Hendek ilçesi nerede nereye bağlı?
Son dakika gelen bilgilere göre saat 11.30 sularında Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında patlama meydana geldi. Hendek ilçesinin nereye bağlı ve nerede olduğu merak konusu oldu.
Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, "Fabrika sahibinden aldığımız bilgiye göre içeride yaklaşık 150-200 insan var" ifadelerini kullanırken 10 yaralının hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk olay yerine gidiyor.
HENDEK NEREDE YER ALMAKTADIR?
Hendek, çok küçük bir bölümü Karadeniz Bölgesi daha büyük bölümü Marmara Bölgesi sınırları içinde kalan İdari olarak Sakarya iline bağlı bir ilçedir. 1907 yılında belediye olan Hendek, 1926 yılında Kocaeli iline bağlı bir ilçe olarak yapılanmış, 1954 yılında merkezi Adapazarı olmak üzere oluşturulan Sakarya iline dahil edilmiştir. Hendek ilçesi 1 belde, 20 mahalle ve 70 köyden oluşmaktadır. 2012 yılı ADNKS verilerine göre ilçe toplam nüfusu 75.113’tür.Bunun 46.273'ü ilçe merkezinde geri kalan 29.238 kişisi köylerde yaşamaktadır. 2014 yılı verilerine göre Hendek nüfusu 76.664 olarak belirlenmiş. Yeni büyükşehir belediye yasasına göre köylerin hepsi mahalle olduğundan kır nüfusu bulunmamaktadır.
HENDEK’İN TARİHÇESİ
İlk çağlarda bölgenin hâkimi Bitinyalılar'dan hiçbir eser yoktur. Ancak bu bölgeye hâkim olan Romalılar, Bizanslılar ve Selçuklular'dan yalnızca Bizans dönemine ait olmak üzere civar köylerde mezarlar ve kalıntılar vardır. Haraklı, Dikmen ve Nuriye'de örnekleri bulunmuştur. Ancak Hendek'te önemli bir iz yoktur. Bunun nedeni, o zamanlar Adapazarı-Hendek ovasının bataklık olup yerleşime uygun olmadığı olabilir.
O dönemlerde Hendek ve civarında yerleşmiş olan İslam kolanizatör dervişlerine ait olduğunu sandığımız Selman Dede, Sarı Dede, Erenler türbesindeki dervişler bölgenin İslamlaşmasında rol oynamışlardır. 1300'lü yılların başlarında Osmanlılar bu bölgeyi fethettiğinde Hendek ve civarında yaşayan Türk kabilelerinin Müslüman olduğu sanılmaktadır. Bu da bu bölgede yaşayan Türklerin Osmanlı Devleti’nin yönetimine geçmeden önce İslam Dinini benimsediklerini gösteriyor.
Hendek'in Bizanslılardan Osmanlı İdaresine geçişi Orhan Bey zamanında Konuralp kumandasındaki bir askeri birlik tarafından sağlanmıştır. Kasabaya bir süre "Konuralp" dendiği eldeki belgeler ve rivayetlerden öğrenilmektedir. Orhan Bey'in kasabaya gelerek burayı gördüğü burada gördüğü iltifattan dolayı Şeyh İbn-ü İbrahim'e kasabayı vakf ettiğini 700 Hicri Tarihini taşıyan Berat Vakıf Name vesikasından öğreniyoruz.
Miladi 1401 yılında Hendek'te Şemsi Paşa vakfiyesi tarafından; bir han, bir hamam ve 35 dükkân yapıldığına dair Topkapı Sarayı Kütüphanesinde belgeler vardır. 1500'lü yıllarda Bağdat seferleri için yapılan ünlü Bağdat yolu kalıntıları, Hendek'te bugünkü Kemal Paşa Caddesi, Eski Düzce Caddesi, Hüseyin Şeyh ve Kalayık'tan geçmekteydi.
Evliya Çelebi Seyahatname'sinde 17. yüzyılda Hendek'i; Yeniçeri Serdarı Kethuda (Kahyalık) Yeri ve Subasışı olan 150 hanelik bir kasaba olarak anar. 1800'lü yıllarda Kocaeli Sancağı'na bağlı küçük bir yerleşim yeri olan Hendek, 93 Harbi denen 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sonrası göçlerle önem kazanmıştır.
MAHMUT BEY'İN ŞAHADETİ ÜZERİNE…
1887-1888 yıllarına ait muhacirun defterlerinde bu bölgeye 2000 Kafkasya göçmeni yerleştirildiğini yazmaktadır. 241 Laz, 580 Gürcü, sayısı belirtilmeyen Çerkez ve Abaza bölgeye yerleştirilmiştir. 1890 nüfus sayımında Hendek nahiyesinde 10025 Müslüman, 300 Rum-Ortodoks, 1800 Ermeni-Gregoryan, 875 Kıpti olmak üzere 13000 kişi yaşamaktaydı. Bu sayıya nahiyeye bağlı köylerde dahildir. Zira Akyazı da, o dönemde Hendek'e bağlı Aksaray köyü idi. 1890 istatistiklerinde Hendek'te toplam 37 camii, 1 kilise, 6 çeşme, 2 hamam, 32 han, 3 fırın, 111 dükkân, 26 çiftlik ve 35 öğrencilik bir rüştiyesi varmış. Hendek, cumhuriyetten önce Kocaeli mutasarrıflığına bağlı kaza haline getirilmiştir. 1907 yılında belediye kurulmuştur. İlk Belediye Başkanı Alabacak Mehmet Ağa olmuştur.
HENDEK VE GEZGİNLER KİMDİR?
Bağdat Yolu üzerinde bulunan Hendek dönem dönem gezginlerin de uğrak yeri olmuştur. Hendek'e uğrayan gezginler ve Hendek için söyledikleri şunlardır. Jean-Baptiste Tavernier (1640): Evliya Çelebi'den önce Hendek'ten geçen Fransız gezgin. Gezi yolu: İzmit- Sapanca- Ada (pazarı) ve Hendek'tir. Tavernier, Sakarya Nehri'ni ağaçtan yapılmış üzerinde tahtalar bulunan köprüden geçip Concoli'ye (Han Dağı'nın bozuk yazılışı) varır. O dönemde Hendek'te bir kervansarayı olan kasaba görünümündedir. Vakıf kayıtlarından anlaşıldığına göre kervansaray/han yaptırılması Kanuni Sultan Süleyman devri devlet adamlarından Mustafa Paşa tarafından gerçekleştirilmiştir. Ada ile Hendek arası da akarsular nedeniyle sürekli bataklık durumdaydı. Tavernier, bir gün sonra Concoli'ye gelebilmiş ve burada bir gece kalmıştır. Onun sonraki durağı Tuskebasar (Düzce pazarı)'dır.
COĞRAFİ KONUM OLARAK NEREDEDİR?
Topraklarının büyük bölümünü Hendek Ovası oluşturur. Marmara ve Karadeniz bölgeleri arasında bir geçiş alanı niteliği taşıdığından çok yağış alır. Güneydeki Samanlı Dağları ile kuzeydeki Çam Dağı ormanlarla kaplıdır. Dağların arasındaki platoların dışında da çeşitli yüksekliklerde yaylalar vardır. İlçe topraklarının sularını, Karasu ile doğuda ilçenin doğal sınırını çizen Sakarya Irmağı ve onun kolu Mudurnu Çayı toplar. Bu akarsular ve kolları boyunca irili ufaklı, verimli tarım alanları uzanır. İlçe, eski E-5 yeni adı ile D-100 Karayolu üzerinde İstanbul'a 170 km, Ankara'ya 275 km Adapazarı'na 30 km kurulmuştur. TEM Otoyolu da güneyinden geçip deniz seviyesinden yüksekliği 175 metredir. Sakarya merkezin 10 metropol ilçesinden biridir.
HENDEK’İN EKONOMİSİ
Cumhuriyetten sonra Tekel kurulmuş uzun yıllar tek sanayi kuruluşu olarak varlığını sürdürmüştür. Hendek halkı, tütüncülerin yüzde bir bağışları ile 1945-1946 yılında Hendek Ortaokulu'nu kurmuştur. Bu okul eski bir hamamın temelleri üzerine kurulmuştur. Bu hamam ve aynı yerdeki binada eskiden Hendek Rüştiyesi bulunmaktaydı. İlçeyi çevreleyen dağlarda akan su kaynakları üzerine tüm çevre illere dağımı yapılan fabrikalar kurulmuştur. Türkiye'nin önde gelen firmalarından olan Aytaç Su, Kardelen Su, Flora Su kaynakları ve fabrikalarının bulunmasının yanında, ilçe sınırlarında bulunan Uludere mevkiinden de içme suyu temin edilmektedir.
Büyük şehirlere yakınlığı ve doğal yapısının müsait olması nedeniyle geçtiğimiz yılarda ilçede büyük bir Organize Sanayi Bölgesi kurulmuş olup, burada yoğun bir fabrikalaşma başlamış ve ilçe sanayi şehri görünümüne kavuşmuştur. Ülkenin her köşesinde karayolu ile ulaşım her an mümkün olup, nakliyecilik de gelişmiştir. Yurt içi ve yurt dışı taşımacılığında ilçedeki araçların katkısı büyüktür. İlçedeki tır taşımacılığı hayli ilerlemiştir. İlçe halkı önceden tütün rençperliği ile geçinirken bugün geçiminin büyük bir bölümünü fındık üretimi ile sağlamaktadır.
İlçe halkı günlük ihtiyaçlarını Salı günleri kurulan sebze, meyve ve giyim pazarından karşılamaktadır. İlçede Sakarya Üniversitesi'ne bağlı olan Eğitim Fakültesi ve Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'ne bağlı olan Meslek yüksekokulu eğitim vermekte bu okullarda 6300 civarında öğrenci okumakta ve öğrenciler ilçe ekonomisine büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır. Hendek'in verimli ve sulak topraklarında yetiştirilen başlıca ürünler mısır, buğday, şeker pancarı, fındık, patates, elma, soğan ve az miktarda tütündür. Ovalık kesimlerde sığır, yaylalarda ise koyun beslenir.
HENDEK İSMİ NEREDEN GELMEKTEDİR?
Hendek'in gerek ismi gerekse ilk yerleşim zamanı tartışmaya açık bir konudur. Hendek; Sakarya’nın doğusunda Düzce ili ile komşudur. 16. yüzyılda gelişme gösteren ve daha önce Akyazı'ya bağlı Hendek diye işaret edilen kasabadır. Kızıl Ahmedlilerden Mustafa Paşa’nın yaptırdığı han/kervansaray ile göze çarpmaya başladı. Ayrıca yeni cadde üzerinde oluşu nedeniyle çevre köylerinin toplandığı mekân olmuştur. Bu nedenle, Han Dağı pazarı denilmiştir. Hendek adı da zamanla Han-Dağ’dan türetilmiştir. Daha sonra da Köprülü Mehmet Paşa Hendek’in gelişmesinde, büyümesinde rol oynadı. İsazâde’nin yazdığına göre büyük bir han yaptırmış, Darûlhâdisi yanında da Karban saray bina ettirmişti.
J.A. Cramer, Hendek ile Lateas’ın aynı yer olduğunu yazmaktadır. Buradan geçen gezginler de aynı görüşü paylaşmaktadırlar. Evliya Çelebi, “Hendek Bazarı” ile Hendek’ten bahsetmekte ve şunları kaydetmektedir: “Ormanlı, dağlı, pazarlı güzel bir kasabacıktır. Yüzeli Akçelik kazadır. Yeniçeri serdarı, kethüda yeri, subaşısı vardır. Burada, bir çamurlu meşhur bataklık bulunur ki üzerinde uzun bir tahta köprü vardır”. Sieur de Boullaye, Ainsworth, E. Smith de Candac imlası ile kaydettiği Hendek, uzun zaman Akyazı ile birlikte resmî belgelere geçmiştir.
Bir rivayete göre Hendek küçük bir kasaba iken; bu kasabada tek bir han varmış. Bundan esinlenerek "Hantek" diye anıldığı ve zamanla Hendek'e dönüştüğü sanılmaktadır. Diğer bir rivayete göre ise; kasabanın coğrafi konumunun çok iyi ve düz bir saha üzerinde bulunduğu yalnız kuzey ve güneyden sıralanan dağlarla kuşatıldığı ve bu jeolojik durumundan ötürü halk arasında "Hendek" diye anıldığı söylenmektedir.,
HENDEK NASIL BİR MUTFAĞA SAHİPTİR?
Coğrafi yapısı, yumuşak iklimi ile son yüzyılda çok çeşitli toplulukların göçüne uğramış olması, Hendek mutfağının zenginleşmesinde en büyük rolü oynar. Ayrıca büyük şehirlere yakınlığı, ana ulaşım yolları üzerinde bir kavşak oluşturması da çeşitli kültürlerden etkilenmesine yol açmıştır. Hendek mutfağının ana yemekleri yaprak sarma dolma, sulu pirinçli köfte, soğan oturtması, pirinçli pancar, sütlü üzüm, tarhana ve kabak tatlısı gibi sayabiliriz. Ayrıca bölgedeki Manav, Abhaz, Çerkes, Laz, Gürcü ve Arnavut halklarının birbirinden değişik ve çeşitli yemekleri bu yörede yaydıkları bilinmektedir.
HENDEK’TE TURİZM NE DURUMDADIR?
İlçede Çiğdem Yaylası, Dikmen Yaylası Selman Dede Mesire Alanı gibi yayla turizmi yaygındır ve doğal güzellikleri ve büyük şehirlere yakınlığı ile tercih edilir. İlçenin etrafı zengin ormanlarla çevrili olup, zümrüt gibi yeşillikler arasında yer almakla ilçeye, Adapazarı yönünden girişte iki tarafı süsleyen kavlan (çınar) ve akasya ağaçları güzel görünüm verir. İlçenin kuzeyinde Çam Dağı, güneyinde Keremali Dağı bulunur. Bu dağlar ormanlık olup; kayın, meşe, ıhlamur, kestane, dış budak, köknar vs ağaçlarından oluşur. Uludere adı ile bir de akarsuyu vardır. Bu dere ilçenin ortasından geçmekte olup, dinlenme yeri olarak da kullanıma uygundur. Türbeler bakımından çok zengin olan İlçe Din Turizmi için de uygun sayılabilir.
Selman / Salman Dede Türbesi: Kocaali/Karasu yolu üzerinde Çam Dağı mevkiindedir. Bugün de ziyaret edilen türbenin çevresinde yılın belli bir günü (7 Temmuz), Selman Dede etkinlikleri adı altında hayır pilavı dağıtılmaktadır.
Erenler / Eren Dede Türbesi: Türbe Köprübaşı'ndadır. Burası Dereboğazı Mahallesi'ne bağlı bir mevki iken bugün ayrı bir mahalle olmuştur.
Keremali Dede Türbesi: Keremali Dağı'ndadır. Mevki olarak Göksu Köyü yakınındadır. Dağa adını veren eren için yılda bir (15 Ağustos) Keremali Dede etkinlikleri adı altında etkinlik düzenlenir.
Sarı Dede Türbesi: Türbe Mahmutbey Mahallesi, 62 Evler mevkiinde, Bağdat Caddesi'ndedir.
Vahap Dede Türbesi: Karadere Köyü yakınlarındadır.
Şeyh İsmail İzzettin Türbesi: Şeyhler Köyü'ndedir.
Hendek Bayraktepe projesi: Hendek Belediyesi'nin başlattığı projeye göre Bayraktepe'sinde Türk boyunun Orta Asya'dan Anadolu topraklarına gelmesinden bu güne kadar kurdukları 16 Türk devletini temsil eden bayraklar, bayrakların altındaki kitabelerde devletlerin simgeleri rölyefler, amfi tiyatro salonu, Zemin çalışmalarında satranç ve çeşitli spor dallarına yönelik çalışmalar, 300 m² 1 katlı betonarme bina, bina üzerine 2 katlı toplamda 600 m² kütük ev, ziyaretçiler için yaklaşık 1000 m²otopark alanı, ziyaretçilerin Bayrak Tepesi'ne ulaşımlarını sağlayacak üst geçitten oluşuyor.