Hüseyin Nihal Atsız sözleri neler? Hüseyin Nihal Atsız kimdir? Eserleri ile her yıl ölüm yıldönümünde sevgi ile anılan Hüseyin Nihal Atsız’ın hayatını ve sözlerini sizler için araştırdık. Hüseyin Nihal Atsız sözleri neler? Hüseyin Nihal Atsız kimdir?
Hüseyin Nihal Atsız sözleri neler? Hüseyin Nihal Atsız kimdir?
Hüseyin Nihal Atsız sözleri neler? Hüseyin Nihal Atsız kimdir? 11 Aralık 1975 yılında gözlerini yuman Türk şair ve yazar olan Hüseyin Nihal Atsız sözlerini sizler için derledik. Hüseyin Nihal Atsız sözleri neler? Hüseyin Nihal Atsız kimdir?
Hüseyin Nihal Atsız sözleri neler?
-Türklük ve Türkçülük ebedidir.
-Yaşayıp yükselmek, ahlaklı ve iradesi sağlam milletlerin hakkıdır.
-Bir milletin yürütücü kuvvetine “ülkü” denir.
-Dil, bir milletin en değerli malıdır.
-En büyük kahramanlığı yapsanız bile en küçük karşılığını beklemeyiniz.
-Hakkımızı, atalar mirasını istiyoruz. Alacağız da.
-İlim ve hakikat, siyasetin oyuncağı olamaz.
-İstek ve inanç, her güçlüğü devirir.
-Milletleri millet yapan, uğrunda ölecekleri yüksek ülkülere bağlanmış olmalarıdır.
Hüseyin Nihal Atsız kimdir?
Hüseyin Nihâl Atsız, 12 Ocak 1905'te İstanbul'da doğdu. İlköğrenimini Kadıköy’deki çeşitli okullarda, orta öğrenimini Kadıköy ve İstanbul Sultanilerinde (İstanbul Lisesi) yaptı. Buradan mezun olunca Askerî Tıbbiye'ye yazıldı.
Atsız, 1922 yılında Askerî Tıbbiye'ye kaydolduğu çağlarda Türkçülük fikrinin etkisi altına girmeye başladı. Ziya Gökalp'in cenaze töreninin yapıldığı günün gecesi Türkçülük fikrine karşı olan öğrencilerle kavga ettiği okul yönetimi tarafından cezalandırıldı ve daha sonra aralarında birtakım sorunlar yaşanan Arap asıllı Bağdatlı Mesut Süreyya Efendi adlı bir mülazıma (teğmen) selam vermediği gerekçesiyle 3. sınıf talebesiyken 4 Mart 1925 tarihinde Askeri Tıbbiye'den atıldı.
Bu olaydan sonra üç ay kadar Kabataş Erkek Lisesi'nde yardımcı öğretmenlik yapan Atsız, daha sonraları Deniz Yolları'nın Mahmut Şevket Paşa adlı vapurunda kâtip muavini olarak çalıştı ve bu vapurla İstanbul-Mersin arasında birkaç sefer yaptı.
Atsız, 1975 yılının Kasım ayının ortalarında hasta olduğundan şüphelenmiş, ancak yapılan muayene ve testler sonucunda bir hastalık bulunamamıştır. 10 Aralık 1975 Çarşamba gününün akşamı kalp krizi geçirmiş, gelen doktor enfarktüs olduğunu anlayamamıştır. Ertesi akşam Atsız yeni bir kriz geçirmiş, 11 Aralık 1975 Perşembe günü ölmüştür.
13 Aralık 1975 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk günü Kadıköy Osmanağa Camii'nde Kılınan ikindi namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı'na gömülmüştür