Hastalarından virüs kapan profesör korona ile bir ay süren mücadelesini anlattı!

Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü 10 Mart'tan sadece 7 gün sonra koronavirüse yakalandığını fark ederek çalıştığı hastaneye giden Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, 17 Mart'ta Kovid-19 şüphesi ile hastaneye yattı. Tutluoğlu'nun ilk 2 testi negatif çıktı. Prof. Tutluoğlu'nun hastaneye yatışının 11. günündeyken ilk kez testi pozitif sonuç verdi. 12 günü yoğun bakımda olmak üzere 1 ay süren hastalıkla mücadelenin ardından taburcu oldu.

Acıbadem International Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, bizim bir çırpıda özetlediğimiz Kovid-19'a karşı verdiği 1 ay süren mücadeleyi Habertürk'te Hülya Hökenek'in hazırlayıp sunduğu Enine Boyuna programında anlattı. 

Türkiye'deki ilk Kovid-19 vakalarına bakarken virüse yakalandığını belirten Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, "Günde 5-10 Kovid hastasına bakıyordum. Gerekli önlemleri almama rağmen birinci haftanın sonunda gece başlayan halsizlik ve ateşi fark edince kendimin de Kovid-19'a yakalandığımı anladım. O gece odamı ayırıp, maskemi takıp evdekilerden kendimi izole ettim. Sabah valizimi aldım, yatabileceğimi düşünüp ev halkıyla vedalaşıp hastaneye gittim" dedi. 

Sabah gitti hastanede çekilen tomografisinde enfeksiyon başlangıcını gördüğünü ve bunun üzerine yatışının yapıldığını ve protokoldeki ilaçlarla tedavisinin başladığını anlatan Tutluoğlu, ilk günlerde halsizlik ve ateşin sürdüğünü ifade etti. Ateşin yüksek olmadığını ancak perişan etmeye yettiğinin altını çizdi.

Üçlü bir tedavi uygulandığını hatta ilk günlerde bir iyileşme gördüğünü ve bu nedenle sosyal medyadan umut dolu mesajlar vermek istediğini aktaran Tutluoğlu, ancak işler iyi gitmeyince Çin'den getirilen ilacın da kullanılmaya başlandığını söyledi. 

Buna rağmen zaman zaman ateşinde yükselmeler olduğunu ve tedavisine kortizon ekledığını belirtan Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, "Kortizonla ilk birkaç gün iyi gidiş sağlamama rağmen 11. günde tabloya nefes darlığı, öksürük eklendi, oksijen seviyelerinde düşme yaşandı." dedi. 

Bu durumda oksijen tedavisinin birçok hastada iyi sonuç verdiğinin altını çizen Tutluoğlu, ancak giderek oksijen dozunu artırmalarına rağmen bunun kendisinde istenen sonucu vermediğini ifade etti.

12. günden itibaren bir yoğun bakım sürecinin başladığını söyleyen Prof. Tutluoğlu, yoğun bakımda 12 gün boyunca mekanik solunum cihazına bağlı kaldığını aktardı. Bu süreçte iki kez kök hücre, 5 kez de plazma ferez uygulandığını belirten Tutluoğlu, yoğun bakım öncesinde akciğerlerinin onda birini kaplayan iltihabın, yoğun bakıma indiğinde yarısını kapladığını, yoğun bakımdaki ikinci gününde ise yüzde 80'e ulaştığını ifade etti. 

Kendisinde risk faktörü olarak yüksek tansiyon ve obezite olduğunu vurgulayan Prof. Tutluoğlu, "Bu hastalıkta bir doğru yok. Değişik bir enfeksiyon. Genelde viral enfeksiyonlar seyrek olarak zatürreye yol açar. Genelde viral enfeksiyonlara antibiyotik kullanmamızı gerektiren bakteriler eklenir. Ve bunu klasik antibiyotik kullanarak tedavi edersin. Ama burada durum farklı. Gece 12'te ateşim çıkıyor. Sabah çekildiğim tomogrofide tutulum var. Yani üst solunum yollarında hiç durmadan akciğerlere ilerlemiş bir durum.Çok farklı bir enfeksiyonla karşı karşıyayız." dedi. 

Bu hastalıkta her hasta için her ilacın farklı sonuç verebildiğini belirten Tutluoğlu, "Klasik zatürede eğer hastanın özel bir direnci yoksa standart tedaviyi verirsiniz her hastada aynı sonucu elde edersiniz. Ama bu hastalıkta ilaçlar her hastada farklı sonuçlar verebiliyor" diye konuştu. 

Akciğerlerindeki tutuluma ilişkin çarpıcı ifadeler kullanan Tutluoğlu, "Benim durumunda bir hasta olduğu zaman vereceğim şans yoğun bakım süreci başladığında yüzde 50 idi. İkinci günde akciğerlerimin büyük bir kısmı kaplandığı için o yüzde 50 olan şans yüzde 20'lere düştü." dedi...