Gözle görülmeyen izler: Narin cinayetinde yapbozun parçaları
Emekli Olay Yeri İnceleme Polis Memuru Naci Bayburt, Türkiye'yi derinden etkileyen Narin Güran cinayetini SuperHaber için kaleme aldı.
SÜPERHABER-ÖZEL
35 yıl önce incelemiş olduğum çocuk cinayetleri 35 yıl sonra da devam ediyor. Yurdumun insanı 20 gündür Diyarbakır da kaybolan 8 yaşındaki Narin kızımız için tek yürek olmuş durumda müjdeli haberi beklerken maalesef dün gelen acı haberle yüreklerimiz parçalandı. Narin kızımızın, narin bedeni öldürülüp bir çuval içinde akarsu dere yatağına gömülüp üzeri taşlarla kapatılıp ağaç dalları ile örtülerek olaya doğallık verilmiştir.
8 yaşında olan bir çocuk niçin öldürülmüş ölümü hak edecek ne suç işlemiş olabilir. ölüm emrini kim vermiştir. Bir Olay Yeri İnceleme Uzmanı olarak basından takip ettiğim gözlemlerime göre,
“OLAY YERİ-FAİL-MAĞDUR” üçgenine göre araştırma olayın meydana geldiği yerden başlar. Çünkü şüphelilerin gidip geldiği, girip çıktığı, suç delili olabilecek bulguların kullanıldığı, saklandığı her yer olay yeridir. Olayla ilgili herkes, olayda kullanılan her materyal olayı çözecek olan yapbozun parçalarıdır. Bu parçaları birleştirmeye çalışalım:
Narin kızımızın kayboluşu saat 15.15 sularında gerçekleşmiş. Arkadaşı “gel oynayalım” dediğinde "ben çok yorgunum eve gideceğim" dedikten sonra, aynı saatlerde muhtar olan amcanın aracı ile köyden çıktığı görülüyor. Benzin istasyonuna giden muhtar amca istasyon görevlilerinin beyanına göre üç paket ıslak mendil alırken panik içinde. Benzin istasyonu marketleri pahalıdır, 3 paket ıslak mendil alma gereğini neden duyuyor? Mendiller nerede kullanılıyor? Bu esnada yakıt alacak düşüncesiyle aracın yanına gelen pompacı aracın ön koltuğunda koyu renk battaniyeye sarılı kabarıklık görüyor. Yakıt almayan muhtar aracıyla uzaklaşıyor.
KIZIMIZ KAYBOLDU YAYGARASI
Hava kararmış, Narin eve dönmemiş, annesi eltisini arayıp Narin’i göndermesini söylüyor. “Narin yok” demesi üzerine Anne “Narin kayboldu” diye muhtar kayınbiraderini aramış. Muhtar köye gelmiş, “çocuk kayıp” diye Jandarma Komutanı’nı aramış. Komutan izinde olduğunu, karakola giderek müracaat etmelerini söylemiş. Müracaatla birlikte resmi prosedür başlamış. Narin, gece ve ertesi gün aramalara rağmen bulunamamış. Arama çalışmaları genişletilerek yapılan aramada yine bulunamamış. Olayın duyulması üzerine benzin istasyonunda çalışan personel, Jandarmayı arayıp bir kaç gün önce benzin istasyonuna ıslak mendil almaya gelen muhtarın aracının ön koltuğunda koyu battaniyeye sarılı bir kabarıklık olduğunu ihbar etmiş. Jandarma Olay Yeri İnceleme ekibi muhtarın aracında yapmış olduğu araştırma ve incelemede ön koltukta DNA bulguları saptamış ve DNA analizi sonucunda Muhtar olan amca Birinci Derece şüpheli olarak gözaltına alınmış, sonra da savcılık kararıyla tutuklanmış.
Arama ve soruşturma uzman ekipleri çoğaltılmış olarak devam eden aramalarda Narin’in kaybolduğu günden 19 gün sonra, önceden bakılıp bulunamayan cesedi, gizli tanık ihbarıyla evlerine 1-2 km mesafede bulunan akarsu dere yatağında, çuval içinde taşların da yığıldığı ve ağaç dallarıyla örtülü bir şekilde buldu. Uzman ekiplerin çalışması sonucu Narin’in cansız bedeni çıkartılıp Adli Tıp incelemesine gönderildi. Narin’in canına kıyan fail veya failler, “biz karar aldık infazın yaptık, akarsu kanalına gömdük, akan su çürüyen cesedi parçalayacak akıntıya kaybolup meçhule gidecek” hesabını yaptılar ve görünen o ki, “Kızımız kayboldu” yaygarası ile ortalığı velveleye verdiler.
"Fransız Sherlock Holmes" olarak tanınan Edmond Locard der ki "Her temas bir iz bırakır. Fail, olay anında kendi üzerinden olay yerine, olay yerinden de kendi üzerine bir şeyler bırakır.” Kriminalist Uzman Prof. Dr. Sevil Atasoy “Kusursuz cinayet yoktur” demişti.
Bir olay yerinin en çok görülen izler GÖZLE GÖRÜLMEYEN İZLERDİR. Ne yazık ki katil ve katiller sadece kurbanın hesabını yapıyor, yakalanacağının hesabını yapamıyor. Beyanı tanıklar yalan söyleyebilir ama dilsiz tanıklar asla yalan söylemez. Narin kızımızın olayında, Olay Yeri İnceleme ekipleri tarafından toplanan tüm bulgular ve Adli Tıp Uzmanlarımız ceset üzerinde yaptıkları inceleme sonucu dilsiz tanıklar dile gelecek, olayın failleri bir bir ortaya çıkaracaktır.
Narin öldü.
Gömülüp toprağa karışacak ama “dava kapandı” olmaz...
“Narin neden öldürüldü” sorusu cevap bulmadan bu dava kapanmaz.
Edirne'de Azerbaycan asıllı Türk Ressam Hatai Abdullayev, Narin Güran'ın resmini, 2015'te cinayete kurban giden Özgecan Aslan'ın da resmini yaptığı duvara çizerek üzüntüsünü dile getirdi.