Hüsamettin Karaca kimdir?
Hüsamettin Karaca kimdir? Saadettin Köpek'i kim öldürüyor? TRT 1'in reyting rekortmeni dizisi Diriliş Ertuğrul'da heyecan devam ediyor. Anadolu Selçuklu Devleti'nde Sivas Emiri olar Hüsamettin Karaca, Sultan Keyhüsrev'e en yakın isimlerdendir. Hüsamettin Karaca, Sadettin Köpek'in öldürülmesinde önemli bir görev üstlenmiştir. Hüsamettin Karaca kimdir, Selçuklu için önemi ne? Detayları haberimizde bulabilirsiniz.
Sivas emiri Hüsamettin Karaca kimdir? Diriliş Ertuğrul'un son bölümünde boy gösteren Hüsamettin Karaca, Sultan Keyhüsrev'den Ertuğrul'a gizli bir ferman iletir. Fermanda, Sultan Keyhüsrev Sadettin Köpek'in ölüm fermanını Ertuğrul'a iletir ve "Devletin içerisindeki bu hainin öldürülmesini" ister. Vatandaşlarımızın merak ettiği soruların cevaplarını haberimizde bulacaksınız... Hüsamettin Karaca kimdir, Selçuklu için önemi ne? Detayları haberimizde bulabilirsiniz.
HÜSAMETTİN KARACA KİMDİR?
Emir Saaddettin Köpek'in hırs ev ihtirasıyla Anadolu Selçuklu Devleti'nin başına sultan olma hayalinin farkına varan 2. Gıyaseddin Keyhüsrev, devlette iyice güçlenen Saadettin Köpek için ölüm fermanını yazdı. Bu görev için ise Sivas Subaşısı Hüsameddin Karaca'yı görevlendi.
Hüsameddin Karaca için fazla bir kaynak olmasa da 2. Gıyaseddin Keyhüsrev'in güvendiği bir emir olduğu bilinmektedir. Devletin başına bela olan Saadettin Köpek'in öldürmekle görevlendirildikten sonra vazifeyi icra etmek için harekete geçti.
Saadettin Köpek'in çekindiği bir devlet adamı olan Hüsameddin Karaca, öncelikle emirin güvenini kazanmak için çok dikkatli davrandı. Sultan ile görüşme talebiyle izin almak için yanına giden Hüsameddin Karaca'ya "Cihan padişahını görmek için neden benden izin alıyorsun?" sözlerine karşılık “Sizin izninizi almadan ben nasıl sultanın huzuruna çıkabilirim ve kendimi onun yakını sayabilirim. Kendim için sığınacak ve yardım istenecek makam olarak sizin makamınızı görüyorum” dedi. Bu sözleriyle güvenini kazandı.
Hüsameddin Karaca ile uygulamaya koyduğu planı devreye sokan Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev bir kaç gün sonra bir ziyafet düzenledi. Ziyafette zaaf hali kollanan Saadettin Köpek, def-i hacet için sultandan izin alıp dışarı çıktı. Kapının arkasında bekleyen Hüsameddin Karaca, Sadettin Köpek, kapıdan çıkarken onun kafasına vurdu. Ama sopa yüzünü sıyırıp omuzuna isabet etti. Darbenin etkisiyle afalladığı gibi, yüzü de kan için kalan Sadettin Köpek, birden toparlanıp kaçmaya başladı. Kılıcını çeken Emir-i Alem Togan, onun peşine düştü. Sadettin Köpek, can havliyle kendini bir odaya attı. Burada o kılıç, gürz ve bıçak darbeleriyle öldürüldü. Hüsamettin Karaca ve adamları Saadettin Köpek’i sıkıştığı yerde öldürerek devleti büyük bir beladan kurtardı. Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev onun cesedini bir demir kafes içine koydurup yüksekçe bir yere astırdı.
SAADETTİN KÖPEK GERÇEKTE NASIL ÖLÜYOR?
Anadolu Selçuklu Devleti'nin icraatlarından çok, ihtirası ve kumpasları ile tanınan meşhur veziri Saadettin Köpek, ilahi adaleti sağlamak üzere Tanrı tarafından görevlendirildiğine inanan hasta ruhlu bir insandı. Vezir olduğu dönemde devlet kademelerinde kendisine rakip olabilecek ne kadar bürokrat ve değerli komutan varsa ortadan kaldırmış, yargı mensuplarını kendisine tabii kılmış, hayatına dokunmadığı alimleri de tehditle köşesine çekilmeye mecbur etmişti. Bu kadar masum insanın hakkına girmiş olan Saadettin Köpek'in akıbeti herkese ibret olmuş ve yıllarca hafızlardan silinmemişti.
I. Alaaddin Keykubad ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemlerinde baş mimar ve vezir olarak görev yapan Saadettin Köpek'in hayatının ilk yıllarına ait bilgiler ne yazık ki net değildir. Konya'nın ileri gelen ailelerinden birine mensup olduğuna dair rivayetlerin yanında Amasyalı olduğunu ifade eden tarihçiler de bulunmakta. Saadettin Köpek'in devlet adamlığının yanında aynı zamanda sanatkâr olduğu da az bilinen bir husustur. Ünlü tarihçi İbn-i Bibi'den öğrendiğimize göre hem nakkaş hem de yetenekli bir mimar. Alaaddin Keykubad'ın emriyle 1226'da başlayıp yaklaşık on yıl süren Kubadabad Saray Külliyesinin mimarının Saadettin Köpek olduğu kaynaklarda geçmekte. Üstelik bu saray günümüze ulaşabilmiş tek Selçuklu saray yapısı.
Hanedan üyesi olduğunu kanıtlamaya çalıştı ama kimseyi inandıramadı...
Saadettin Köpek hırsıyla kısa zamanda ikbal merdivenlerini tırmanmış ve vezirliğe kadar yükselmiş bir devlet adamıydı. Alaaddin Keykubad'ın ölümünden sonra, desteklediği 14 yaşındaki II. Gıyasettin Keyhüsrev'in tahta geçmesi kendisi için bir dönüm noktası olmuştu. Küçük yaştaki sultanı avucunun içine almayı başaran, bürokratik kadrolara kendi adamlarını getiren, devlet idaresini adeta şahsında toplayan Saadettin Köpek, artık sarayda tüm devlet erkânının korkulu rüyası olmuştu. Geldiği bu yüksek makam kısa sürede herkese onun gerçek yüzünü görme fırsatı da vermişti. Saadettin Köpek'in görevde kaldığı dönem, kendisine rakip olabilecek değerli ve tecrübeli ne kadar devlet adamı varsa hepsini ortadan kaldırmayı başardığı bir dönem olarak tarihe geçmişti. Kurbanları arasında boğularak öldürülenler olduğu gibi recm cezasına çarptırılanlar da vardı.
Saadettin Köpek'in, vezirliği boyunca ne siyasi ne de askeri anlamda çok fazla bir başarısı yoktu. Onun aklı fikri sadece iktidarda yani Selçuklu tahtındaydı. Sultan olabilmek için hanedan ailesinin bir ferdi olması gerektiğini gayet iyi bilen Köpek, hanedan mensubu olduğunu kanıtlamak için annesi Şehnaz Hatun'un Sultan I. Gıyaseddin Keyhusrev ile gayr-ı meşru ilişkisi olduğu ve bunun sonucu kendisinin doğduğu fikrini ortaya atacak kadar alçalmış, lakin buna kimseyi inandıramamıştı. Devlet gücünü eline geçirmek için her yolu mubah gören Saadettin Köpek'in sadareti boyunca verdiği haksız kararlar kendisi ile ilgili şikâyetlerin artmasına neden oldu. Bir süre sonra durum daha da kontrol edilemez bir hal alınca artık Sultan II. Gıyaseddin Keyhusrev harekete geçmek zorunda kaldı ve bir plan yapıldı. Plana göre Saadettin Köpek, Kubadabad Sarayına ziyafete davet edilecek, burada sultanın en güvendiği isim olan Sivas Subaşısı Hüsameddin Karaca tarafından öldürülecekti.
CESEDİ SARAYIN BURCUNA ASILDI
Kubadabad Sarayı'na davet edilen Saadettin Köpek, eğlence ve ziyafetin doruk noktasına ulaştığı bir anda Hüsameddin Karaca tarafından ani bir hamleyle öldürülmek istendiyse de başarılı olunamadı. Tam orada bulunan Emir-i Âlem Togan'ın kılıç darbesiyle yere serilen vezir, yaralı bir şekilde kaçmaya çalıştı fakat yakalanarak feci şekilde öldürüldü. Bununla da yetinilmeyerek geçmişte yaptığı zulümlerin bir karşılığıymış gibi cesedi Kubadabad Sarayının burcuna asıldı ve günlerce orada kaldı.