Hacamat nedir? Hacamat hangi hastalıklara iyi gelir?
Alternatif tıpta tercih gören tedavi yöntemlerinden birisi olan hacamat, vücudun önemli ve belirli bölgelerinde vakum ile birlikte kirli kanın dışarı çekilme işlemidir. Peki, Hacamat hangi hastalıklara iyi gelmektedir?
Faydaları hiçbir zaman saymakla bitmeyen hacamat, deride açılan ufak kesiklerle birlikte vakum yardımı sayesinde deri yüzeyindeki pis kanın çekilmesi işlemidir. Hacamat, kelime anlamı bakımından emmek anlamında kullanılmaktadır.
Hacamat Nedir?
Hacamat deriden ufak ensizyonlardan vakum yolu ile kan alınması işlemidir. Eski Mısırlılara kadar dayanan kadim tıp yöntemlerinden birisi olan hacamatın pek çok rahatsızlığa iyi geldiği söylenmektedir.
Hacamat kafa arkası, omuz, bel, bacak bölgelerine uygulanmaktadır. Stresi azaltarak panik atağa iyi gelen hacamat aynı zamanda bezle grip ve tüm üst solunum yolları ile ilgili hastalıklarda da işe yarar. Ancak hacamat işleminde çok dikkatli olunması gerekmektedir.
Medipol Esenler Üniversite Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi İlknur Topal, “Hacamat, özellikle fibromiyalji hastalığı, kronik yorgunluk ve tükenmişlik sendromu, gerilim tipi baş ağrıları ve migren konusunda sıklıkla başvurulan bir yöntem. Buna ek olarak miyofasiyal ağrı sendromu kulunç, postmenopozal sendrom, genel sağlığın korunması ve tüm kronik hastalıkların tedavisinde doktor kontrolünde uygulanabilir” dedi.
Medipol Esenler Üniversite Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi İlknur Topal, hacamatın faydalarına ilişkin açıklamada bulunarak uygulamada dikkat edilmesi gereken hususlara değindi.
Islak kupa terapisi halk arasında hacamat olarak da bilindiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi İlknur Topal “Kuru ve ıslak kupa terapisi olarak iki yöntem mevcut. Aslında iki yöntemin bir arada uygulanması daha doğru. Fakat bazı durumlarda tek başına kuru kupa tedavisi de uygulanabilir. Örneğin, kaslarda gerilmeleri, kulunçları olanlarda bistüri ile çizilerek kanatma şeklinde ıslak kupa tedavisi olmaktan korkan hastalar veya ıslak kupa uygulamasının sakıncalı olduğu ilerlemiş diyabet (şeker hastalığı), kan hastalıkları veya kanama bozukluğu gibi olan hastalarda tercih ediyoruz” diye belirtti.
Yanlış İşlem Kalıcı İz Bırakır
Yanlış yapılan hacamatın kalıcı iz bırakabileceğini hatırlatan Topal, “Islak kupa tedavisinde, kupa uygulama bölgesine çeşitli boyutlarda bistüri ile derinin alt dokularına inmeyecek şekilde belli belirsiz çizikler atıldıktan daha sonra yeniden kupa çekilerek içerideki kanın akmasının beklenir. Buradaki en önemli nokta, atılan kesiklerin derinliği ve sıklığı oluyor. Fazla derin uygulanan kesiklerin hacamat tedavisinde yeri yoktur. Hiçbir işe yaramaz. Fazla derin yapılan kesiklerde hedeflediğimiz derideki kana ulaşamıyoruz. Onun yerine derinin altındaki toplardamar kanları akıtılmış oluyor. Bu şekilde yapılan yanlış uygulamalar hacamat değildir. İstenilen şifa etkisi sağlanamaz. Aynı zamanda kişinin cildinde iz kalır" bilgilerini verdi.
Kuru kupanın, hasta bölgede kanlanma artışını artırarak uygulanan bölgenin oksijenlenmesini sağlandığını söyleyen Topal, “Kuru kupanın etki mekanizması, hasar verici ve ağrı oluşturucu maddelerin bu yolla oradan uzaklaştırılmasını sağlar. Aynı zamanda dairesel hareketlerle bazı yağlar eşliğinde uygulandığında masaj özelliğinden de faydalanabiliriz" diye konuştu.
Birkaç Hafta İzlerin Kalması Normal
Hacamat sonrası vücutta oluşan yara izlerinin birkaç hafta kalmasının normal olduğunu aktaran Topal, “Uzun süre veya ömür boyu kalan izler, hacamatın yanlış yapıldığını bize gösterir. Kupa sırasında aşırı ve abartılı bir kan akışının olması ise uygulamanın fazla derine yapılarak venöz kanın (toplardamar) akıtıldığının bir göstergesi. Bunun damardan kan alınmasından bir farkı yoktur. Hacamatın faydalarının göstermesi beklenemez. Damardan kan aldırma ile benzer faydalar ancak gözlemlenebilir” diye açıkladı.
Mutlaka Doktor Kontrolünde Yapılmalı
Hacamat yönteminin faydalarının oldukça fazla olduğunu hatırlatan Topal, “Hacamat, doktor kontrolünde ve doktor tarafından, uygun tıbbi ortamlarda yapılmalı. Bunun haricinde yapılan işlemler, her kim uygularsa suç işlemiş demektir. Eğitimsiz kişilerce; uygun olmayan koşullarda ve uygun olmayan hastalara yapıldığında ise çok olumsuz sonuçlara neden olabilir. Dolayısıyla hastaya verebileceği risklerden tamamıyla kendisi sorumlu olur” uyarılarında bulundu.
Doktor tavsiyesi olmadığı sürece, hastanın ısrarının hacamat tedavisinde önemli olmadığını vurgulayan Topal, sözlerini şöyle sonlandırdı;
“Hekimler olarak iyi bir öykü, mevcut hastalık analizi, muayene, öncesinde yapılan kan tahlilleri veya gerekirse diğer tetkikler olmadan hastaya hacamat kararı vermiyoruz. Tetkikler sonucu hacamat yapılması sakıncalı olan durumlarda, hasta kendi ısrarcı olsa dahi bu tedavinin yapılamayacağını bildiriyoruz.”