Haşmet Babaoğlu'dan yeni savaşın şifreleri...
Kurban Bayramı sonrası ortaya çıkan şarbon vakaları son günlerde vatandaşlar arasında tedirginliğe neden oldu. Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu da konunun uluslararası boyutuna dikkat çekti. Babaoğlu yazısına gelen mesajlar üzerine ise "Suriyeli hastalığı" yalanına karşı uyardı...
Ankara Gölbaşı, İstanbul Silivri ve Bakırköy ilçelerinde tespit edilen şarbon hastalığı, son olarak iki gün önce Bitlis Güroymak’ta görüldü. İlçede şarbon karantinası başlatıldı.
Sosyal medyada geniş yankı bulan "salgın" haberleri kısa sürede halk arasında yayıldı. Pekçok vatandaş şarbon korkusu nedeniyle et yemekten çekinir hale geldi.
Salgın haberlerini ve sonrasında yaşanan panik havasını masaya yatıran Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu ise konunun uluslararası boyutuna dikkat çekti.
Son zamanlarda sıklıkla karşılaşılır hale gelen "salgın" haberlerine dikkat çeken Babaoğlu, bu ve benzeri olayların, ülkeler arasındaki mücadelenin enstrümanı haline geldiğine dikkat çekti.
İşte Haşmet Babaoğlu'nun konuyla ilgili önemli tespitler yaptığı köşe yazısı;
Hazırlanmalıyız...
İyi savunma iyi hazırlıkla mümkün.
Devlet olarak, kamuoyu olarak, fertler olarak uyanık ve hazırlıklı olmamız gereken şeyler var.
Dünya öyle boş bırakmaya gelmiyor artık!
Kimse oyunun dışında kalamıyor.
Hakkında donanımlı olmamız gereken kavramlar, terimler, işaretler var.
Mesela "bulaşıcı hastalık" kavramı...
Karantina, salgın, vd.
***
Biliyoruz ki...
Dünya kadın, çocuk demeden katledilen insanlara kayıtsız kalıyorlar.
Kınama törenleri eninde sonunda bitiyor, kalpleri saran üzüntü yavaş yavaş gevşiyor.
Toplu kıyımlar, iç savaşlar, iç parçalayan dramlar bile rutine dönüşüyor.
Fakat bir de kamuoylarının "hastalık" konusuna yaklaşımını düşünün ya da "salgın alarmları" karşısında toplu tepkiyi...
Hemen herkes ayağa kalkıyor, tedirginlik her yanı sarıyor.
Burada kilit nokta şu...
Modern insan öyle bir hale getirildi ki, sağlık endişesine kapıldığında bütün metanetini kaybedebilir; en yakın dostlarını satabilir, inandığı davalarını unutabilir...
***
Hemen eylül başında...
Biz şarbon haberleriyle haşır neşirken...
Uluslararası medyada yolcu dolu dört uçakla ilgili karantina haberleri çıktı.
Dubai'den New York'a, Cezayir'den Fransa'ya, Nijerya'dan Londra'ya ve Münih'ten
Philadelphia'ya giden uçaklar...
Ortalık biraz karıştırıldı, tartışmalar, panik testleri, vd.
Sonra "rutin olay hepsi, zaten birer saatlik yolcu karantinaları normal" denilip olaylara ilgi söndürüldü.
Bir tür sosyal deney gibiydi.
***
Vekalet savaşları, sıcak savaşlar, ticaret savaşları falan derken...
Öyle anlaşılıyor ki, yeri ve zamanı geldiğinde "hastalık/ mikrop bulaşmaları" da devreye girecek.
En azından bunu hesaplayanlar var.
Bu noktada...
"Karantina" çok kritik bir terim ve uygulama.
Yeryüzünde yeni sınırlar çizmek, en yakın yerleri ve toplulukları bile birbirinden ayırmak için çok etkilidir...
Bilmem anlatabiliyor
YAZIYA GELEN TEPKİLERE CEVAP
Babaoğlu, yazısına gelen tepkiler üzerine sosyal medya hesabından bir video yayınladı. Haşmet Babaoğlu, özellikle İzmir'de bazı öğretmenlerin, bazı hastalıkları "Suriyeli hastalığı" olarak adlandırdığını belirterek, "Kendinize gelin" dedi.
'Suriyeli hastalığı' da nedir? Uydurmayın... Kendinize gelin! pic.twitter.com/BQxPKXsQHh
— Haşmet Babaoğlu (@HasmetBABA) 14 Eylül 2018