Gözün dışarda olursa sonunu dışarı belirler

Nuran Yıldız

Nuran Yıldız

[email protected]

ABD rekabeti asla sevmez.

Eskiden tüm rakiplerini, imaj endüstrisi üzerinden etkisizleştirirdi.

Hollywood filmlerinde iyi eylemler ABD’lilere, kötü eylemler siyahlara ya da Uzakdoğululara ait olurdu.

Suçlu ilk siyahların yaşadığı banliyölerde ya da Çin mahallelerinde aranırdı.

Çin dedim de.

ABD’nin korkulu rüyası oldu.

Önce “Tik Tok’u ya bize sat ya da yasaklayacağız” dediler.

Şimdi Çin teknolojisini tehdit ilan ettiler.

Kimileri buna “Trump’ın çılgınlığı” deyip geçti ama Biden da son kertede farklı olmayacak.

Çünkü ABD tarz olarak, felsefe olarak rekabet sevmez.

Rekabet, yarışmak demektir.

Halbuki ABD, “yarışma” fikrini tüm dünyaya püskürtse de, kendisi asla yarışmaz.

Üç büyük kâbusu olan “Rusya, Hindistan ve Çin” ile tarihsel, kültürel, felsefi olarak yarışamaz.

Çareyi bu ülkelerin beyinlerini transferde bulur. Tüm gelişme stratejisi “göçmen beyinler” üzerinedir.

Dünyanın bir yerinde başarı varsa, gider onu alır.

“Internetin köpekbalığı” olarak bilinen Amazon bunun en iyi örneği/özetidir.

Tıpkı Tik Tok gibi, Amazon’un karşısındaki Alibaba’yı da yok etmek istiyorlar.

Uzak memleketlerde ABD askerinin demokrasi getirmek için bulunduğuna inanan neredeyse kalmadı.

Sıkıntı da burada.

Artık küresel ölçekte rakipleri yok etmekte zorlanıyorlar.

“Rakip”, mihenk noktasını karşı tarafa koymak demek.

Ne yapacağına karşı tarafa bakarak kararlaştırmak demek.

Karşı taraf daha iyiyse huzur yok demek.

Rekabet hastalıklı bir eylem aslında. Kapitalizmin derin kuyusu. Hayatı yanlış yaşamak. Yanlış yerden anlamak.

Çin ve Hindistan, ABD ile rekabet ederek büyümüyorlar ki, kendi kapasitelerine döndükleri için büyüyorlar.

Kendi zekâlarına odaklanarak büyüyorlar.

Bu yazı, bir uluslararası ilişkiler ya da ekonomi yazısı değil.

Biz sıradan insanların gündelik yaşamına odaklanan bir yazı.

Rekabet, insanı mutsuzlaştırır. “Biz” duygusunu öldürür. “Başarı” kavramını başkaları üzerinden tanımlatır.

Sahip olmak istediklerini başkalarına belirletir.

Sen sadece kendi zekâna, hedeflerine, kendi yapmak istediklerine odaklan.

İşte o zaman, kapasiten de genişler, başarı da gelir.

Yeni yıl yaklaşırken aklınızda olsun istedim.

 

RTÜK’ÜN “UZMAN” UYARISI İYİ DE…

RTÜK, “Tv programlarına konuk edilen uzmanlar konusunda” medya kuruluşlarını uyarmış.

“Aynı kişinin, gündemdeki konu neyse o konuya göre konuşan hukukçu, terör uzmanı, siyaset bilimci,  sağlık bilimci, deprem bilimci olduğunu” belirtmiş.

“Her konuyu bilmeleri yetmiyormuş gibi popülaritelerini artırmak için spekülatif cümleler kurduklarının” altını çizmiş.

Yayıncı kuruluşların “konuk seçiminde azami hassasiyet göstermelerini” istemiş.

RTÜK’ün tespitlerinin altına imzamı atarım da çözüm ne olacak?

Medya kuruluşlarına ekrana çıkarılacak/çıkarılmayacak isimler listesi verilirse sonuç bu olur.

Liste dışında konuk çağıran yapımcıya kapı gösterilirse, sonuç bu olur.

(RTÜK’ün açıklama dilinin daha kısa ve daha etkili olması için İLAUM olarak danışmanlık vermeye hazır olduğumuzu kurum yönetimine iletmiştik.)

Bourdieu “Televizyonu Anlamak” kitabında diyor ki, “Ekranlardaki uzmanlar fast food entelektüellerdir. Olabildiğince çok ekranda görünmek için, sansasyonu konunun önünde tutarlar.”

Daha çarpıcı bir ifadesi daha vardır Bourdieu’nün: “Sürekli ekranda gördüğün uzmanlar, varlıklarını ekranda olmaya borçludurlar. Ekran dışında üretimleri sınırlıdır.”

 

BENCE

Şimdi de İngiltere’de virüs daha tehlikeli şekilde mutasyona uğramış. Krizlerin sona ermesini beklemekten vazgeçmeli. Her duruma hazır bir ruh haline geçilmezse, bu kez de tımarhanelerde yer kalmayacak.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Böcek’in “CHP’den istifa etmeyeceğini” söylemesi haber oldu. CHP, “istifa etmemenin” haber olması üzerine kafa yormalı.

Sıvı yağın fiyatının üç ayda üç katına çıkması sadece girdi maliyetiyle açıklanamaz, fırsatçılıkla açıklanır.

Bütçe görüşmelerinin kuru ekmekle başlayıp, “tahinli kabak tatlısı” tartışmalarıyla bitmesi, siyasetin çözümsüzlüğüne kanıttır.

Üniversiteleri fuhuş evlerine benzeten kişiye “Ben orada çalışıyorsam orası fuhuş evidir diye düşünmüş olabilir” diyen Fatih Altaylı’nın, pratik zekâsı ya okul açmalı ya da derslere girmeli.

Karikatüristler Selçuk Erdem, Erdil Yaşaroğlu ve Serkan Altuniğne’nin sosyal medyada, eserlerinin ticari amaçlara alet edilmesine dava açmaları doğru iş olmuş.

Felsefe lise ve yükseköğrenimin her branşında zorunlu olmalı. Kesin.

Sağlıklı beslenme uyarılarında Dr. Ümit Aktaş, şovmen Mehmet Öz’e bin basar. Acilen tv programı yapmalı.

Çin astrolojisi, “Batı” astrolojisinden çok daha anlamlı.

Karagümrük’ün Galatasaray’ı yendiği maçın kaderini belirleyen Ndao’ydu. Ama aylık ücretinin, Galatasaray’da oynayan Diagne’nin 22’de biri olması gösteriyor ki bizim teknik adamlarımız, transferde oyunculuğa değil, ne kadar pahalı olduğuna bakıyorlar.

Bence Gençlik ve Spor Bakanlığı “Başarıların bireysel sporlardan gelmesi” üzerine bir hayli düşünmeli.

 

İSTEDİĞİM YENİ YIL HEDİYELERİ

Baktım bazı anlı şanlı köşe yazarları, hiç sıkılmadan köşelerinden yeni yıl hediye siparişi veriyorlar.

Benim neyim eksik dedim, ben de sipariş geçeyim;

Yeni yılda telefonsuz bir beş gün hediye edilsin bana.

Kaygısız beş gece uykusu hediye edilsin.

Matbaaya teslim edilmeye hazır şekilde yeni kitabım başucuma bırakılsın.

En yakın dostumla hiç konuşmadan saatlerce sohbet fırsatı koysunlar paketin içine.

 

AKLIMDA KALAN

İnternet ortamının güvensizliği: Öğrencilerim bilir ki, kaynağını internetten aldıkları bilgileri, resmi bir web sayfasından olmadığı sürece kabul etmem. Dijital dünya gerçeği yamultan, yok eden, olmayan şeyleri var eden bir yer. Biri bana tanışırken “İnternette hakkınızda epey okudum” dediğinde cevabım değişmez “Öyleyse hakkımda öğrendiğiniz şeylerin yarısı yalan, diğer yarısı da gerçek değil.” Şimdi de bir astroloji sitesinde yorumcunun teki benim fotoğrafımı kullanıyormuş. Belli ki dolandırıcı. İyi de ona akıl danışan insanlara ne demeli? Buradan çıkacak sonuç şu ki, internette her önünüze gelen ekrandan sağlığınızla, geleceğinizle ilgili akıl alamazsınız, alıyorsanız vay halinize.

Diğer Yazıları