Hesap vermeden kaçmak yok! Türk avukat Esad'ın insanlık suçlarına karşı adaletin kapısını araladı

Avukat Ömer Faruk Karagüzel ve beraberindeki avukatlar, Beşar Esad ve Baas rejiminin 2011'den bugüne Suriye halkına karşı işlediği insanlık suçları nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Özellikle Sednaya Hapishanesi başta olmak üzere rejimin işlediği katliamlar, işkenceler ve kimyasal saldırılar kanıt gösterilerek rejim mensuplarının INTERPOL aracılığıyla yakalanması talep edildi.

Esad'ın yargılanması talep edildi

Süreç, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşınarak Esad rejimi ve yetkililerinin insanlık suçları sebebiyle cezalandırılması için takip edilecek. Ayrıca, Esad rejimine destek vererek Suriye halkını hedef gösteren ve Türkiye toplumunu kin ve düşmanlığa sevk edenlerin de yargılanması talep edildi.

Katil Beşar Esad’ın 2011 yılından bugüne işlediği insanlık suçları ve başta Sednaya hapishanesinde yaptığı insanlık dışı eylemler dolayısıyla Interpol tarafından aranma istemiyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Sürecin Uluslararası Ceza Mahkemesindeki… pic.x.com/p0vxnIH4vX

— Ömer Faruk Karagüzel (@omerfarukkargzl) December 18, 2024

Not: Ömer Faruk Karagüzel, sosyal medya paylaşımında Beşar Esad'ın insanlık dışı eylemlerine dikkat çekerek, sürecin UCM’de de takipçisi olacaklarını belirtti.

24 yıllık diktatörlük

Sednaya Cezaevi, eski Suriye lideri Esad'ın 24 yıllık diktatörlüğü sırasında insanlık suçlarının ve şiddetin simgesi haline geldi. Bu ünlü cezaevi, Damaskus yakınlarında yer alırken, 1987 yılında kurulmuş ve özellikle 2011'de başlayan Suriye iç savaşı sırasında büyük bir katliam ve işkence merkezi haline geldi. Amnesty International tarafından "insanlık kasabası" olarak nitelendirilen Sednaya'da, binlerce insan siyasi muhalifler, gazeteciler ve sivil toplum aktivistleri dahil olmak üzere, sistemik işkencelere, kasti yoksulluk ve sağlık hizmetlerinin yoksunluğuna maruz kaldı. Özellikle 2011-2015 yılları arasında, cezaevinin içinde ve etrafında binlerce insanın asıldığı, yakıldığı veya kasti şekilde öldürüldüğü tahmin ediliyor. Esad rejimi, bu suçların sorumlularının hesabını vermekten kaçınarak, ailelerin çoğu için sadece "Caesar Fotoğrafları" adı verilen, işkenceye maruz kalan ve ölen mahkumların korkunç görüntülerini içeren bir belge koleksiyonu bıraktı48. 2024 yılı Aralık ayında Esad rejiminin yıkılmasıyla Sednaya'nın içi açığa çıkarıldı ve içerideki korkunç koşullar, işkence aletleri ve ölülerin toplu mezarları dünya kamuoyunu şoke etti. Esad'ın kaçışı ve rejimin çöküşü, bu insanlık suçlarının sorumlularının hesabının verilmesi için umut verici bir adım olabilir, ancak bu suçların tarihi, Suriye halkının acılarını ve bu acıların yüzlerce aileye yansımalarını asla unutulmaz kılmaktadır.