Haşmet Babaoğlu Kürtçe ağıtla dalga geçen sağlık personeline sert çıktı!

Sosyal medyada yayınlanan bir videoda, taziye evine giden sağlık görevlilerinin burada yas tutan vatandaşlarla dalga geçmesi büyük tepki topladı.

Adıyaman'da çekilen videoda, olaya tanık olan sağlıkçılardan biri yakılan ağıtla dalga geçerken, diğer sağlık personeli yapılan taklide kahkahalarla gülerek videoya kaydediyor.

Olayın ardından, iki 112 acil sağlık görevlisi, Sağlık Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılıp haklarında soruşturma başlatıldı.

SABAH YAZARINDAN SERT TEPKİ

Bu çirkin görüntülere Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu da kayıtsız kalmadı. Bugün köşesinde, "Bunlara mı gülüyorsun? Vah vah!" başlıklı bir yazı kaleme alan Babaoğlu, "Neye üzüldüğümüz konusu benliğimizin; neye güldüğümüz de aklımızın seviyesini gösterir." diye yazdı.

İşte o köşe yazısı;

- Bunlara mı gülüyorsun? Vah vah!

Abartılı kahkahalar atmanın veya kıkırdayıp durmanın kendi başına "iyi" bir şey olduğunu sanmak dibine kadar yanlış bir tutum.

Tıpkı aşağılık alaycılığı mizah olarak görüp bir de zeka belirtisi saymanın çok feci bir yanılgı olması gibi.

Ama bu virüsü bir kere içimize zerk etmişler.

Sosyal kesim ayrımı yapmaksızın hızla yayılıp bulaşıyor.

En fenası da şu ki...

Saf neşeye karşı duyduğumuz masum ve güzel açlık gitgide kirleniyor.

Unutmamalı...

Neye üzüldüğümüz konusu benliğimizin; neye güldüğümüz de aklımızın seviyesini gösterir.

***

Günlerdir sosyal medyada dolaşıp duran meşhur videoyu biliyorsunuzdur.

Ambulans/acil tıp hizmetlisi olduklarını tahmin ettiğimiz iki kişi; biri çok genç bir kadın, diğeri orta yaşlı bir erkek gittikleri cenaze evindeki ağıtları taklit ederek gülmekten kırılıyorlar.

Yaptıklarının normalliğinden ve gördüklerinin gülünçlüğünden o kadar eminler ki, görüntülerini yaymaktan çekinmemişler.

Belli ki, herkesin de kendileri gibi güleceğini düşünüyorlar.

İki gündür yazsam mı yazmasam mı, diye düşündüm.

Yapmışlar bir cahillik deyip geçecektim.

Sonra baktım ki, video viral olmuş, kopmuş gitmiş.

Bari iki çift laf düşeyim şuraya, dedim.

İlk söyleyeceğim, çok yalın.

Videoya bakanlar...

O acınası kişilere bakarken siz de gülmeyin!

Çünkü siz güldükçe, insani değerler adına elimizde avucumuzda kalmış ne varsa, eriyor, çözülüyor.

İnsanların yaslarıyla, üzüntüleriyle, acılarıyla ağlamak gülünecek şey mi?

Bir de şunu sorun sorgulayın artık...

Pervasız alaycılık ne zaman, ne için, nasıl kahkaha sebebi olup çıktı?

***

İkinci söyleyeceğime gelince...

Sevinç duygusuyla, saf neşeyle aramız bozuk. Biliyorum.

Onu nerdeyse her gün ellerimizle öldürmeye kalkışıyoruz.

Yazık!

O zaman böyle cahillikler çıkıyor ortaya: Zorla gülmeye çabalamalar; hoyrat mizah, boş geyikler...

Güzelliği bilmeyenin güzel gülmesi; sevinmeyenin neşelenmesi mümkün mü?

O halde, sevinç duygusuyla bozulan ilişkimizi yeniden tamir etmenin zamanıdır.

Ve tekrar ediyorum...

Kaynağı şüpheli kahkahaları, kıkırdamaları marifet sanmaktan vazgeçmelidir.

Biliyor musunuz?

Kayıtlarda açık biçimde var: Abu Gureyb hapishanesindeki işkenceciler işlerini kahkaha atarak görüyorlardı.

Columbine Lisesi'nde arkadaşlarını tarayan katil gençler o sırada kıkırdıyorlardı.

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.