HUDER İstanbul İl Başkanı, SP'li Avukat Mustafa Yaman'a FETÖ üyeliğinden iddianame...
FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığının tespit edilmesi üzerine tutuklanan Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) İstanbul Şubesi Başkanı ve Saadet Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi avukat Mustafa Yaman hakkında, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, sevk edildiği İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 11 Temmuz'da tutuklanmasına karar verilen Yaman ile ilgili hazırlanan iddianamede, Yaman’ın “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
HUKUKİ KORUMA STRATEJİSİ
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) kuruluşu, amacı, stratejisi, faaliyetleri, ideoloji unsuru, eylemleri ve 15 Temmuz darbe girişimi ile örgüt üyelerinin kullandığı şifreli haberleşme programı ByLock'a ilişkin teknik çalışmaların özet olarak anlatıldığı iddianamede, örgütün mülkiye, adliye, MİT, TSK ve emniyet bünyesinde örgütlendiği, güvenlik bürokrasisi ve istihbarat alanında bir ağ oluşturma yoluna gittiği, yapılan iş ve işlemlerin hukuka uygun görünümde olmasını temin etmek amacıyla adliye alanında da örgütlenerek tamamen bir hukuki koruma sağlama stratejisiyle hareket ettiği vurgulandı.
Yapılanmanın, bu kurumların yanı sıra paralel bir örgütlenmeye giderek istihbarat ağına katmaya çalıştığı kurumlardan birisinin de TÜBİTAK olduğu belirtilen iddianamede, örgütün son dönemde Türkiye'nin en mahrem kurumlarından birisi olan TÜBİTAK’ta da derin bir oluşuma gittiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
TÜBİTAK’ın özellikle en gizli birimlerinden olan Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri teknolojiler Araştırma Merkezi’ndeki (BİLGEM) kadroları sayesinde, devletin üst düzey siyasi ve bürokratlarınca kullanılan kriptolu telefonların örgüt tarafından dinlenildiğinin ortaya çıktığı hatırlatılan iddianamede, FETÖ/PDY’nin askeri, emniyet mülkiye, ticari, akademik ve diğer alanlarında olduğu gibi adli alandaki yapılanmalarına ilişkin olarak da ülke çapında bir çok soruşturmalar başlatılmasına paralel olarak avukatlık yapılanması alanında 2015/61304 sayılı evrak üzerinden soruşturma başlatıldığı dile getirildi.
"EN GENİŞ VE EN BÜYÜK KATILIMLI SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ: FETÖ"
Devam eden süreçte bu yapılanmada yer aldığına dair bulgulara erişilen şüpheli avukatlar hakkında soruşturma işlemlerine başlandıktan sonra kişiselleştirme yapıldığı ve faaliyetlerin daha net anlaşılabilmesi amacıyla diğer şüphelilerde olduğu gibi şüpheli Mustafa Yaman hakkındaki soruşturma evrakının da ayrı bir dosyaya kaydedildiği belirtilen iddianamede, FETÖ ile ilgili şu tanımlamaya yer verildi:
"Silahlı terör örgütü FETÖ/PDY demokratik hukuk devletinin özelliklerini ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuş en geniş ve en büyük katılımlı silahlı terör örgütlenmesidir. Amaçlarını gerçekleştirmek için diğer silahlı terör örgütlerini kullanabilen, kiralayan, devletin silahlı unsurlarını nihai amacına ulaşmak için harekete geçirebilen, gizlilik içinde hareket eden devlet kademelerindeki silahlı güçler aracılığıyla operasyonel sonuçlar elde edebilen bir örgütlenmedir."
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ/PDY’nin yargı ve daha özelde avukatlık yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında örgüt üyelerinin ByLock sistemini avukatlık yapılanmasında da kullandıklarının tespit edildiği aktarılan iddianamede, öncelikle avukatlık soruşturma evrakı üzerinden MİT’ten ByLock kullanan kişilere ilişkin liste temin edildiği ve soruşturma kapsamında liste üzerinden İstanbul Barosuna kayıtlı avukatlık yapan kişilerin bu listede yer alıp almadıklarının kontrol edildiği ifade edildi.
Bir çok şüpheli avukat gibi şüpheli Mustafa Yaman'ın da ByLock kullandığının tespit edilmesi üzerine çıkarılan yakalama kararı sonrası 7 Temmuz’da yakalandığı ve sevk edildiği mahkemece 11 Temmuz’da tutuklandığı belirtilen iddianamede, dosyasının kişiselleştirme yapılabilmesi amacıyla ayrıldığı, hattının kullanımıyla ilgili Bilgi Teknolojileri Kurumundan (BTK) internet trafiğine dair rapor alındığı anlatıldı.
BYLOCK SUNUCUSUNA 178 ERİŞİM
Gönderilen 11 Ağustos tarihli rapor içeriğine göre, şüpheli Yaman'ın 23 Ağustos 2014'ten itibaren 26 değişik günde toplam 178 kez ByLock sunucusuna değişik saatlerde erişim yaptığı aktarılan iddianamede, baz istasyonu verilerine göre, özellikle sabah erken ve gece yarısı saatlerindeki erişimin, Yaman'ın ikamet ettiği Zekeriyaköy Mahallesi'nden olduğu, gündüz saatlerindeki ağırlıklı bağlantılarının ise ofisinin bulunduğu Şişli içinde olduğunun tespit edildiği anlatıldı.
Şüphelinin 2014 yılı eylül ayında, Trabzon il ve ilçelerinde yaptığı gezi ve ziyaret sürecinde de ByLock sunucularına bağlantısının tespit edildiği de vurgulandı.
Şüpheli Yaman'ın ByLock yüklü telefonuyla yaptığı iletişimlere ilişkin incelemeye göre, FETÖ/PDY’nin gerek avukatlık yapılanmasında gerekse diğer yapılanmalarında bulunan bir çok ByLock sistemini kullanan şahıslarla iletişimde bulunduğunun tespit edildiği de kaydedilen iddianamede, şüphelinin ifadesinde, yaşam felsefesinden bahsederek tamamen karşıt görüşe sahip olduğu, muhafazakar camiada bunun çok net olarak bilindiği, buna ilişkin de net bir duruşunun olduğuna yönelik beyanında bulunduğu dile getirildi.
İddianamede, "FETÖ/PDY yapılanmasının bilinen terör örgütlerinden tamamen farklı bir yapılanması olduğu, amaçladığı devlet otoritesini ele geçirmek için her türlü kişi ve kuruluşlara yönelik bu kişi ve kurumları ikna edip birlikte çalışabilecek etki ve kapasiteye sahip olduğu, bu kapsamda STK'lara, askeri ve mali bürokrasiye, siyasi partilere ve gruplara sızabildiği, bu yapılanmalar içerisinde kripto elemanlar yerleştirerek amacını gerçekleştirme doğrultusunda eylem ve işlemlerde bulunduğu, bu etki ve gücü kullanarak meşru seçilmiş hükümete yönelik muhalif tüm kişi, grupları ve müntesiplerini yönlendirebilecek yeteneğe sahip olduğu bilinen bir gerçektir." denilerek, şüphelinin savunmasına itibar edilmediğine de işaret edildi.
"TELEFONUNU FABRİKA AYARLARINA DÖNDÜRDÜ"
İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce 24 Ağustos’ta şüphelinin kullanımındaki cep telefonun incelendiği ve cihaz bataryasının bozuk olduğunun görülmesi üzerine yeni bir batarya takılıp, ekran dokunmatiği arızasının da giderildiği belirtilen iddianamede, daha sonra yapılan incelemeye göre, mobil telefon cihazının 6 Haziran 2016'da saat 08.43’de kurulup etkinleştirildiğinin görüldüğü, bu tarihten önce mobil telefon cihazıyla yapılan işlem ve uygulamalara ilişkin verilere erişilemediği, bir kısım verilerin 6 Haziran 2016 tarihi öncesine ait olduğuna dair bulguların ise telefonun 6 Haziran 2016'da fabrika ayarlarına döndürülmesi sonrası cihaza geri yüklenmiş olan yedek alma (backup) dosyalarından ileri gelmiş olduğu belirtildi.
İddianamede, rapor içeriğine göre, şüpheli Mustafa Yaman'ın 2014 yılı ağustos ayında kullanımında bulunan cep telefonunun ByLock erişimde kullanılmasına rağmen 6 Haziran 2016 tarihinde cihazın fabrika ayarlarına döndürülmesi veya format atılması nedeniyle 6 Haziran 2016 tarihi öncesindeki verilere ulaşılamadığına dikkat çekildi.
İddianamede, "Rapordan anlaşılacağı üzere fabrika ayarlarına döndürülen cihazda verilerin geri getirilmesinin mümkün olmadığı gibi herhangi bir silme işlemi yapılmadığının da tespit edilemediği, şüphelinin bir dönem ByLock sistemi üzerinden iletişim kurmak için kullandığı cihazı muhtemel bir tespit yapılması ihtimaline binaen fabrika ayarlarına döndürerek önceki uygulamaları silmek suretiyle telefondan kaldırdığı anlaşılmıştır." değerlendirmesine yer verildi.
BYLOCK'UN SIM KART TAKILMAYAN CİHAZLARA YÜKLENMESİ
Bu nedenlerle şüphelinin yaşam felsefesi ve çizgisine yönelik savunmasına itibar edilmediği vurgulanan iddianamede, şüphelinin avukatları tarafından dosyaya sunulan, "Bylock sisteminin yüklü olduğu mobil telefon cihazında kullanılmadığına dair" özel bilirkişi mütalaasına da itibar edilmediği kaydedildi.
Gelişen bilim teknolojisine göre, konusunda ilerici derecede bilgili ve yetenekli bilişim uzmanları tarafından telefonlara ve diğer bilişim cihazlarına yapılan müdahalelerle geçmişe ilişkin kalıntı ve izlerin silinebildiğine dikkat çekilen iddianamede, Cumhuriyet başsavcılığınca başka bir soruşturma kapsamında beyanına başvurulan ve ifadesi dosyaya sunulan gizli tanık 'Akif'in de, "FETÖ/PDY mensuplarının çoğu zaman ByLock'u mobil telefonlarına kurmak yerine bir başka, SIM kart takılmayan mobil telefon ya da tablet gibi internet erişimine imkan sağlayan cihazlara kurduktan sonra cep telefonlarının hotspot (internet) açmaları sonrası ByLock yazışmaları ve görüşmelerinin yapıldığı, yapılan bu görüşmede ByLock serverlerinin iletişim yapılan SIM kart numarasını görmediği, bu gibi durumlarda hiçbir şekilde şüphelilerin kullanımlarında bulunan adlarına kayıtlı GSM operatörlerinden verilen SIM kartlarla kullanılan mobil telefonlarda ByLock kalıntısı tespit edilemediği" beyanının olduğu hatırlatıldı.
"Şüphelinin telefonunda ByLock kalıntısı bulunmadığına" dair rapora itibar edilmediği belirtilen ve Bylock ile ilgili delil olduğuna dair Yargıtay ilamına da ver verilen iddianamede, şüpheli Yaman'ın söz konusu programı kullanmak suretiyle ''FETÖ'ye üye olmak'' suçunu işlediği ifade edildi.
İddianame, başsavcılıkça onaylanarak İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
İddianamenin kabul edilmesi durumunda şüpheli önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.