Hıncal Uluç'tan Fenerbahçelileri kızdıracak yazı!

Hıncal Uluç, bugünkü yazısında Ali Koç'un, Nihat Özdemir ve Zekeriya Alp'le buluşmasının Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan derbiye olan etkilerinden bahsetti. Uluç, maçın hakemlerini de ağır bir dille eleştirdi.

Usta gazeteci Hıncal Uluç, Sabah'ta kaleme aldığı bugünkü yazısında çok konuşulan Fenerbahçe - Beşiktaş derbisini değerlendirdi. Uluç, özellikle Fenerbahçeli taraftarları çok kızdıracak ifadeler kullanırken;  Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir ve Merkez Hakem Kurulu Başkanı Zekeriya Alp'le görüşmesine geniş yer verdi.

Hıncal Uluç'tan Fenerbahçelileri kızdıracak yazı!

Uluç yazısında şu ifadeleri kullandı:

Dün sabah gazetemi elime aldım. Birinci sayfadan ‘Fırtına’ demişiz.. Spor'a yetmemiş o benzetme.. Onlar ‘Tsunami’ diye manşetlemişler.

Evet!. Tsunami!. Türk Futbolunda bir Tsunami vardı, pazar akşamı Saracoğlu Stadı'nda ama ne yazık ki, sayfalarımızda söz edilen şey, o ‘Gerçek tsunami’ değildi.

11 Aralık'ta ‘Zorlu Center'daki skandal buluşma’yı gazetemizde, kendi köşesinde açıklayan Erman Hocam bile, derbi yorumunda, o toplantı ile bu maç arasındaki ilişkiye değinmemiş.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, 5 Aralık'ta, Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir'i ziyaret etmişti.

Riva'da, Federasyon'da, önceden kamuoyuna açıklanarak değil.. Özdemir'in Zorlu Center'daki özel ofisinde, herkesten gizlenerek..

Erman, öğrenip yazmasa, dünyanın haberi olmayacak..

Ortada iki Fenerli'nin dost buluşması değil, bir ‘Gizli Toplantı’ var. Zira buluşmaya Merkez Hakem Komitesi Başkanı Zekeriya Alp de katılmış..

Yıllarca Fenerbahçe kaptanlığı yapmış, şimdi yorumcu Rıdvan Dilmen ‘Bu buluşma bir skandaldır’ demişti. Ve dediği ile de kaldı. Gazeteler önce olayı manşetten girdikleri halde, sonra ‘Nedense’ sus pus oldular..

Ali Koç ‘Evet!. O toplantıda hakemleri konuştuk’ dediği halde, sus pus oldular...

Düşünebiliyor musunuz?.

Federasyon, MHK ve Fener Başkanları gizlice buluşuyor ve hakemleri konuşuyorlar.

...Ve o konuşmanın sonucunun ne olduğunu pazar akşamı Saracoğlu'nda anladık..

Maçın hakemi, Serdar Aziz'in, Vida'yı güreş oyunu bel kündesi ile yıkarken, arka arkaya iki penaltılık hareketini, devam eden, uzun süren, gözden kaçması imkansız penaltısını (Önce arkadan sarılıp dengesini bozma, sonra aşağıdan tırpanlayıp yere indirme) vermedi. Ardından N'Koudou'nun formasının yırtılırca çekilmesine de gözlerini yumdu. Yani Beşiktaş'ın iki penaltısını alenen ve resmen yedi.

O yerken, VAR'daki hakem de, kaçırılması imkansız bu iki pozisyona gözlerini yumdu.

O VAR hakemi ki, durum 0-0'ken kimsenin görmesine imkân olmayan bir pozisyonda orta hakemi VAR'a davet etmişti. Top Beşiktaşlı oyuncunun elinin üstündeki tüylere dokunup, zerre yön değiştirmeden, geldiği yönde gidiyordu, yani oyuna etkisi bile olmayan bir mikroskopik temas ya vardı, ya yoktu.

Bel kündesi ve tırpanı görmeyen VAR'cı işte bunu görmüş ve orta hakemi çağırmıştı. Orta hakem de ‘Günah benden gitti, nasılsa’ deyip o penaltıyı keyifle vermişti..

O Orta Hakem, ‘hakem olsa’ Fenerli Serdar, birisi doğrudan kırmızı olabilecek 3 sarı karttan oyundan atılır, Fener 10 kişi kalırdı.

Hiçbirini görmedi.. Maç biterken, sonuç belli olmuşken, dördüncüyü nihayet göstermelik olsun diye çıkardı.

Alay eder gibi.. ‘Bakın çıkardım işte..’ Yersen!.”

Görünüşe göre, Merkez Hakem Komitesi ülkenin en iyi ve en ünlü iki hakemini seçmişti, Fener Stadı'ndaki derbi için.. Orta'da Cüneyt Çakır..

VAR'da Mete Kalkavan..

Kağıt üzerinde öyleydi ama, herkesin bildiği gerçekler de vardı. Cüneyt Çakır, hele yurt içi maçların en eyyamcısıydı. Fener Stadı'nda, hele Üç Başkan (Özdemir, Alp ve Koç) Toplantısı'nın ardından eyyamı kime yapacağı belliydi. Ben maçtan önce açıkladım, bizim ev maç kalabalığına..

Mete Kalkavan'ın ise Fener sempatisini de, Fener Yönetimi'nin en sevdiği hakem olduğunu da bilmeyen yoktu.

Böyle bir skandal, Patagonya'da bile yeri yerinden oynatırdı. Bizde bir şey olmadı.

Şimdi Nihat Özdemir ne yapar?. Biliyorum.. Hiçbir şey yapmaz. Orada koltuğunda oturacak ve Ali Koç'la işbirliğine ve gizli, aleni toplantılarına devam edecektir. Çünkü Fener'in işi Beşiktaş'ı yenmekle bitmiyor.. Daha yol uzun ve o yol Ersun'suz gidilir ama, Özdemir'siz gidilmez..

Beni şaşırtan ve üzen, MHK Başkanı, çok inandığım, en güvendiğim Zekeriya Alp'in o gizli toplantıya katılması oldu. O zaman "Tuzağa düşürüldü. Başkan tarafından ofisine çağrıldı sanıyordu. Orda Ali Koç'u buldu" diye düşünmüştüm.

Alp, o toplantıdan sonra hiç konuşmadı. En yakınlarına bile tek kelime etmedi.. Ne yaptı?.

Bu yıl gördüklerini çalan, öyle yaptıkları için de hep alkış alan genç ve damgasız hakemler dururken, Cüneyt Çakır ve Mete Kalkavan'ı, yani, eyyamcı ile Fenerlilerin çok sevdiğini, Fener Stadı derbisine atadı..

Onlar da bekleneni aynen yaptılar.. Zekeriya Başkan, şimdi ne yapman gerektiğini söylemek istemiyorum. En iyisini bildiğini ve yaptığını geçen MHK Başkanlığı'nda göstermiştin, çünkü…

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.