Şener Üşümezsoy akıllardaki soruya yanıt verdi: Türkiye’deki fay hatları tetiklenir mi?
Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Yunanistan'ın Girit Adası'nda meydana gelen depremin ardından fay hattının deprem yaratma potansiyelini ve yürekleri hoplatan büyük İstanbul depremi hakkında çarpıcı tespitlerini SuperHaber editörü Zeynep Gizem Er'e anlattı.
Yunanistan'ın Girit Adası'nda meydana gelen depremin büyüklüğünü AFAD 5.7, Kandilli Rasathanesi 5.8 olarak duyururken, Reuters depremin büyüklüğünün 6.5 olduğunu belirtti. Deprem yerin 2 km altında meydana geldi. Atina Jeodinamik Enstitüsü, yerel saatle 09.17'deki sarsıntının yerin 10 kilometre derinliğinde meydana geldiğini belirtti.
ART ARDA ARTÇI DEPREMLER OLDU
Bölgede, saat 09:27'de 3,7, saat 09:37'de 4,6, saat 09:51'de 3,0 ve saat 10:07'de 3,2 büyüklüğünde artçı sarsıntılar yaşandı.
Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, depremin meydana geldiği fay hattının depremselliği ve beklenen büyük İstanbul depremi ile ilgili SuperHaber editörü Zeynep Gizem Er'e çok kritik uyarılarda bulundu.
"DATÇA-KOS ARASINDAKİ BODRUM DEPREMİNİN DEVAMINI OLUŞTURAN FAY RİSKLİYDİ"
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "Dün olan deprem, Girit'in ve Rodos'un güneyinden Fethiye'ye giden bindirme fayı dediğimiz, Akdeniz ana hendeğine paralel fay hattında olmuştur. Bu faya velev gelen kuzey-doğu yönlü gidişli Kos ile Girit arasındaki fay hattı da 2021 Nisan, Haziran ve Ağustos aylarında 5, 5.12 ve 5.7 gibi depremler yaratmıştı. Buradaki Datça'daki depremlerin devamı, Karpathos'a giden fay hattında ancak diğer devamında ise Girit'in güneyinden geçen fay hattıdır. Bu olan deprem Girit'in güneyindeki fayda oluşmuştur. Ancak Datça ile Kos arasındaki Bodrum depreminin devamını oluşturan fay hattı bir risk taşıyan hattıdır, buraya işaret etmiştim. 2021 Nisan, Haziran ve Ağustos'ta 5.5'in üzerindeki depremleri gösterdiği için önemliydi. Ege kıyılarında ve Girit-Rodos hattında son yıllarda olan depremlere baktığımızda en kuzeyde Midilli'nin güneyinde 6.3'lük bir deprem olmuştu Sonra onun güneyinde Samos ve Sisam adasının kuzeyindeki çukurda olan 6.9'luk İzmir depremi olmuştu. Ondan önce de Bodrum'da 6.7'lik deprem olmuştu. Bu üç deprem de Midilli çukuru, Kuşadası Körfezi ve Bodrum Körfezi'ni açan normal faylardı. Girit'teki depremin başlangıç noktası sayılabilecek Kos ile Datça arasındaki fayın Karpathos'a doğru giden fayın riskli olduğunu ve yangınlardan sonra böyle bir felaket olacağını söylemiştim. Kos Adası ile Datça arasından geçip Gökova Körfezi fayının devamı Girit'e gitmektedir. Burada 3 tane 5'in üzerinde deprem bu fayın yırtılacağını gösteriyor. Bunun devamı Girit'in üzerinde bu deprem gerçekleşmiştir.
"OLUŞAN DEPREM, OLUŞACAK DEPREMLERİN BİR PARÇASI"
Bu yaz Nisan ayından Ağustos'a kadar gelen bu üç önemli depremde, Kos adasından güneye doğru dönen, yani Gökova Körfezi fayının güneye Girit'e doğru döndüğü kesimin başlangıcı olmuştu. Bu nedenle Datça ve Kos'ta çok hissedilmişti. Bu Girit'e uzanan bir fay olduğu için Girit'e doğru bir depremin olacağını vurgulamıştım. Keza aynı fayın velev gelse de aynı sistem içinde Girit'in güneyinden geçen hendeğe paralel gelen bir fay hattında bu deprem söz konusu oldu. Böyle bakıldığında Akdeniz Okyanusu'nun Girit'in Ege altına dalmasıyla oluşan ana hendeğin üzerindeki Girit'in hemen güneyinde geçen fay hat hattı, ona velev gelen Karpathos ve Kos arasındaki kuzey gidişli fay hattı ve diğer körfezler Edremit ve Midilli-Foça-Karaburun, Kuşadası ve Gökova Körfezleri de bu sistemin etkisinde kalan bölgelerdir. Bu boyutuyla Midilli'de bu depremin olması oradaki stresi boşaltmış durumda. Diğeri Sisam'daki fay hattında olan deprem Kuşadası'nda stresi boşalttığı gibi, esas olarak Gökova'daki Bodrum depremi de Gökova'daki stresi boşaltmıştı. Bu iki sistem arasında bunun güneyinde ise Girit sistemi söz konusu. Girit sistemi ile Gökova'yı birbirine bağlayan hatta da depremler söz konusu olabilir. Ancak devamında bizim beklediğimiz Kos-Karpathos-Girit hattındaki deprem, dün sabah oluşan deprem sisteminin bir parçasını oluşturuyor.
BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİ OLACAK MI?
Her depremden sonra büyük İstanbul depremi söz konusu oluyor. Dilimizde tüy bitti 1999 depreminden sonra vurguladığım, Marmara'da yüzyıldan beri beklediğimiz deprem buydu. Bundan sonra bu tarzda büyük bir deprem söz konusu olmayacak demiştim. O dönemde herkes Adalar fayında büyük deprem olacağını vurgularken o fayın ölü bir fay olduğunu, bundan sonraki depremin Düzce'de olacağını söylediğimde Düzce'de olmuştu. Çınarcık çukurunda ise 1894'te deprem oldu, artık çukurda 60 kilometrelik fay kırıldığı için bir deprem söz konusu değildi. Bunun üzerine herkes Yeşilköy'den Gaziköy'e kadar giden 110 kilometrelik fay kırılacak, 7.5'luk deprem olacak dendiği zaman 'O fay iki parçalıdır. Bir seferde kırılmaz' demiştim. Daha sonra Tekirdağ-Silivri çukurundaki 60 kilometrelik fay 1912'de kırılmış, geriye 50 kilometrelik bir fay kalmıştı. 50 kilometrelik bu fayın Çınarcık çukuru, Yeşilköy ve Silivri arasında kalan 50-60 kilometrelik bölgede 7'lik deprem olur söylemine herkes sevinmişti. Benim orada söylediğim orada Kumburgaz çukuru olarak ters bir fay var, onun devamı olarak gösterilen orta sırtı Avcılar, Büyükçekmece ve Beylikdüzü karşısındaki sırttan geçen bir fay yok. Burada 50-60 kilometrelik fay değil, anca 35 kilometrelik bir fay vardır. Bu da 6.5'un altında deprem yapar. 7.2'lik deprem söz konusu değildir demiştim. 8.1'den, 7.8'den, 7.2'ye doğru ilerleyen deprem senaryoları 6.5'un altına inmiş durumda. Bu Kumburgaz'da beklediğimiz depremdi.
"KUMBURGAZ ÇUKURUNDAKİ FAYIN YARATACAĞI 6.5'LİK BİR DEPREM SÖZ KONUSU. ANCAK ELİ KULAĞINDA DEĞİL"
99'dan sonra ileri sürülen tez Adalar fayı. Tekirdağ ve Silivri çukurunun kuzeyindeki faylarda iki ya da üç tane 17 Ağustos gibi deprem olacak söylemi herkesin ağzındaydı. Biz buna karşı çıkıyorduk. Adalar fayı, Tekirdağ ve Silivri çukurunun kuzeyindeki faylar ölüydü. Çukurların tam ortasından geçen, boydan boya kırılacak diye öne sürülmüştü. Öyle bir fayın olmadığını vurgulamıştım. Bunu takip eden dönemde Yeşilköy'den Gaziköye giden 110 kilometrelik bir fay kırılacak demişlerdi. Böyle bir fayın olmadığını, bu fayın iki parçalı olduğunu vurguladım. Yalnızca Çınarcık ve Silivri çukurundaki orta yükselti ve sırttaki bir bölge stres taşıyordu. Bunun İstanbul'a yakın kesiminde Büyükçekmece ve Yeşilköy arasındaki orta sırta bir fay yoktu. Yalnızca Kumburgaz çukurundaki fay söz konusuydu. Bu durumda Ne 70-50 kilometrelik fay, ne de 7.'2lik deprem söz konusu değil. Yalnızca Kumburgaz çukurundaki fay ve yaratacağı 6.5'lik deprem söz konusudur. Ancak eli kulağında değil. Silivri depreminden sonra yapılan değerlendirmelerde, bu fayın yakın zamanda kırılabilmesi zayıftı. Herkesin ağzındaki depremden hemen sonra, 'Çınarcık çukurunun kuzey kenarındaki Adalar fayı, Silivri çukurunun kuzey kenarındaki fay ve Tekirdağ çukurunun kuzeyindeki faylar kırılacak ve en az iki tane 17 ağustos depremi gibi iki deprem 30 yıl içinde yüzde 66 ihtimal gerçekleşecek' tezi dillere sakız oldu." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Şener Üşümesoy'un açıklamalarının tamamını SuperHaber YouTube kanalından izleyebilirsiniz...