İbrahim Karagül: Dünyayı Bill Gates gibilerin korkunç hesaplarına teslim edemeyiz
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, bugünkü köşe yazısında dünyayı yeniden alarma geçiren 'mutant virüs' konusuna değindi. Salgının ülkeler arasında kopuşlara ve hatta savaşlara dönebileceğine dikkat çeken Karagül, "Dünyayı, Bill Gates gibilerin açgözlülüğüne ve korkunç hesaplarına teslim edemeyiz." dedi.
İbrahim Karagül, Yenş Şafak'taki köşe yazısında mutasyona uğrayan ve yüzde 70 daha hızlı yayılan koronavirüs türünü kaleme aldı.
'Mutant Virüs paniği: İngiltere bir gecede nasıl da tecrit edildi! Çok vahim bir hata bu! Salgın elbette bitecek. Dünya, Bill Gates gibi açgözlülerle savaşacak.' başlıklı bir yazı kaleme alan Karagül, şu ifadeleri kullandı:
"İngiltere’de; COVID-19 virüsünün mutasyona uğramış halinin ortaya çıkması büyük korkuya neden oldu. Bütün Avrupa’da tam anlamıyla bir panik başladı.
Bir yılda 1 milyon 700 bin kişinin ölümüne neden olan, ülkeleri kapatan, ekonomiyi neredeyse durduran, sosyal hayatı bitiren virüs, en önemlisi de, insan ırkının gelecek umutlarına çok ağır darbe vurdu.
Tam da “aşı bulundu, tedavi geliştiriliyor, bu kışı da atlatırsak bu iş bitti” derken İngiltere’deki olay patlak verdi. Mutant Virüsün yüzde yetmiş daha hızlı yayıldığı ilân edildi."
Karagül, sözlerini şöyle sürdürdü:
Virüsü insanlığa karşı silâh gibi kullanıyorlar.
Şunu not edelim: Virüsün üretildiği, kasıtlı olarak yayıldığı, kitlelerin bu şekilde yeniden dizayn edilmek istendiği, aşı ve ilaç şirketlerin bu gücü insanlığın aleyhine kullandığı, birkaç şirket ve ailenin dünyanın başına belâ olduğu, daha fazla aşı ve ilaç satmak için virüsü bir silâh gibi kullandığına dair küresel ölçekte yaygın bir kanaat var.
Müthiş bir korku pazarlıyorlar.
Bu kanaat küçümsenmemeli. Ve giderek bir öfkeye dönüşebileceği öngörülmeli. Eğer öfkeye dönüşürse, özellikle Avrupa’da çok sarsıcı toplumsal reaksiyonlar oluşabilir. Bunun siyasi ve sosyal etkileri var olan kurulu düzenleri tersyüz edebilir. Tahminim, oraya doğru akıyor.
İngiltere bir gecede nasıl da tecrit edildi! Bu panik çok tehlikeli..
Önceki akşam yaşananlar, “Mutant Virüs” kadar tehlikeliydi. Korku ve salgının devletler düzeyinde paniğe neden olduğu, bu iş tutuş tarzıyla kitlelerde panik havası estirildiği gibi bir sonuç var önümüzde.
Avrupa ülkeleri çok hızlı biçimde, ardı ardına İngiltere ile uçuşları kapattı. Ardından dünyanın birçok ülkesi aynı yolu izledi. Uçaklar indirilmedi, inen uçaklar da kendi vatandaşlarını aldılar, İngilizleri geri çevirdiler. AB’nin 27 ülkesi, İngiltere ile sadece hava ulaşımını değil, deniz ve tren ulaşımını da kapatmaya hazırlanıyor.
Bu ilk başta salgına karşı bir hassasiyettir, doğru. Eğer mutasyona uğramış virüs Almanya’da orta çıksa, İngiltere de aynısını yapacaktı. Bu psikolojik ortamda her ülkeye aynısı yapılacaktı.
Ülkeler kendi içinde ölüme terkedilecek?
Ama salgın devletlerin, milletlerin birbiriyle hesaplaşma aracı olmamalı. Hiçbir ülke, bu şekilde tecrit edilmemeli. Yalnız bırakılmamalı. Kendi evine kapatılmamalı. Kendi başına bırakılmamalı.
Yarın aynı şey bir başka ülkeye yapılacak. Ülkeler birbirinden kopacak, kendi başına bırakılacak. Kendi kaderine terkedilecek. Ülkeler karantinaya alınacak, kendi içinde ölüme terkedilecek.
Bu, insanlık için vahim bir geleceğe işaret ediyor. Milletlerin birbirinden kopmasına, dayanışma alanlarının yok oluşuna, ortak savunmanın bitişine, birçok ülkenin çöküşe sürüklenmesine yol açacak.
İngiltere’den yükselen açıklamaların biçimi, bir günde yalnız kalmasıyla sonuçlandı. Bir günde bütün ülkeler onu yalnız bıraktı. Salgına karşı en büyük ilaç ortak mücadeledir.
Tedbir-korku çizgisi aşılırsa: Devletler çöker, şehirler otonom arayışlara başlar.
Tedbir ile korku arasındaki çizgi kontrol edilemezse, felâket bir gelecek bizi bekliyor olacaktır. İşte o korkunun dünyayı nerelere sürükleyeceğini kimse tahmin bile edemez.
Devlet otoritesi çöker, bölgeler ve şehirler içe kapanır, otonom bir arayış öne çıkar. Özellikle Avrupa’da bu yönde çok tehlikeli toplumsal reaksiyonlar birden patlayabilir.
Bu aşamadan sonra iş bambaşka bir boyut alabilir. Ülkeler birbirini suçlamaya, birbirinden hesap sormaya, bütün hesaplarını salgın üzerinden görmeye başlayacak.
Böyle bir eğilim başladı bile. Uluslararası ilişkiler, pandemiye göre yeni bir hal, biçim alıyor. Her ne kadar insani nutuklar atılsa da, ikili ilişkiler, ülkelerin durumuna göre zayıflayıp güçlenebiliyor.
Ülkeler arası kopuşlar savaşlara neden olur.
Daha şimdiden Avrupa Birliği üst yapısı dağıldı. Ortak alanlar tükenmek üzere. Ülkeler yalnız bırakılıyor, ortak Avrupa düşüncesi ve dayanışması tarih oluyor.
İngiltere örneği, korku, panik ve bencilliğin nasıl bir gelecek oluşturabileceğine dair bize çok sağlam işaretler veriyor.
Salgın karşısında dayanışma göstermesi gerekenler tamamen birbirinden kopuyorsa, daha büyük felâketlerde bu kopuşun savaşlara bile neden olabileceğini öngörebilmeliyiz.
Virüs ve salgın, üretildi mi? Yayılması kontrollü biçimde mi yürütülüyor? Bu ve daha birçok soru hemen herkesin zihninde var. Çok yoğun şüphe ve endişe söz konusu.
Dünyayı, Bill Gates gibilerin açgözlülüğüne ve korkunç hesaplarına teslim edemeyiz.
İşin bu tarafı kesin değil ama kesin olan bir şey var: Birileri salgın üzerinden, virüs üzerinden, korku üzerinden bir hesap yapıyor. Bu, açık… Korku ve panik yayarak bunu ekonomik güce, siyasi güce, küresel iktidar inşasına dönüştürmeye çalışıyorlar.
Tek merkezli dünya, şirketlerin yönettiği dünya, açgözlülüğün hâkim olduğu dünya, insan ırkını mahvetme adına kendi saltanatlarının hüküm sürdüğü dünya için çalışıyor.
Böyle devam ederse, yakın gelecekte toplumlar kadar devletler de bu kartellerle mücadele etmeye mecbur kalabilir. Çünkü bu, insanlık tarihinin gördüğü en tehlikeli, en ölümcül sömürgecilik şekli olacaktır.
Dünya, Bill Gates ve benzerlerinin korkunç düşüncelerine, doyumsuzluklarına, insan ırkı üzerindeki yok oluş hesaplarına karşı sahipsiz, savunmasız bırakılamaz.
Salgın Avrupa için tarihin sonu oldu.