Hatay neden şahsi mesele? Neden bu kadar önemli?
Hatay'da yaşanan 6.4 büyüklüğündeki deprem sonrasında birçok bina yerle bir olurken Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremde büyük yıkımlara sebebiyet vermişti. Tüm bunların sonrasında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün “Hatay benim şahsi meselemdir” sözleri merak edildi. Peki ama Hatay neden şahsi meseledir? Hatay'ın önemi nedir?
Hatay'da dün akşam saat 20.04'te yaşanan 6.4 büyüklüğündeki depremin ardından 5.8'lik bir sarsıntı daha yaşandı. Yaşanan depremler sonrasında Kahramanmaraş merkezli felakette de büyük yara alan Hatay dün akşamki sarsıntıda da büyük darbe aldı.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Hatay benim şahsi meselemdir' sözleri bir anda akıllara geldi. Atatürk'ün Hatay için neden böyle sözler söylediği merak edilirken Hatay'ın önemi de sorgulanmaya başlandı.
Hatay Neden Şahsi Mesele?
Mustafa Kemal Atatürk'ün “Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz” söylemi Hatay konusundaki düşüncelerini ön plana taşıdı. 1 Kasım 1936 tarihinde TBMM açış konuşmasında “...milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük mesele, gerçek sahibi öz Türk olan İskenderun, Antakya çevresinin geleceğidir. Bunun üzerinde ciddiyet ve kesinlikle duruyoruz” sözleri tarih sayfalarında yerini aldı.
Hatay Fransız işgali altındaydı ve konu Milletler Cemiyeti'ne aktarılırken Atatürk Fransız büyükelçisine, “Hatay benim şahsi davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz” demişti. Fransızlar, Hatay için silah gücünün kullanılacağını anlamaya başlamışlardı.
1937 yılının kış aylarında baş gösteren Atatürk'ün karaciğer hastalığı 1938'in Ocak ayında saptanmıştı. Muayenede, Atatürk'ün karaciğerinde büyüme saptandı. Bu esnada Hatay konusu ciddiyetini koruyordu. Atatürk, dünyaya bir mesaj vermek için 19 Mayıs 1938'de Ankara'daki törenden hemen sonra trenle Adana'ya hareket etti. Çukurova bölgesinde 5 gün süren 5 günlük gezide hastalığını umursamayan Atatürk, askeri birlikleri denetledi. Çok yorulduğunu hissedince askeri geçidin sonuna doğru “marş-marş ile geçsinler” diye emir verdi.
Atatürk ayakta olduğunu ve Hatay davasından ödün vermeyeceğini dünyaya göstermeyi amaçladı. Bu esnada Fransa'yla yapılan bir anlaşma gereğince, Kurmay Albay Şükrü Kanatlı kumandasındaki birliklerimiz Hatay'a girdi.
13 Ağustos'ta yapılan seçimlerde Hatay Cumhuriyeti kuruldu ve 2 Eylül 1938'de Tayfur Sökmen Hatay Cumhurbaşkanı oldu. Atatürk, ölmeden önce bu gelişmeleri gördü. Hatay Cumhuriyeti 9 ay sonra, 30 Haziran 1939'da Türkiye'ye katıldı ve Hatay Devleti sınırları Türkiye-Suriye sınırı olarak kabul edildi. 23 Temmuz 1939'da Hatay Türkiye Devleti'ne dahil oldu ve Hatay Vilayeti kuruldu. Anayurdun bölünmez, vazgeçilmez bir parçası olan Hatay anayurtla bütünleşti.