'Hanutun' faturası Ertuğrul Özkök’e kesildi!
Uzun zamandır tuttuğum yazı orucumu bozmamaya gayret ediyordum. Ancak Hürriyet’teki temiz eller operasyonundan kulağıma öylesine dedikodular geliyor ki, mevzuya daha fazla kayıtsız kalmam mümkün değildi.
Medyanın amiral gemisinde mülkiye müfettişleri tarzındaki özel bir ekip, tek tek bütün departmanları sorguluyor haftalardır.
Bunu medya sitelerinde okumuşsunuzdur zaten. Ben size işin çok daha derin perde arkasını ve akıllara seza fısıltıları anlatacağım.
Operasyonun ilk ayağı magazin servisine yapılmış. Yıllardır kapalı kapılar ardında konuşulan ama pek kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği meseleleri, mahallenin delisi olarak kaleme alıp duruyorum aylardır.
Fikret Bila, genel yayın yönetmenliğine gelir gelmez başta magazin servisi olmak üzere ekonomi ve spor servislerindeki kötü kokuların kaynağını öğrenmek için kolları sıvamış. Malum Fikret Bila bir Ankara gazetecisi ve hiç sevmez böyle çirkin akçeli işleri.
Bununla eş zamanlı olarak da Aydın Doğan, çok güvendiği Mehmet Yakup Yılmaz’a alternatif bir Kelebek hazırlaması için talimat vermiş. Mehmet Yakup Yılmaz ve bu işlerde ona refakat eden hafta sonu eklerinin başındaki Çınar Oskay, Bodrum’da patrona hazırladıkları prototipini ve projelerini sunmuşlar.
Aydın Bey gazeteyi beğenmiş beğenmesine ama konu yazarlara gelince Mehmet Y. Yılmaz’ın, Melis Alphan dışındaki bütün yazarları gönderelim teklifine müdahale etmiş. “Yahu yapma, bana gelen bilgilere göre Cengiz çok okunuyor, onu tutalım” demiş büyük patron.
Bunu duyan Mehmet Y. Yılmaz, “Beyefendi, eğer dediğiniz ismi değiştirmezsek, bu operasyonun hiçbir anlamı kalmaz” cevabını vererek masadan kalkmak istemiş. Bunun üzerine patron “Peki peki, otur” diyerek kafa kafaya verip istişarelere devam etmişler…
Dönelim şimdi bu görüşmeden 24 saat önceki İstanbul Hürriyet binasına…
Kelebek’in magazin paşası Selim Akçin, müfettişlerce ifadeye çağrılmış. Akçin’in bordrodaki maaşını bilen müfettişler ona aylık iki bin Avro’luk araç kiralama parasını nasıl ödediğini sormuşlar.
Akçin, bunun üzerine “Laf yine eski eşimin PR şirketine mi gelecek?” diyecek olmuş; müfettişler “Hayır bahsettiğimiz, şarkıcı sevgilinize kiraladığınız lüks cip” deyince kulaklarına kadar kızarmış bizimkisi.
"Temiz Eller" operasyonunun bir ayağı da ekonomi servisinde sürüyor tüm hızıyla.
Dedikoducu kuşların anlattıklarına göre serviste çalışan bazı arkadaşlar şu sıra, üzerilerine kayıtlı mülkleri ve ticarethaneleri ellerinden çıkarmakla meşgullermiş.
Adı bende saklı bir tanesi, sahibi olduğu iki tulumbacı dükkanını apar topar elden çıkarmış bile. Ekonomi servisindeki bir başka sıkıntı da müdürün PR’cı eşi ve onunla ilgili hazırlanan dosya. "Temiz Eller" operasyonu Hürriyetçilerin hiç beklemediği bir noktaya varmış; çünkü kim ifadeye çağrılsa gayri ahlaki işler çeviren onlarca başka meslektaşını ispiyonlaya başlamış.
“Spor servisinde asayiş berkemal mi?” diye soracak olursanız, çuvalla dedikodu var ama onları da başka bir güne bırakalım. Tarkan’ın ballı ABD konserinden, bir GSM servisinin Twitter’daki spor uygulamasına kadar koca bir dosya da önümde duruyor onlarla alakalı.
Hele bir de gazeteye lüks sıfır Mercedes’i gelen bir sayfa sekreteri hikayesi var ki, onu ben bile anlatmaya utanıyorum. Çok merak eden yedi başbakan, üç cumhurbaşkanı, üç de darbe gören grubun yayın koordinatörüne sorsun.
Gelelim zurnanın zırt dediği yere…
Peki Kelebek’in başına kim geçecek?
Bu kulvarda iki güçlü aday yarışıyormuş. İlki Mehmet Y. Yılmaz’ın yıllardır ekibinde olan Ferhan Kaya Poroy, ikincisi ise Fikret Bila’nın Milliyet’ten tanıyıp, güvendiği Aslı Çakır.
Biliyorum bunu yazıyorum diye Ali Eyüboğlu bana kızacak ama Fikret Bila’nın, Gökhan Kimsesizcan’ın sayfasını ona tahsis etmek istediği de kuşların kulağıma fısıldadığı başka dedikodu.
Tüm bu pis kokuların bedeli kime fatura edildi diyecek olursanız; şu an Bodrum’da Ahmet Hakan ve Mehmet Y. Yılmaz ile birlikte patronun teknesinde tatil yapan Hürriyet’in kırmızı pantolonlu Ex-Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’e efendim.
Hatta Aydın Bey’in herkesin içinde Özkök’ü; “Neresinden tutsam elimde kalıyor bu gazete. Bu kokuşma senin zamanında başladı be kardeşim! Hiç mi fark etmedin? Yoksa göz mü yumdun?” diye azarladığı da konuşulanlar arasında.
Woody Allen dediği gibi “Dedikodu, ihmal edilmiş bir sanattır”. Naçizane bendeniz de onun hakkını vermeye çalışıyorum. Yalandır, doğrudur günahı hala Hürriyet’te çalışıp, bu dedikoduları piyasaya yayanların boynuna.