Hangi cemaatlerden uzak durmak gerekir?
Prof. Dr. Ali Köse'nin başlattığı "Bir FETÖ gitti bin FETÖ geliyor" tartışmasına Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca da katıldı. Karaca cemaatlerin topyekün hedef alınmasına itiraz ederek, 7 maddelik bir "dindar filtresi" önerisinde bulundu.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse'nin 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümünde katıldığı televizyon programında yaptığı açıklamalar büyük bir tartışmayı beraberinde getirdi.
Programda 15 Temmuz'dan gerekli dersin çıkarılmadığı uyarısında bulunan Prof. Köse, "Bir FETÖ gitti, bin FETÖ geliyor. Bu uyarıyı yapmak benim vazifem" diye konuştu.
Köse bu sözleri üzerine Menzil cemaati ve Nurcuların kamuoyu önünde tanınan bazı temsilcilerinden olumsuz yorumlar ve eleştiriler aldı.
Sosyal medyada Ali Köse'yi ve verdiği mesajı savunan bazı isimler de yine aynı çevreler tarafından "Anadolu'nun mayası olan cemaatlere cephe almakla" suçlandı.
İşte tam bu noktada tartışmaya katılan Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca ise "Sahi bir FETÖ gitti bin FETÖ geldi mi?" başlıklı yazısında önemli tespitlerde bulundu.
Tartışmasının maksadı dışına çıkartılmasına itiraz eden Karaca, "Tamam, 15 Temmuz’dan sonra gözlerin Türkiye’deki cemaatlere ve tarikatlere dönmesi de, cemaat ve tarikatlerdeki kimi sorunların ’acaba?’ şüphesi uyandırması da normal. Cemaat ve tarikatlerin kronik hale gelmiş bazı sorunlara ev sahipliği yaptığı da herkesin malumu." ifadelerini kullandı.
CEMAATLER KONTROL ALTINA ALINABİLİR Mİ, NASIL?
Osmanlı döneminde bile cemaatler konusunun kural ve kaideler çerçevesinde denetlendiğini belirten Habertürk yazarı, "Tarikatların yozlaşmasını önlemek ve “Şeyhim ben” diye ortaya çıkanların bilgisini ölçmek için kurulmuş bir Meclis-i Meşayih vardı örneğin. Kurul, hem şeyhleri sınavdan geçirir hem de yayınları denetlerdi. Bugünkü kuralsızlık o gün dahi yoktu." notunu düştü.
Bu noktada "dindar filtresi" önerisini gündeme taşıyan Karaca, Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara’nın Eylül 2016 tarihli ‘Diyanet’ adlı dergiye verdiği röportajdan bölümler aktararak, "Şu semptomları gösteren cemaat ya da tarikatlerden uzak durmak gerekir." diye yazdı.
İşte Nihal Bengisu Karaca'nın sıraladığı o 7 madde;
"1- Liderliğe kutsallık atfetme, liderliğin aşırı büyütülmesi, liderin sorgulanmaz hale gelmesi
2- Liderliğin her sözünün bir nevi vahiy, en azından sünnet şeklinde algılanması
3- Özellikle tarikatlerde, ‘dünyevileşme’. Manevi yatırımın yerini maddi dünyaya yapılan yatırımların alması
4- Şeffaf davranmama, sırlı bir gizlilik içinde faaliyetlerini yürütme, dışarıya açık olmama, mensuplara kod adı verme gibi davranışlar
5- Mensuplarını tabii çevresinden ve en önemlisi ailesinden uzaklaştırma, onları bir enformasyon kontrolüne tabi tutma, sadece kendi kitaplarını okutma, başka gazetelerden, dergilerden, TV kanallarından yararlanmalarına, başka medya araçlarına bakmalarına müsaade etmeme
6- İtirazın yasak oluşu, “Biz seçilmiş insanlarız” kanaati, “Bizim dışımızdakiler önemli insanlar, cemaatler değildir” şeklindeki bir ötekileştirme
7- Dinen şüpheli şeylerin meşrulaştırılması. Şüpheli şeyler sadece fıkhi meselelerle ilgili değildir, itikadi şüpheler de bu noktada önem arz etmekte."