1994'te, 13 yaşındaki Nicholas Barclay’in kaybolduğu polise bildirildi.
Tam 6 yıl sonra, Nicholas olduğunu iddia eden biri aileyi aradı. Aile oğullarını bulduğuna inandı ve o da Barclay ailesinin yanına taşındı fakat bir özel dedektif yeni Nicholas'ın asıl Nicholas’tan farklı bir kulak yapısına sahip olduğunu fark etti. Aileyi nasıl kandırdığı halen gizemini koruyor.
1 Aralık 1948'de Avustralya'nın Adelaide kentinin Somerton sahilinde kimliği belirsiz bir ceset bulundu.
Bulunan ceset yaz mevsimi olmasına rağmen oldukça kalın giyimliydi. Buna ek olarak giysilerde hiçbir etiket yoktu ve sahilde bulunmasına rağmen kıyafetleri az önce temizlenmiş gibiydi. Otopsi sonucu belirsiz bir maddeyle zehirlendiği anlaşıldı. Olayın gizem kazanmasına sebep olan şey ise, adamın giydiği ceketin gizli bir cebinde bulunan Tamam Shud yazan kağıt parçasıydı. Gazetelere verilen ilanlar sonucu, kağıdın koparıldığı kitap bulundu ve yazının Ömer Hayyam'ın bir şiirinin "Bitti, tamamlandı" anlamına gelen son dizesi olduğu öğrenildi. Kitabın arkasında yazılı telefon numarası da bir hemşireye aitti. Hemşire, kitabı 2. Dünya Savaşı sırasında Alfred adlı bir teğmene verdiğini söyledi. Alfred bulundu ve ilginç bir şekilde ön sayfasında hemşirenin el yazısının bulunduğu kitapta Tamam Shud kısmının koparılmamış olduğu görüldü. Bu isimsiz cesedin sırrı o tarihten beri gizemini koruyor.
Ocak 1966'da, Avustralya'da Jane, Arnna ve Grant isimli 3 kardeş ufak bir gezintide sahile gitti ve bir daha geri dönmediler.
Şahitlere bakılacak olursa son olarak suyun kenarında bir adamla oynarken görüldüler, sonrasında bir polis memuru 15:00 sularında evlerine yürürken gördüğünü söyledi. Ailelerine rehin tutuldukları söylenen mektuplar gitti, ancak bunların sahte olduğu ortaya çıktı. Çocuklardan haber alınamadı.
Ocak 1966'da, Avustralya'da Jane, Arnna ve Grant isimli 3 kardeş ufak bir gezintide sahile gitti ve bir daha geri dönmediler.
Şahitlere bakılacak olursa son olarak suyun kenarında bir adamla oynarken görüldüler, sonrasında bir polis memuru 15:00 sularında evlerine yürürken gördüğünü söyledi. Ailelerine rehin tutuldukları söylenen mektuplar gitti, ancak bunların sahte olduğu ortaya çıktı. Çocuklardan haber alınamadı.
