Hayranları 20 yıldır Ahmet Kaya'yı özlüyor
Alternatif müziğin güçlü sesi Ahmet Kaya bundan 20 yıl önce Hoşçakalın Gözüm adlı albümünü hazırlarken sürgün hayatı yaşadığı Paris'te kalp krizi geçirerek vefat etti. Kaya vefatından 21 ay önce yılın en iyi sanatçısı aldığı gece aralarında ünlü sanatçılarında teşviki ile adeta linç edilmişti. Yaşanan skandal olay ve yapılan büyük ayıp yetmezmiş gibi bir de hakkında peş peşe açılan davalar üzerine Kaya, Türkiye'yi terkedip Paris'e gitmişti.
Şarkıları nedeniyle başı sık sık polis ve yargı ile belaya giren Kaya, 20 albüme imza attı.
Sanatçı, 10 Şubat 1999’da Magazin Gazetecileri Derneği’nin Princess Otel Kongre Salonu’nda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı.
Ödülü alırken yaptığı konuşmada sarf ettiği “Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var. Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını biliyorum” sözleri nedeniyle lince maruz kaldı.
SKANDAL OLAYIN FİTİLİNİ SERDAR ORTAÇ ATEŞLEDİ
Ahmet Kaya'nın bu sözlerinin ardından sahneye çıkkan Serdar Ortaç büyük ayıbın başını çeken isimdi.
Ortaç sahneye çıkıp Sibel Can'ın "Padişah" şarkısını "Bu devirde kimse sultan değil, hükümdar değil, padişah değil, Atatürk yolunda tüm Türkiye, bu vatan bizim, ellerin değil" şeklinde okuması sonrası skandal olaylar yaşandı. Ortaç, şarkının ardından 10. Yıl Marşını söyleyerek salondaki harareti arttırıren, bazı konuklar, Ahmet Kaya'yı protesto etmiş, hatta çatal bıçak fırlatanlar olmuştu.
Bu olayın ardından hakkında birçok dava açılan Ahmet Kaya, 16 Haziran 1999’da Fransa’ya gitmek zorunda kaldı. Kaya, 16 Kasım 2000’de, “Hoşçakalın Gözüm” isimli albümünün çalışmaları sırasında, Paris’teki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Cenaze merasimi Paris Kürt Enstitüsü’nde yapılan Kaya, 17 Kasım 2000’de 30 binin üzerinde kişinin katıldığı törenle Yılmaz Güney’in de defnedildiği Paris’in Père Lachaise Mezarlığında toprağa verildi..
AHMET KAYA KİMDİR?
Ahmet Kaya 1957 yılında Malatya'ya göç etmiş olan bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu. Babası Sümerbank fabrikasında çalışan bir işçiydi. İlkokulu Malatya'da bitirdi. Müzikle 6 yaşında babasının hediye ettiği bağlama ile tanışan Kaya'nın çalış biçimi ise herhangi bir öğretmeni olmadığı için tamamen kendisine özgüydü. Okuldan arta kalan zamanlarda ve yaz tatillerinde ya plakçıda ya da tanıdıkların minibüsünde çalışara harçlığını kazanırdı.
9 yaşına geldiğinde babasının çalıştığı fabrikanın işçilerinin düzenlediği işçi bayramı gecesinde sahneye çıktı. Ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle 1972'de İstanbul Kocamustafapaşa'ya göç eden Kaya okulu da bırakmak zorunda kaldı. İşportacılık ve çeşitli işyerlerinde çıraklık yapan Kaya, liseyi dışarıdan bitirdi. Sonra da Eğitim Enstitüsü'nün Keman bölümüne başladı. Bu dönemde küçük bir yerleşim yerinden büyük bir şehre taşınmanın ve alışmanın sıkıntılarını derinden yaşadı.
1978 yılında Gelibolu'da askerlik yapan Ahmet Kaya bu arada askeri orkestrada müzik çalışmalarını sürdürdü. Askerlik dönüşü, ünlü şair ve söz yazarı Yusuf Hayaloğlu'nun kız kardeşi Gülten Kaya ile evlenen Kaya'nın 1982 yılında kızı Çiğdem doğdu. Bundan tam 5 yıl sonra ise Melis isimli ikinci çocuğunu kucağına aldı.
1985’te ilk albümü ‘Ağlama Bebeğim’le adını duyuran Ahmet Kaya’nın yükselişi, 80’lerin ikinci yarısında başladı. 12 Eylül karanlığını yırtan emekçi hareketliliğiyle aynı döneme denk gelen süreçte ‘Acılara Tutunmak’, ‘An Gelir’, ’Şafak Türküsü’, ‘Yorgun Demokrat’, ‘Başkaldırıyorum’ gibi ardı ardına çıkardığı albümlerle geniş bir hayran kitlesine ulaştı.
