Hıncal Uluç'tan okur temsilcisine mektup!
"Okur Temsilcimiz İbrahim Altay'a okurlar, şikayetlerini ve dileklerini yazarlar.. Bu yazı onlardan biri. Yani Sabah Köşe Yazarı değil, Sabah Okuru sıfatımla, ben yazıyorum, burada. Açık Mektup olarak..." diyen Hıncal Uluç, ünlü sunucuya iş adamı taciziyle ilgili haber üzerinden gazetenin muhabirini eleştirdi.
İşte o satırlar...
"Sevgili İbrahim Kardeşim, 22 Nisan Pazar günü, Günaydın ekimizin birinci sayfasında "Evet arkadaşım şantaj yaptı" başlığı ile bir haber çıktı. Üzerinde kocaman dişi bir damga "Günaydın Özel" Yani Günaydın'ın "Özel Haberi" bu. Çok önemli.. Çok özel, eskilerin deyimi ile "Atlatma" haber yani.
Yani Ek'in "Gurur"la sunduğu haber. Altında bir de fotoğraflı imza "Dilek Yaman / Özel İstihbarat"...
Yani Günaydın'ın bir Özel İstihbarat ekibi var. "En seçkin ve işi en iyi bilen muhabirler" demektir, Özel İstihbarat, bizim dilde..
Bu haberi okudum, İbrahim Kardeşim. Ortada "Özel" değil, "Haber" bile yok.
G.Ç. diye biri, iddiaya göre savcılıkta verdiği ifadede "Arkadaşım Neşe Sapmaz, İş Adamı Ümit Arıkan'a şantaj yaptı: 1 milyon lira istedi" demiş.
Nokta. Haber burda bitiyor.
Peki haberde açık seçik fahişelikle suçlanan, tanınmış manken, yıllanmış TV sunucusu Neşe Sapmaz ne demiş, var mı?. Olayın gelişimi var mı?.
Özel İstihbaratçı muhabir, Neşe Sapmaz'ı arayıp "Bu iddiaya ne diyorsun" demiş mi?. Olayı başından beri özetlemiş mi?.
Yapmalıydı.. Çünkü başlatan, en iyi bilen kendisi, Sevgili İbrahim..
Neşe Sapmaz, Ümit Arıkan haberini ilk defa bu gazetede, bu ekte Dilek Yaman yaptı. "Neşe Sapmaz'a taciz şoku" diye. O yazı da başından sonuna tek taraflı. Ümit Arıkan'ı Neşe Sapmaz'a tacizle suçluyordu.
Neşe de, cep telefonuna gelen "Seni çıtır çıtır yerim" ve benzeri mesajlar yüzünden, iş adamını mahkemeye veriyor. Adam mesajı itiraf ediyor ama "Yanlışlıkla Neşe'ye attım" diyor.
O dönemde ne olduysa, Dilek Yaman, bu defa da Neşe ile tek kelime konuşmadan tek taraflı Ümit Arıkan haberleri yapmaya başlıyor.
Bu arada devreye sen giriyor ve Dilek Yaman'a bir gazetecilik dersi veren "Okur Temsilcisi" imzalı yazını yazıyorsun.
Ne var ki, durum değişmiyor.
Neşe davasını sürdürürken, İş Adamı Şantaj davası açıyor. Neşe beraat ediyor. Bizde haber yok.
İş Adamı Neşe'nin açtığı "Cinsel Taciz" davasına ısrarla gelmeyince mahkeme "Ümit Arıkan'ın zorla getirilmesine" karar veriyor.
Bizde gene haber yok. Oysa olayı başlatan Özel İstihbarat Muhabiri'nin "Fikri takip" denen şeyin gazeteciliğin temel ilkesi olduğunu bilmesi gerek.
İş Adamının açtığı şantaj davasında Neşe'nin beraat ettiği haberini de yazmayan özel muhabir, adam ikinci defa dava açınca, bu defa kim olduğu bilinmeyen G.Ç. diye birini haber kaynağı yapıp "Ben Neşe'nin arkadaşıyım. Arkadaşım Ümit Arıkan'a şantaj yaptı" deyip, "Günaydın Özel" haberini birinci sayfanın göbeğine oturtuyor.
Neşe "Benim G.Ç diye bir arkadaşım yok" diyor ama, muhabirimiz kendi haberine, Fahişe ilan ettiği kızdan gelen cevabı da haber yapmıyor.
Neşe'nin bir iddiası daha var..
"Niye olayı tek taraflı izliyorsun" diye de sormuş Dilek Yaman'a. Dilek "Sen beni Hıncal Beye şikayet ettin. Onun için aleyhinde yazıyorum" demiş.
G.Ç.'nin ifadesi tek taraflı haber oluyorsa, bu da tek taraflı haber İbrahim Kardeşim.. Dilek anlar herhalde böyle haber yazmaya başlayınca neler olabileceğini.
Yazıyı uzatmak istemiyorum. Oysa konuşacak çok şey var.. Uygun görürsen, sen, Dilek Yaman, Günaydın Sorumlusu Sinan Özedincik kardeşim, Neşe ve ben toplanalım. Olayı "Neşe Sapmaz'a Taciz Şoku" haberinden başlayarak ele alalım.
Dilek, en başından her şeyi anlatsın. Sorulara da cevap versin. Sen de sonunda ne düşündüğünü, Okur Temsilcisi köşende yaz.
Sevgilerimle, Sabah Okuru Hıncal."