Gönül ver kardeşim
Sevgili kardeşim, şu dünyada hiçbir şey olamazsan bile adil ol!
Hayatın adil olmadığını pek çok kez göreceksin ama yine de sen
kendi tarihinde adaleti yaz.
En büyük korkun haksızlık etmek olsun.
En büyük hedefin hakikate ulaşmak…
Agresif olma ama bir aktivist ol; yaşam karşısında pasif durma.
Mücadele etmeden pes etme. Çok mücadele verdiğin halde bir
türlü gerçekleşmeyen şeyleri zarafetle kabullen.
Sorulmamış her sorunun cevabı “Hayır”dır. Asla kendinden yüzde
50 “Evet” ihtimalini esirgeme.
Her pozitifin bir negatif yarattığını unutma. Evrende böyle bir kanun var -ancak gönül diliyle anlaşılabilen.
İnsanların nötr duygusu yoktur. Ya pozitif olacak duygular ya
da negatif. Sahip olduğun her artı, başka bir yerde bir negatif yaratacak, bunu hatırla.
Güzelliğini, zekânı, başarını, paranı, şöhretini takdir edenler kadar kıskananlar da olacak.
Hiçbir şeyi ziyan etme. Tek bir şeftaliyi bile. O ağaç bütün
bir yıl uğraşıp sana o meyveyi vermiş ve sen onu çürütüp çöpe
atıyorsun. Olmaz! Yaşama saygı göstereceksin!
İnsanların genel geçer tavsiyelerini dikkate alma. Onlar
herkese “Farklı ol. Cesur ol” gibi klişeleri sıralarlar. Oysa
bilmezler farklı olmak yalnızlık getirecek. Senin farklı
olmaya, yalnız kalmaya gücün var mı? Sen kendini bil ve kendin
için doğru olanı iste. Belki senin olman gereken yer sürünün
içi, gitmen gereken yol herkesin gittiği yoldur.
Bir herkesin gittiği yollar vardır, bir de kimsenin gitmediği.
Bir herkesin gittiği yerler vardır, bir de kimsenin gitmediği.
İkisi de duruma ve sana göre iyidir, gereklidir. Eğer kimsenin
ayak basmadığı yolu seçeceksen, iyi veya kötü sürprizlere hazır ol.
Yaşamla kavgalı olma. Mücadele et ama bilek güreşine girme.
Çünkü çoğu zaman –belki her zaman- hayat yenecektir, o güzel
bileğini bükecektir.
Mutluluğun bir eğilim olduğunu unutma. Mutluluğun çoğu zaman
sahip olduklarımızla değil, sahip olduklarımıza karşı
geliştirdiğimiz tutumla ilgili olduğunu hatırla.
Kötü günlerin olacak. Çok kötü günlerin olacak. Yaşamın ve
dünyanın tüm anlamını yitirdiği günlerin olacak. İncecik de
olsa, o zamanlarda tutunacak bir bağ bul kendine ve hayatta
kal.
İyi günlerin olacak. Çok iyi günlerin olacak. Ayakların yerden
kesildiğinde, uçup gitmeni önleyecek bir bağın olsun toprakla.
Ayakların yere çıplak değsin. Kendini dünya anadan koparma.
Ağaçlara sık sık sarıl ve kulağını gövdelerine daya, ne
anlatacakları hiç belli olmaz. Bir dikili ağacın olsun bu
dünyada bir de şiirin. Sesine aldırış etme mutlaka şarkı söyle.
Gökyüzüne bak. Ay’ı izle. Yıldızlara selam ver. Gece de gündüz
de gökyüzü hasreti çekme.
Kötümser olma ama iyimserliği de aptallıkla karıştırma.
İyimserlik sadece olumlu yanları görmek değildir, gerçeği
olduğu gibi kabul edip çözüm üretmektir.
Şükür listesi yap. Hayata çok kötü bir elle başlamış olsan da
iyiye odaklan, mutlaka şükretmen gerekenler vardır. Bu dünyada
her insanın mutlaka en az bir eksiği vardır, bunu unutma.
Bir ateş topunun etrafında dönen mavi bir gezegende gözlerimizi açtık. Hepimiz Dünya Okulu’na gelmiş öğrencileriz. Dersi derste dinlersek; eve ödev götürmeyeceğiz, dersi tekrar etmeyeceğiz.
Aptalca cesaret gösterilerine girme. Yaşamı kutsa. Kutsal olan
tek şey yaşam! En büyük mucize yaşamın ta kendisi, bunu
aklından çıkarma.
Hepimiz çok sevilmek isteriz ama çok sevilen biri olmak bile
bir sevilmeme nedenidir. İnsanların hepsini memnun etme
arzundan ne kadar kısa sürede vazgeçersen o kadar hayrına!
Hayatta her ne ile karşılaşmak istiyorsan, sen o ol. Sevgi
görmek istiyorsan sevgi ver, saygı almak istiyorsan saygı
göster.
Yalan söyleme. Doğruyu da nezaketle söyle. Bazen yalan söylemek zorunda kalacaksın. Bu zorunlulukları ne kadar azaltırsan o kadar rahatlayacaksın.
İyiliğe gönül ver ama iyilik tuzaklarına düşme. İyi olmandan
nefret edecek olanlar da çıkacak karşına. Bunları onların
karanlığına ver ama iyiliğinle de kibirlenme.
Hiç kimseyi çok sevme. Ne bir kadını/erkeği, ne bir siyasi
lideri, ne bir şarkıcıyı…
Hiç kimseden nefret de etme. Nefret hissedene daha fazla zarar
veren bir duygudur unutma.
Körü körüne hiçbir fikre bağlanma. Her zaman fikirlerini ve
duygularını değiştirebilecek kadar esnek ol kendine.
Dürüst ol ama her zaman vazgeçme hakkını da saklı tut kendinde.
Yanlışta ısrar etme.
Her gün en az 20 dakika yürü. Bu iyiliği bedeninden ve
beyninden esirgeme.
Senin mutluluğun senin sorumluluğun. Sorumluluğunu başkalarına
ihale etme, batarsın.
Binlerce yıldır insanlar birbirine haddini bildirmekte ama
kimse haddini bilmemekte. Enerjini had bildirmeye değil,
haddini bilmeye ver.
Biri sana haddini bildiriyorsa, belki sen yerini bilmediğin
içindir. Yerini bil.
Yaşayamayacağın iklimlerde ısrar etme. Her çiçek her toprakta
açmaz unutma.
İnsanları yargılamak yerine, farklılıklarına bir zenginlik
olarak bak. Tuhaf, acayip, kötü, berbat kelimelerini ‘ilginç’
kelimesiyle değiştir.
Başına gelen hiçbir şeyden utanma ya da böbürlenme. Daha önce
milyarlarca insanın kalbi kırıldı. Milyarlarca insanın ayağı
kaydı, düştü. Milyarca insanın kötü alışkanlığı oldu. Hata
yaptı. Berbat bir ailede doğdu. Bir kalabalık karşısında
konuştu. Evlendi. Boşandı. Zengin oldu. İflas etti. Hiçbirimiz
özel değiliz ama her birimiz yegane ve eşsiziz, bunu unutma.
Gönül ver. Bir çiçeğe, bir kediye, göğün mavisine, yaprakların
rüzgarda çıkardığı sese, bir kuş cıvıltısına, şarkılara,
şiirlere, romanlara, ırmaklara, dağlara ve ovalara gönül ver.
Bir mesleğe, bir hobiye, hayırlı işlere gönül ver. Bir insana
gönül ver.
NOT: Benden akıl fikir sorduklarında, tavsiye istediklerinde ne söyleyeceğimi bilemem. Çok şey söylemek isterim ama yanlış laf etmekten korkarım. Bu metin geçtiğimiz günlerde Çekmeköy Toki Çok Programlı Lisesi’nde buluştuğum öğrencilere
anlattıklarımdır. Okullarda, üniversitelerde yaptığım her
konuşmadan sonra, konuşmamı benden yazılı isteyenler için
yazdım. Gönül ver kardeşim.