fiyatı 1 liradan 10 bin kg olarak tarladan çıkan ürün yolda ve markette uğradığı fireler sonucu 8100 kg'a düşmüş ve nihai tüketiciye yüzde KDV dâhil 22 bin 744,80 lira olarak ulaşmıştır.
Böylece ürünün birim fiyatı 2.81 liraya yükselmiştir. Tüketiciye ulaşan söz konusu ürünün nihai tutarının içinde toplam vergi 2 bin 915 lira, çiftçi geliri (yüzde 42.6) 9 bin 700 lira olup aracının cebine de (yüzde 44.5) 10 bin 130 lira kalıyor.
ARACI LİSTESİ VE KAZANCI
Toplam parasal değer içinde, çiftçinin eline geçen 9700 lira, Bağ-Kur kesintisi 100 lira, üretim merkezindeki komisyoncunun kazandığı komisyon tutarı 1040 lira, tacirin 1643 lira, tüketim merkezindeki komisyoncunun kazandığı komisyon tutarı 1440 lira, sevkiyatçının brüt geliri 2880 lira, nakliye bedeli 800 lira, market brüt geliri de 2880 lirayı buluyor.
ÇİFTÇİNİN KAZANMASININ YOLU
İkinci senaryoda aracıların yerini "üretici örgütü" alarak işlemleri kendisi yapıyor ve bu durumda çiftçinin kazancı artıyor. İlk senaryoda çiftçiden 1 lira birim fiyata alınan ürünün aracı sayısı azaltılıp aracıların yerini üretici örgütü aldığında çiftçiden bu defa 1.30 liraya satın alındığı varsayılıyor.
Daha önce 2.81 lira olan tüketici fiyatı da yeni senaryoda 2.54 lira olarak gerçekleşiyor. Bu durumda tüketciye yansıyan toplam ürün bedelinin içindeki vergi yükü yüzde 12.8'den yüzde 10.1'e, aracıların gelir payı yüzde 44.5'ten yüzde 28.5'e düşüyor.
Çiftçinin gelirinin payı da neredeyse yüzde 50 artarak yüzde 42.6'dan yüzde 61.63'e çıkıyor. Bu durumda toplam vergi tutarı (yüzde 10.1) 2086 lira, aracı geliri (yüzde 28.5) 5861 lira, toplam çiftçi geliri de (yüzde 61.3) 12 bin 610 liraya çıkıyor.
Toplam 20 bin 557 liralık toplam değerde çiftçinin eline geçen tutar 12 bin 610 lira, Bağ-Kur kesintisi 130 lira, üretici örgütün brüt geliri 2031 lira, nakliye bedeli 800 lira, market brüt geliri de 2900 lira oluyor.
FİYAT YÜZDE 10 DÜŞÜYOR
Tedarik zincirinde aracıların yer aldığı senaryo ile üretici birliklerinin yer aldığı iki senaryo arasındaki farka dikkat çekildi. İkinci senaryoda hem fiyatlarda düşüş yaşanmakta ancak daha önemlisi katma değerden en büyük payı üretici kesim çiftçi alıyor.
İkinci senaryo ile fiyat yaklaşık yüzde 10 oranında düşerken, yaratılan katma değerden üreticinin aldığı pay da yüzde 20 daha artarak yüzde 60'a ulaşıyor. Raporda, tedarik zincirinin boyunun, üretici örgütlerinin aracıların yerini alması ile kısaltılması sağlanan etkinlik yoluyla hem fiyatlardan bir miktar düşüş ve çiftçilerin gelirinde artış yaşandığına işaret edildi.
GİRDİ PİYASINDA TEKEL VAR
Raporda, tarım sektöründe girdi piyasalarının oligopal bir görünüm taşıdığına dikkat çekildi. Rapordaki bazı tespitler şöyle;
Tarımsal iş gücünün ve ekilebilir alanların azaldı. Piyasada şeffaflık düşük olup, üreticilerin finansman sorunları var. Temel girdi kalemlerinde ithalata bağımlılık yüksek, üretimde organizasyon eksikleri ön plana çıkıyor. Üreticiler hem girdi tedarikçileri hem de alıcılar karşısında çok düşük pazarlık şansına sahip bulunuyor.
Tarımsal ürünlere yönelik üretici birlikleri ve kooperatifleri yeniden yapılandırılmalı. Tarımsal politikaların bu örgütler üzerinden yürütülmeli. Haksız ticaret uygulamalarına yönelik düzenlemeler yapılmalı.