İbrahim Karagül: Putin ‘Çılgınlıklar Çağı’nı başlattı!
"İmparatorluklar geri dönüyor. İmparatorluk geçmişi olanlar iddialarını bugüne ve geleceğe taşıyor. Rus yayılmacılığı için yeni bir dönem başlıyor. Avrupa savunması için yeni bir dönem başlıyor!"
Dün sabaha karşı başlayan Rusya'nın Ukrayna'yı işgali üç yönden devam ediyor. Rus ordusu Belarus'tan güneye, Kırım'dan kuzeye, Rusya topraklarından da batıya doğru ilerliyor.
Rusya sınırına yakın Sumi kentinde gece saatlerinde şiddetli çatışmaların yaşandığı bildirildi. Yerel yetkililer, doğudaki Konotop kentinin kuşatıldığını ve Rus birliklerinin batıya, Kiev'e doğru yola çıktığını aktardı.
Yaşanan sıcak gelişmeleri bugün Yeni Şafak'taki köşesinde masaya yatıran İbrahim Karagül ise önümüzdeki günlerin küresel ölçekte oldukça sancılı geçeceğinin sinyallerini verdi.
"Putin ‘Çılgınlıklar Çağı’nı başlattı" başlıklı yazısında İmparatorluklar çağının geri döndüğünü belirten Karagül, ""Bugünkü durum, dünya savaşına kadar varabilir. Kimse hafife almasın. Çok tehlikeli, çok ölümcül bir dönem başladı. Ukrayna’nın ötesine bakalım. Jeopolitik fay hatlarında büyük sarsıntılar geliyor. Bu da onlarca ülkeyi bir anda savaşa sürükleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Karagül Rusya - Ukrayna krizine ilişkin değerlendirmelerini 23 madde halinde şöyle sıraladı;
"1- Rusya dün Ukrayna’ya saldırıya geçti. Ülkenin Doğu’sunu işgale başladı. ABD ve Avrupa, aylarca Ukrayna üzerinden esip gürledi ama şu ana dek hiçbir şey yapmadı. Ukrayna tamamen yalnız bırakıldı.
2- Rusya lideri Putin’in Ukrayna’yı işgale başlaması, ABD, Avrupa ve NATO’yu korkunç bir çaresizliğe sürükledi. Açık tavır ve çatışmayı göze alamayan, ikincil yollarla tavır koymaya çalışan, kendi itibarını korumaktan başka bir derdi olmayan ABD ve Avrupa için bu, Afganistan hezimetinden, apar topar çekilmeden, kendilerine güvenenlerin uçak kanatlarından yere çakılmasından sonra ikinci büyük çöküş oldu.
“ÇILGINLIKLAR ÇAĞI”NIN KAPILARI ŞİMDİ AÇILDI.
3- Putin, çılgınlıklar çağının kapılarını açtı. Soğuk Savaş sonrası belirsizleşen, anlamsızlaşan küresel gerçekleri tamamen silip süpürdü. Geleceğin çatışma, hesaplaşma yöntemlerini açıktan ilan etti. Bu, Batı’nın ikiyüzlülüğünü sona erdiren bir durum oldu. Putin dünyayı tehdit etti ama dünyanın yeni halini de en kaba haliyle ilan etti.
4- Mesele sadece Ukrayna değil. Ülkenin Doğu’suyla, Rusya-Ukrayna demografik, siyasi, güvenlik meseleleriyle sınırlı değil. Bir ülkenin işgalinin ötesinde artık bloklar arası, güçler arası çatışmaların en açık haliyle yapılacağı ortaya serildi.
İMPARATORLUKLAR DÖNECEK. BARAJLAR PATLAMAK ÜZERE…
5- İmparatorluklar geri dönüyor. İmparatorluk geçmişi olanlar iddialarını bugüne ve geleceğe taşıyor. Rus yayılmacılığı için yeni bir dönem başlıyor. Avrupa savunması için yeni bir dönem başlıyor. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez baraj kapıları açıldı. Hangi ülkenin sular altında kalacağını tahmin etmek zor değil.
6- Rusya zayıflığının farkında. Bu zayıflığı Rus milliyetçiliği, yayılmacılığı ile örtmeye, tehdit dili ile caydırıcı olmaya, kendine yönelen tehditleri sınırlarının ötesine itmeye çalışıyor. Rusya, bu yolda savaşları göze alacaktır. Batı’nın ve dünya düzeninin zayıflıklarına oynayarak, ülkeleri hata yapmaya zorlayacaktır. Eğer bunu yapmazsa, o tehdit zaten Rusya sınırlarına dayanacaktır. Bu da Rusya’nın ikinci parçalanması demektir. Putin, çevresini ve dünyayı tehdit ederek üzerine gelecek tehditleri savuşturmaya, sakinleştirmeye, zora sokmaya çalışıyor.
PUTİN DOSTLARINI NİYE TEHDİT ETTİ?
7- Putin’in işgal konuşması düşmanları kadar dostları için de tehditti. Büyük bir hata yaptı. Dostları için tehdit olabileceğini ortaya koydu. Bu saatten sonra Baltık ülkeleri, Doğu Avrupa ülkeleri, en çok da Orta Asya Türk Cumhuriyetleri tehdit edildiklerini bilecektir. Gerçekten de Putin, Ukrayna’dan sonra başka ülkelere, bu ülkelere yönelecektir.
8- Putin’in o konuşması Türkiye için de tehdittir. “Karadeniz kıyılarını 18. yüzyılda Türklerden biz koruduk” cümlesi, bir niyet beyanıdır. Bir siyasi kimlik ilanıdır. Türkiye için de bir konumlama arayışıdır. Türkiye-Rusya ilişkileri, dostluğu, birçok alanda ortaklığı için tehlikeli bir cümledir.
AVRUPA SAVUNMASI İÇİN PANİK BAŞLADI
9- ABD ve Avrupa çok zor durumda. Kendi içine çekiliyor. Saldırıdan, küresel hegemonyadan, yayılmadan savunmaya çekiliyor. Kendi varlığını korumaya çalışıyor. Pasifik’te Çin’i dizginlemeye, durdurmaya çalışıyor. Bu yüzden Orta Asya’dan çekildi. Bu yüzden Ortadoğu’dan Pasifik’e yöneldi.
10- Avrupa 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez kendini savunmada zorluklarla yüzleşiyor. Avrupa savunması yine ABD’ye mi emanet edilecek? Tam da ABD denetiminden çıkma arayışları varken. Eğer yeniden ABD’ye sığınırlarsa Avrupa Birliği projesi tamamen çökecektir. Hiçbir anlamı kalmayacaktır. Sığınmazlarsa özellikle İngiltere, genel anlamda bütün Avrupa, yeni bir savunma paniğine sürüklenecektir.
AVRUPA AÇIK SAVAŞI GÖZE ALAMAZ. BATI DIŞI GÜÇ HARİTASI OLUŞTU
11- Batı’nın yükselme dönemi çoktan bitmişti. Duraklama dönemi başlamıştı. Şimdi gerileme dönemine mi girilecek? Artık küresel ölçekte, tek yanlı dizayn girişimlerinin hiçbir etkisi yok. Batı’ya rağmen, Batı’nın dışında bir güçler haritası oluştu. Bunu engellemeye çalıştılar ama kesinlikle başarısız oldular.
12- Rusya’nın bu girişimi, Batı gerilemesini daha da hızlandıracaktır. Çaresizliğini daha da artıracaktır. ABD dahil, Avrupa ülkelerinin hiç biri, böyle bir dönemde açık savaşı göze almayacaktır. Ekonomik ambargolar artık Batı ekonomilerini vurmaktadır.
13-ABD ve Avrupa, Rusya ile açık çatışmadan çok, Rus sınırlarında cepheler oluşturup Rusya’yı uzun süre oyalamayı, yormayı planlıyorlar. Yıpratıcı çatışma dönemi yürütmek istiyorlar. Ancak bunun çözüm olmayacağı açıktır.
UKRAYNA KRİZİNİ RUSYA KADAR, ABD VE İNGİLTERE DE KIŞKIRTTI..
14-Ne gariptir ki; Ukrayna krizini Rusya kadar ABD ve İngiltere tırmandırdı. Almanya ve merkez Avrupa istekli değildi. ABD ve İngiltere Putin’i Ukrayna’ya saldırıya kışkırttı. Ardı ardına infial uyandırıcı açıklamalara, eylemlere girişti. İngiltere, Baltıklarda Rusya ile yaşadığı çatışmayı Karadeniz’e, Güney’e taşımaya çalıştı. Kısmen de başarılı oldu.
15- Otuz yıldır, dünyadaki bütün savaşlar Ortadoğu’da yaşandı. (Afganistan’ı istisna tutarsak.) Bütün iç çatışmalar bu bölgede pazarlandı. Etnik ve mezhep çatışmaları bu bölgelere servis edildi. “Terörle mücadele” adı altında yürütülen işgal ve istila kampanyaları burada yapıldı. Kızıldeniz-Basra Körfezi arası dünyanın savaşlar coğrafyası yapıldı.
KUZEY-GÜNEY CEPHESİ HATTINDA HANGİ ÜLKELER SAVAŞA SÜRÜKLENECEK?
16- İlk kez çatışmalar Kuzey’e taşınıyor. İlk kez Avrupa sınırlarına taşınıyor. Bir zamanlar “İslam’ın kanlı sınırları” diyenler şimdi kendi kanlı sınırlarıyla yüzleşmek zorunda kaldı. Ukrayna krizi, Baltıklardan Ege’ye kadar,Kuzey-Güney hattında bulunan bütün ülkeleri çatışma alanına dönüştüren yeni bir durum oluşturdu. Polonya’dan Yunanistan’a o hattaki bütün ülkeler hesaplaşmanın acısını çok ağır yaşayacak. Rusya da Avrupa da asla yüz yüze gelmezler. Bu ülkeler üzerinden çatışacak.
ORTADOĞU NORMALLEŞMESİ: TÜRKİYE’NİN ZAMANLAMASI!
17- Ortadoğu bir süreliğine rahat bir nefes aldı diyebiliriz. Tam bu dönemde Türkiye’nin BAE, S.Arabistan, İsrail ve hemen bütün bölge ülkeleri ile yeni bir “Ortadoğu normalleşmesi” başlatması çok anlamlı. Süreç en azından bölgede yeni çatışma alanlarını kapatacaktır. Bölge ülkelerinin en hassas olması gereken şey, ABD, Avrupa ya da Rusya’nın bölgeye yeni bir savaş, çatışma ihraç etmesinin önüne geçmektir.
KARADENİZ SAVAŞI: BATI; TÜRK-RUS SAVAŞI İSTİYOR
18- Ukrayna krizi Karadeniz’i çatışma alanına dönüştürecektir. Bir yönüyle Karadeniz krizidir. Eğer Rusya tam bir işgale girişirse, ABD ve NATO Karadeniz’e yoğunlaşır ve Rusya’yı burada baskılamaya girişirse iş Karadeniz Savaşı halini alacaktır. İşte o zaman Türkiye, onlarca yıldır Güney’de mücadele ettiği krizlerin benzerini Karadeniz’de yaşamaya başlayacaktır.
19- Türkiye için asla kabul edilemeyecek tek sonuç budur. ABD’nin Karadeniz’e çökmesi, krizi buradan tırmandırması, nihayetinde Türkiye ile Rusya’nın savaşa sürüklenmesi için şartları olgunlaştırmaktan başka bir sonuç vermeyecektir. İşte o zaman ABD ve Avrupa çok etkili bir sonuç alacak, Rusya’yı Türkiye ile, Türkiye’yi Rusya ile hırpalayıp Avrupa güvenliğini uzun süre rahatlatmış olacaktır. Batı’nın her zamanki yöntemi yine işe yaramış olacak. Bu savaş girişimini Suriye üzerinden denediler. Başaramadılar. Bu sefer Ukrayna üzerinden deneyeceklerdir.
TÜRKİYE BATI’YA ASLA GÜVENMEZ..
20- Türkiye Batı’ya asla güvenmiyor. NATO üyesi olmasına rağmen, şu an için tanımladığı bütün tehditlerin ABD, Avrupa ve NATO kaynaklı olduğunu biliyor. Bu ülkelerin kendisini her alanda yalnız bıraktığını çok iyi biliyor. Bugün hala, Suriye’nin kuzeyinde kendisine karşı terör ordusu kurduklarını günlük takip ediyor. 15 Temmuz gibi içeriden kaynaklı saldırıyı daha yeni atlattı ve bu da ABD, Avrupa, NATO operasyonuydu. Türkiye bu tuzağa, çok sağlam gerekçeler olmadığı sürece, düşmeyecektir.
TÜRKİYE CEPHE ÜLKESİ DEĞİL. HESABINI ONA GÖRE YAPACAK.
21- Türkiye; “Ortadoğu normalleşmesi” yürütürken, Afrika’da çok etkin ve derin bir gelecek planı yürütürken, Sovyetlerin çöküşünden bu yana en etkili Orta Asya stratejisi uygularken, bütün bunlar üzerinden çok ciddi güç sıçraması inşa ederken, ABD, İngiltere’nin Karadeniz Savaşı’na asla müsaade etmemeli. Batı ile ortaklıklarının her alanda sadece Batı lehine, Türkiye aleyhine seyir izlemesine izin vermemeli. Zira bu, Türkiye’yi çok ciddi anlamda istikrarsızlaştıracak, uzun soluklu krizlerin kapısını açacaktır.
22- Türkiye artık bir cephe ülkesi değil. İçerideki siyasi hazırlığa rağmen bir daha asla olmayacak. Türkiye yeni bir güç alanıdır, bu güç alanının coğrafyası tahminlerin çok ötesinde bir genişliğe sahiptir. Öyleyse Rusya ile de, ABD ve Avrupa ile de pazarlıkları bu yeni duruma göre olacaktır.
DÜNYA SAVAŞI BAŞLAR. ASLA HAFİFE ALMAYIN. DURUM ÇOK CİDDİ
23- Türkiye ne ABD-Avrupa’nın silahlı tetikçisi olacak ne de Rus yayılmacılığına teslim olacaktır. Ukrayna’nın bütünlüğünü savunacak, Kırım hassasiyetini devam ettirecek, Kafkaslar ve Orta Asya’da kendi duruşunu sergileyecektir. Türkiye; ABD ve Rusya arasındaki hesaplaşmada gözünü kapatıp taraf tutmayacaktır. Kendi hesabını yapacak, kendi duruşunu sergileyecek, çok güçlü bir pazarlık ülkesi olacaktır.
Putin’in Ukrayna konusundaki cümleleri, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri için de benzer niyetleri taşıdığını açık etti. Putin, Türkiye ile ilişkilere, yakınlığa uzun soluklu bakmadığını da ortaya koydu.
Bugünkü durum, dünya savaşına kadar varabilir. Kimse hafife almasın. Çok tehlikeli, çok ölümcül bir dönem başladı. Ukrayna’nın ötesine bakalım. Jeopolitik fay hatlarında büyük sarsıntılar geliyor. Bu da onlarca ülkeyi bir anda savaşa sürükleyebiliriz."
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN....