HDP’NİN TAKTİĞİ: ÖNCE MÜZAKERE, SONRA MÜCADELE
Altılı Masa’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP ile TBMM’de görüşmesinden sonra, HDP ve destekçilerinin oluşturduğu ittifak Cumhurbaşkanı adayı çıkarmama kararı aldı. Sadece TBMM seçimlerine katılacaklar.
Bu, aslında HDP’nin önümüzdeki dönemde izleyeceği stratejinin ilanı gibi.
Nasıl mı?
Açalım.
Edindiğimiz bilgilere göre, HDP, Altılı Masa ile asgari müşterekte buluşacağı müzakere konuları ile seçim sonrasında daha ileri taleplerin olduğu mücadele konularını ayırmış durumda.
Bu çerçevede, (İyi Parti (İP) de dahil) Altılı Masa ile görüşmelerinde maksimalist, yani aşırı taleplerini sonraya saklayıp, asgari müşterekte buluşacakları talepleri öne çıkardı. Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının ziyaretindeki temaslarda ve sonrasında yaptıkları ortak açıklamada da bunu gösterdi.
Masa ile müzakere konuları, genel bir çerçeve olacak. Amaçları, Masa’nın seçmen kitlesini korkutmamak ve onların da “kabul edebileceği” söylemler olacak. Dozu sonra artıracaklar. Aslında bir nebze, Hitler’in Enformasyon Bakanı Goebbels taktiği uygulayacaklar: “Propagandada beyinlere her gün 1 cm. çivi çakacaksın, 40 günde 40 cm. girecek, girdiğini kimse hissetmeyecek, böylece yalan gerçek olacak”.
Muhalefet tabanına yıllardır HDP güzellemeleri ile çiviler çakıldığı düşünüldüğünde, hedeflerine de çok yaklaşmış durumdalar.
Yine benzer örnek herkesin bildiği kaynar değil de ılık suya konan kurbağa. Ateşi yavaş yavaş artıracaklar. Bu sayede kurbağa, su kaynamaya başladığında kaçamayacak, haşlanacak ve sonunda ölecek.
Teşbihte hata olmaz, HDP’nin Altılı Masa’nın seçmen veya tabanını ürkütmeme taktiği bu olacak. Tabii bunu Altılı Masa’daki liderler ve kurmaylar da biliyor. Ama nedense seçmenlerine açıklamaya pek sıcak bakmıyorlar.
HDP’nin stratejisini detaylandırmaya devam edelim.
HDP’NİN MÜZAKERE STRATEJİSİ
Esas olarak 6’lı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı (yine vurgulayalım), dolayısıyla 6’lı Masa ile esas mutabakata vardıkları ve aldıkları taahhüt “Kürt Sorunu” olarak tanımladıkları meseleyi TBMM zeminine taşıyacaklar. Bu konuda mutabakata varıldığı ve çok net uzlaşıldığı anlaşılıyor. (TBMM boyutunun ne anlama geldiğini, “İMRALI MUHATAP DEĞİLMİŞ” başlıklı yazımda detaylandırmıştım. Bkz. https://www.superhaber.com/imrali-muhatap-degilmis-makale-358591 ) Bu çerçevede HDP, TBMM’ye çok güçlü girebilmenin planlarını yapıyor. Askeri ifadeyle Meclis’e tahkimat yapmak istiyor. Radikal sol ile ittifakla bunu amaçlıyor.
Tekrarlayalım, stratejinin ilk adımı önce Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerini kazanmak. Sonraki adım da müzakereye TBMM’de devam etmek.
6’lı Masa’nın vaatleri arasında HDP’nin de onayladığı maddeler var. Eğer 6’lı Masa-HDP ittifakı seçimleri kazanırsa bu konularda temelde sorun çıkmayacak gibi görünüyor. Belki detaylarda bazı sorunlar yaşayabilirler. 6’lı Masa’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde yer alan vaatlerden bazıları şöyle:
HDP’NİN ONAYLADIĞI MADDELER
- Yerel yönetimlere hem idari hem de mali özerklik vermek. Özerklik kelimesi kullanılmıyor ama yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile ilgili maddeler açıkça bir özerk yönetime işaret ediyor. KCK/PKK ve HDP’nin kullandığı ifadeyle öz yönetime de…
Mali özerklikle ilgili sıkıntıları “BELEDİYELERE MALİ ÖZERKLİK HDP’NİN (PKK’NIN) TALEBİ DEĞİL Mİ?” başlıklı yazımda aktarmıştım. (Bkz. https://www.superhaber.com/belediyelere-mali-ozerklik-hdpnin-pkknin-talebi-degil-mi-makale-446138 )
Ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu, her fırsatta Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki, Türkiye’nin çekincelerini kaldırma taahhüdünde bulunuyor. Bu, teröristbaşı başta olmak üzere terör örgütünün bütün ayaklarının en önemli taleplerinden biri.
PYD-YPG VE FETÖ MÜCADELESİ BIRAKILACAK MI?
- Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde yer alan bir madde PYD-YPG terör örgütüyle ve FETÖ terör ve casusluk örgütü mücadelemize zarar verecek türden. Madde şu şekilde: “Terörle mücadelede, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası örgütler bünyesinde kabul edilen belgeleri ve alınan kararları dikkate alan bir yaklaşım sergileyeceğiz.”
Bu yapılar, Türkiye’nin her türlü girişimine rağmen PYD-YPG ve FETÖ’yü terör örgütü olarak kabul etmiyor. Bunların belgelerini ve kararlarını dikkate alırsak, bu örgütlerle mücadele büyük darbe yer. HDP, bu maddeden de memnuniyet duyuyor.
- Kayyım karşıtlığı da iki yapının ortaklaştığı konular.
Ve mutabakat metninde bir madde var ki, onu ayrı bir yazı konusu yapacağım.
HDP stratejisine göre, müzakere süreçleri bu saydığımız ve benzeri ortak yaklaşılan konular zemin alınarak geliştirilecek.
HDP’NİN MÜCADELE OLARAK TANIMLADIĞI KONULAR
6’lı Masa, HDP ile işbirliği içinde seçimleri kazanırsa, HDP açısından müzakerelerden sonra mücadele alanları da bulunuyor.
Neden “bu konuları da müzakere etmiyor” diye sorabilirsiniz. Aslında bazı talepleri biliniyor. Ancak şu dönemde 6’lı Masa’nın Atatürkçü, Milliyetçi, Ulusalcı, Kemalist seçmenini uyandırmamak için bu talepleri çok fazla dile getirmiyor. Tam uyanacaklar, “Tayyip Erdoğan’ı yeneceğiz” dedikleri anda bahsettiğim muhalefet kesiminde uyku yeniden başlıyor. Çünkü birlikteliklerin efsunlu hedefi bu: Tayyip Erdoğan’ı yenmek. Ama kabul edelim ki, HDP bu efsunu kullanırken, kendi uyumuyor, sonrasına yığınaklanma da yapıyor.
Bu kesim uyandığında, HDP eski gücüne yaklaşacak, yerel yönetimlerde silahlı militanların desteğiyle yeniden halk üzerine baskı kuracak ve uyuyanlar gözlerini, hendek-barikat terörüne benzer bir hazırlık evresine açacaklar.
İşte o zaman HDP’nin mücadele konuları olarak tanımladığı konular.
Bunları da maddeleyecek olursak:
- Mesele TBMM’ye geldiğinde yasal ve anayasal taleplerle beraber KCK/PKK terör örgütünün meşrulaşması.
- Teröristbaşı Öcalan’ın önce herkesle görüştürülmesi (ki HDP’liler uzun süredir Gazi Meclisimizde bu yönde eylem bile yapıyor), ardından da serbest bıraktırılması.
- Sadece kendilerinin değil teröristbaşı Öcalan’ın ve Kandil’in de muhatap alınması. Bu maddeyi PKK terör örgütünün yayın organı Yeni Özgür Politika yazarı Veysi Sarısözen, Kemal Kılıçdaroğlu’na bol övgülerin olduğu yazısında açık açık yazmış ve müzakere masasında Öcalan ve Kandil’deki elebaşlarının da olması gerektiğini, zaten buna ne teröristbaşının ne de o elebaşlarının izin vereceğini söylemiş.
- PYD-YPG terör örgütüne yönelik operasyonların durması, operasyon yapılan bölgelerin terör örgütüne bırakılması.
- KCK/PKK’ya yurt içinde ve sınır ötesinde yapılan tüm operasyonların durdurulması.
- Eğitim birliğini parçalayacak olan ana dilde eğitim kabulü.
Özetle HDP bazı başlıklarda müzakere yöntemini uygulayacak, ki bunda müzakerenin yeri ve yöntemi konusunda 6’lı Masa ve ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile mutabakata varmış durumdalar. Müzakere konularında sonuç alamadıkları ve daha ileri taleplerini de kendilerine ve destek verecek KCK/PKK’lılarla mücadele sahasına taşıyacaklar. Bu saha da hem Gazi Meclisimiz hem de sokaklar olacak.
12 Mart’ta Berlin’de katıldığı örgüt mitinginde, aldıkları her oyun imha edilen teröristlerin intikamı olduğunu söyleyen HDP’li Sezai Temelli, yine Yeni Özgür Politika’da 22 Mart’ta yazdığı yazısında bu stratejiyi iki cümlede ifade etmiş: “Öcalan’ın meselenin çözümü üzerindeki belirleyici muhataplığı, meclisin çözüm zemini olması, yeni bir çözüm sürecinin siyaset eliyle toplumsallaştırılması önümüzdeki seçimlere yüklenen en önemli beklentidir. Alanlar bunu çok net bir biçimde ifade etmiştir.”