Hepatit B taşıyıcılığı nedir? Tedavi yöntemleri neler? Hepatit B bulaşır mı?
Hepatit B hastalığı, hijyenik koşulları olmayan pek çok ortamda risk taşıyor. Hepatit B hastalığının ne olduğu, nasıl bulaştığı ve tedavi yöntemleri merak edilen detaylar arasında. Peki, Taşıyıcı Hepatit B nedir? Nasıl bulaşır? Nasıl tedavi edilir? Tüm detaylarıyla haberimizde...
Özellikle cinsel yolla bulaştığı bilinen Hepatit B, hijyenik koşulları olmayan manikür-pedikür salonlarında ve diş tedavsi yapılan yerlerde de risk saçıyor. Hepatit B hastalığının nasıl bulaştığı, geçici olup olmadığı, tedavi yöntemlerinin neler olduğu vatandaşlar tarafından araştırılan konular arasında. Peki, Taşıyıcı Hepatit B nedir? Nasıl bulaşır? Nasıl tedavi edilir? Tüm detaylarıyla haberimizde...
HEPATİT B VE TAŞIYICI HEPATİT B
Hepatit-B hastalığı geçirenlerin % 90’ı tamamen şifaya kavuşur; vücuttan hastalık virüsü imha edilip atılır. Ancak hastaların % 10’unda mikrop vücutta kalmaya devam eder. Hastalığı geçirdikten sonra mikrop taşımaya devam edenlere Hepatit-B taşıyıcısı denir.
Hepatit B virüsü, halk arasında sarılık olarak bilinen Hepatite yani “karaciğer iltihaplanması“na neden olan bir virüstür. Bu virüs ile temas eden her 10 bebekten 9’u ve her 10 yetişkinden 1’i belirli bir süre sonunda (6 ay ve üzeri) mikrobu vücudundan atmayı başaramazsa, yaşam boyu taşıyabilecek ve insanlara yayacaktır. Bu durumda Hepatit B taşıyıcısı olacaktır. Ancak taşıyıcılarda hastalık durumu farklılık gösterebilmektedir. Karaciğerinde oldukça ağır hasarın ortaya çıktığı bireylerde, yıllar sonra Karaciğer Yetmezliği, Siroz ve Karaciğer Kanseri görülebilmektedir. Kronik hepatitlilerin %25’i, Primer Karaciğer Kanseri ve Siroz nedeniyle ölmektedir. Hepatit B, Primer Karaciğer Kanserlerinin %60-80’inden sorumludur. Karaciğer kanserleri, kanser ölümleri içinde ilk 3 sırada yer almaktadır. Hepatit B virüsü sigaradan sonra bilinen en yaygın kanserojendir.
Hepatit B taşıyıcısı, henüz kendisi hasta değildir fakat potansiyel virüs saçıcısıdır; çevresi için hastalığın yayılması konusunda büyük bir etkendir. Özellikle ülkemizde bu anlamda gizli taşıyıcılar çoktur; hastalığın kontrolsüz bulaşmasında en sessiz yolu oluşturur.
Hepatit B virüsü karaciğer dokusunu oluşturan hücreleri tutar. Bu hücreler zamanla fonksiyonlarını yapamaz hale gelir. Hepatit B virüsü, karaciğeri zedeleyebilir ve tek tek hücre ölümü başlayabilir. Hücre ölümlerinin başlamasıyla karaciğer doku kaybı gelişebilir.
HEPATİT B TAŞIYICISI BİREYLER
Çevresindeki insanlara bulaşmasını engellemek için bilinçli olmalıdır. Uygulanması kolay bir takım tedbirlerle bulaşıcılığın önlenmesi mümkün olduğundan taşıyıcılar için endişelenecek ve normal yaşamlarını kısıtlayacak bir durum söz konusu değildir. Kontrollerde hastalığın aktifleştiğini gösteren bulgular saptansa bile siroza dönüşeceği yönünde endişeye gerek yoktur. Çünkü bu durumda ilerlemeyi durduran tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Önemli olan kontrolleri aksatmayarak ortaya çıkacak olumsuz bir durumda tedavi şansını kaybetmemektir.
Taşıyıcılar başlangıçta bir sağlık sorunu yaşamayabilirler ama hastalık riski yıllar sonra başlayabilir. Hepatit-B taşıyıcılığında günümüzde uygulanabilen bir tedavi yöntemi yoktur. Taşıyıcı kişi, karaciğer kanserine aday olabilir veya organ hasarı ile karaciğer yetmezliğine girebilir. Ancak hepatit taşıyıcılığının siroza ve karaciğer kanserine dönüşme ihtimalinin son derece düşük olması sevindiricidir.
HEPATİT B TAŞIYICISI NELER YAPMALI?
Hepatit-B taşıyıcılarında karaciğer bir yük altındadır. Dolayısıyla taşıyıcılığın aktifleşerek siroza ve karaciğer kanserine ilerlemesini önlemek için karaciğeri ikinci bir yük altına sokmamak mantığıyla hareket etmek gerekir.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSULAR
1- Alkol kullanmamalıdır.
2- Katı yağlar ve katı yağ ile pişirilmiş yiyeceklerden (tereyağ, margarin, etin yağlı kısımları gibi) uzak durmalıdır.
3- Bazı ilaçların karaciğere yan etkisi olduğundan doktor tarafından önerilmedikçe ilaç almamalıdır. Hasta, doktorunu Hepatit-B hastalığı olduğu yönünde bilgilendirmelidir ki doktor hastaya buna göre ilaç verebilsin.
4- Doktorun önerdiği kontrollere aksatılmadan uyulmalıdır. Kontrol aralıkları hastalığın seyrine bağlı olarak doktor tarafından belirlenir. Kontrollerde hastalığın aktifleştiğini gösteren bulgular saptansa bile siroza dönüşeceği yönünde endişeye gerek yoktur. Çünkü bu durumda ilerlemeyi durduran tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Önemli olan kontrolleri aksatmayarak ortaya çıkacak olumsuz bir durumda tedavi şansını kaybetmemektir.
İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDE GEÇERLİ BİR NEDEN Mİ?
Hepatit B virüsü toplumsal sağlığımızı tehdit eden ciddi bir sorundur. Yeni doğanlarda aşılama zorunluluğu ve toplumun bir kesimindeki görece farkındalık, Hepatit B virüsünden kaynaklanan tehdidi ortadan kaldırmamıştır. Aksine Türk halkının büyük çoğunluğu Hepatit-B virüsünün bulaşma yollarından bile haberdar değildir. Hatta Hepatit B taşıyıcılarının ciddi bir bölümü, anılan virüsü taşıdıklarını dahi bilmeksizin normal yaşamını sürdürmektedir.
Kuşkusuz kendilerinin ve ailelerinin geçimini sağlama gereksinimi duyan Hepatit-B taşıyıcıları çalışma yaşamına da girmektedir. Belirtelim ki, işveren veya diğer işçiler mesai arkadaşlarının Hepatit-B virüsünü taşıdığını öğrenmediği sürece işyerinde bir sorun yaşanmamaktadır. Ancak herhangi bir işçinin Hepatit-B virüsüyle enfekte olduğu öğrenildiği anda işveren ve diğer işçiler telaşa kapılmakta; bilahare Hepatit-B taşıyıcısı işçi, virüsün solunum yoluyla veya aynı bardağın kullanılması suretiyle bulaşabileceğini sanacak kadar bilinçsiz çalışma arkadaşları tarafından dışlanmakta ve ötekileştirilmektedir. Ekleyelim ki, taşıyıcı işçinin virüsü kolayca bulaştırabileceğini düşünen veya virüsün nasıl bulaşacağı hakkında doğru bilgi sahibi olmakla birlikte taşıyıcı işçinin diğer işçilerde yarattığı tedirginliğin işyerinde verimi azaltmasından kaygılanan işveren de taşıyıcı işçiyi işten çıkarmayı yeğlemektedir.
İş Kanunuʼnun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yetersizliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir nedene dayanmak zorundadır.
Öncelikle asemptomatik (sağlıklı) bir Hepatit-B taşıyıcısı işçinin iş sözleşmesinin yetersizlik (performans) nedeniyle feshedilemeyeceği vurgulanmalıdır. Gerçekten karaciğer fonksiyonları normal Hepatit-B taşıyıcısı işçi iş görme edimini sağlıklı bireyler gibi yerine getirebilmektedir. Dolayısıyla böyle bir işçinin iş sözleşmesinin salt Hepatit-B taşıyıcılığından ötürü feshedilmesi hukuka aykırı olacaktır.
Elbette işverenden kronik karaciğer hastalığı gelişmiş ve bundan dolayı iş görme borcunu gerektiği gibi ifa edemeyen taşıyıcı işçiyle iş ilişkisini sürdürmesi beklenemez. Böyle bir olasılıkta dahi işveren fesihte son çare ilkesine riayet etmeli, başka bir anlatımla işçiyi sağlık durumuna uygun daha hafif bir işte istihdam etmeye çabalamalıdır. Şayet siroz örneğinde olduğu gibi kronik karaciğer hastalığı işçinin çalışmasını tamamen imkânsızlaştırmışsa veyahut işyerinde işçiye uygun açık bir pozisyon yoksa işveren sözleşmeyi geçerli nedenle feshedebilir. Ancak işverenin geçerli nedene dayanarak işten çıkardığı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı haklarını yitirmediği unutulmamalıdır. Öte yandan işçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğu Sağlık Kurulunca saptanmışsa işçinin iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilebilir (İş Kanunu m. 25/Ib). Ne var ki bu durumda bile işçinin kıdem tazminatı hakkı saklıdır.
İş sözleşmesi geçersiz bir şekilde feshedilen iş güvencesi kapsamındaki Hepatit-Bʼli işçi işe iade davası açabilir. İş mahkemesinin kesinleşen kararına ve işçinin başvurusuna rağmen işçiyi işe başlatmayan işveren, iş mahkemesi tarafından belirlenen işe başlatmama tazminatını işçiye ödemekle yükümlüdür. Ayrıca işçi dört aya kadar doğmuş bulunan boşta geçen süre ücretini ve diğer haklarını da alır.
İşyerinde otuzdan az işçi çalışması veya altı ay kıdemi olmaması gibi nedenlerle iş güvencesi kapsamı dışında kalan Hepatit-B taşıyıcısı işçi işe iade davası açamaz; buna karşılık işverenden ihbar tazminatının üç katı tutarında kötü niyet tazminatı talep edebilir.
Görüldüğü gibi, hukuk düzeni Hepatit-B taşıyıcılığından dolayı işten çıkarılan işçiye güçlü bir hukuki koruma sağlamaktadır.
Sonuç olarak, gerek işverenler gerekse işçiler Hepatit-B virüsünün bulaşma yolları hakkında bilinçlendirilmeli, her iki tarafa da Hepatit-B virüsünün işyeri ortamında bulaşmasının son derece zor -çoğu zaman imkansız- olduğu anlatılmalı ve böylece Hepatit-B virüsü taşıyıcılarının çalışma yaşamından dışlanmasının önüne geçilmelidir.