Iğdır Belediye Başkanı kim oldu? Yeni belediye başkanı hangi partiden?
Iğdır Belediye Başkanı kim oldu? 31 Mart yerel seçimlerinin heyecanın yaşandığı şehirler arasında yer alan Iğdır'ı hangi partinin kazanacağı merak ediliyor. Cumhur ittifakı İsa Yaşar Tezel'i aday gösterirken, CHP Sözer Sayan'ı aday gösteriyor. Kıyasıya seçim yarışının yaşanacağı Iğdır'da hangi partinin seçimi kazandığı araştırılmaya başlandı. İşte Iğdır Belediye Başkanı kim oldu? Ne zaman açıklanacak? Sorularının cevapları haberimizde...
Iğdır Belediye Başkanı kim oldu? 31 Mart yerel seçiminde seçmenler belediye başkanlarını oylamak için sandık başında gidiyor.Cumhur ittifakı İsa Yaşar Tezel'i aday gösterirken, CHP Sözer Sayan'ı aday gösteriyor. Kıyasıya seçim yarışının yaşanacağı Iğdır'da hangi partinin seçimi kazandığı araştırılmaya başlandı. İşte Iğdır Belediye Başkanı kim oldu? Ne zaman açıklanacak? Sorularının cevapları haberimizde...
IĞDIR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI KİM OLDU?
Iğdır Belediye Başkanı'nın kim olduğu henüz açıklanmadı. 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilecek seçimlerin ardından belli olacak Iğdır'ın yeni belediye başkanı açıklandığı anda haberimize eklenecektir.
İSA YAŞAR TEZEL KİMDİR?
1956 yılında Iğdır’da doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Iğdır’da tamamladı. 1980 yılında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. Fatih ve Hande’nin babası.
Iğdır’da vekil öğretmen olarak başladığı iş hayatına İmar İskan Bakanlığı, DSİ, Maliye Bakanlığı’nda devam etti. 1987 yılında TRT’ye geçti. TRT’de Reklâm Dairesi Başkanlığında ve TRT Ankara Radyosu Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
IĞDIR SEÇİM SONUCUNU ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYINIZ!
Iğdır
Iğdır ili, Türkiye Cumhuriyeti'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde ve Türkiye'nin en doğusunda yer alan bir ildir.
Doğu Anadolu Bölgesi'nin Erzurum - Kars Bölümü'nde yer almaktadır. 27 Mayıs 1992 tarihinde Kars ili'nden ayrılarak Türkiye'nin 76. ili olmuştur. 4 ilçe, 8 belediye ve 157 köyden oluşur. Merkez ilçesi dışında 3 tane daha ilçesi vardır. TBMM'ye her seçimde 2 delege göndermektedir. Azerbaycan (Nahcıvan), İran ve Ermenistan sınır komşularıdır. Halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Tarım
Iğdır Şeker Pancarı: Eskiden kervan yolları üzerinde önemli bir durak olan Iğdır ilinde, ekonomi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Aras Nehri'nin suladığı ova, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki en önemli bitkisel üretim alanlarından biridir. Iğdır, bahçeden bahçeye geçiş yapan evleri ile ünlüdür. Bu bahçelerde kayısı ve elma ağaçları vardır.
Tarım için elverişli olup şeker pancarı, pamuk, karpuz, domates gibi çeşitli meyve ve sebzeler yetiştirilmektedir. İlin en büyük tarım işletmesi olan Kazım Karabekir Tarım İşletmesi Dil Ovası kısmındadır. Bölgede ilk kez Urartular döneminde tarım başlamıştır. Geçmişte ovada yetiştirilen dut ağacının sayısının giderek azalması ipek böceği yetiştiriciliğini zamanla ortadan kaldırmıştır. Ovada önemini kaybeden bir diğer ürün olan çeltik ise 1970'li yıllara kadar yetiştirilmiş ama sıtma olaylarının artmasından dolayı terk edilmiştir. Iğdır Ovası'nda çeşitli bitkilerin yetiştirilmesine yönelik denemelere işgal yılları sırasında Ruslar tarafından başlanmıştır. Ovada şeker pancarı üretimi, Erzurum Şeker Fabrikası'nın 1956'da kurulmasından sonra başlamıştır. Ancak ovada üretilen şeker pancarının şeker oranı düşüktür. Bunun nedenleri; toprakların yoğun olarak kullanılması sonucu potasyum eksikliğinin artması, pancar yapraklarının Ağustos ayında kuruyup yeniden yaprak vermesi, pancar ekiminin seyrek olarak yapılması, söküm dönemindeki olumsuz hava koşulları, pancar yapraklarının söküm öncesinde otlatılması ve söküme yakın bilinçsizce su verilmesidir. Ekonomik değeri yüksek olan bitkilerin ekilmesinin yanı sıra hayvancılığın geliştirilmesi çalışmaları da işgal yıllarına rastlar. Hayvan soylarının iyileştirilmesi ve mandıraların kuruluşu yine aynı dönemde gerçekleşmiştir. I. Dünya Savaşı'nın ardından Rus işgalinin kalkmasıyla pazarla bağlantısı kesilen yörenin ekonomik yaşamı 1950'lere dek süren durgunluğa girdi. 1950 yılından sonra Aras Irmağının sulamada kullanılmasıyla ürünlerde büyük çeşitlilik sağlandı.
Yıllık yağış tutarının azlığına, yağış rejiminin düzensizliği ve buharlaşma miktarının fazlalığı da eklenirse ovadaki tarımda sulamanın ne derece önemli bir paya sahip olduğunu görülür. Sulamanın daha kapsamlı yapılabilmesi için Iğdır Ovası, Batı Iğdır Ovası ve Doğu Iğdır Ovası olmak üzere iki bölüme ayrıldı ve böylece sulama projeleri başlatılmış oldu.
İlde tarihin eski devirlerinden beri pamuk tarımı yapılmaktadır. Bunu mümkün kılan temel faktör, bölge ikliminin çevresine göre bir mikroiklim bölgesi yaratmasıdır. Pamuk yetiştirilmesi için gereken sıcaklık 20 °C'dir. Ancak bu sıcaklık, Iğdır Ovası'nın yıllık sıcaklık ortalamasından biraz düşük de olsa yaz aylarındaki yüksek sıcaklık ortalamaları pamuk için elverişli bir ortam yaratmaktadır. Cumhuriyet döneminde ovada pamuk ekim alanları giderek genişleyerek; 1935'te 650 hektarı, 1940'ta 700 hektarı, 1950'de ise 4,500 hektarı bulduktan sonra inişli çıkışlı bir grafik izlemiştir. 1960'ta 1,800 hektar, 1970'te 6,800 hektar, 1980'de 3,410 hektar, 1992'de 3,438 hektar ve 1997'de 970 hektar olarak gerçekleşmiştir. Ancak özellikle 2000'li yıllardan sonra pamuk yetiştirilmesi neredeyse sona ermiştir. Çünkü; az olsa da değişen iklim koşulları ürünün kalitesini düşürmüş ve zaten az olan çiftçi gelirini iyice azaltmıştır. Bu nedenle çiftçiler pamuk yerine şeker pancarı, meyve ve sebze yetiştirmeye başlamıştır. Ayrıca son yıllarda şeker pancarında görülen rekolte kaybından dolayı devlet desteği ile Ziraat Bankası, çiftçilere şeker pancarı yerine ayçiçeği ekmesi için kredi vermeye başlamıştır.
Ovadaki toplam meyve bahçesi arazisinin 1,525 hektarı(%74) kayısı, 332 hektarı(%16.1) elma, 128 hektarı(%6.2) şeftali, 35 hektarı(%1.7) armut, 10 hektarı(%0.5) diğer meyveler ve 31 hektarı(%1.5) bağ tarımı arazilerinden oluşmaktadır. Yörede elma üretimi, sulamalı tarım yapma imkânlarının mevcut olduğu Batı Iğdır Ovası'nda yoğunluk kazanmıştır. Ovada şeftali yetiştirme faaliyetleri giderek artmaktadır. Nitekim, 1978'de 26,000 kadar olan şeftali ağacı sayısı, 1997'de 41,850'ye yükselmiştir. Ovada kayısı, şeftali ve elma dışındaki meyveler daha çok yöre halkının temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğundan bölge ekonomisinde pek önemli bir yer tutmaz. Ovada birçok sebzenin yetiştirilmesine karşılık dağlık yörede sadece patates tarımı yapılmaktadır. İlde mevcut olan 77,900 hektar dolayındaki tarım arazisinin yaklaşık 3,000 hektarı sebze üretimine ayrılmıştır.
Ovadaki toplam sebze bahçesi arazisinin 850 hektarı karpuz, 800 hektarı domates, 285 hektarı kavun ve 225 hektarı da salatalık arazilerinden oluşmaktadır. Ayrıca ovada üretilen domatesin ve karpuzun önemli bir kısmı Kars, Ardahan, Ağrı, Bitlis, Muş, Van ve Erzurum gibi illere pazarlanmaktadır. Ovada üretilen sebzelerden kavun, karpuz ve domates dışındaki sebzeler daha çok yöre halkının temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğundan bölge ekonomisinde pek önemli bir yer tutmaz. Bunun dışında, soğan, patlıcan, biber, lahana, turp ve fasulye gibi sebzelerin de üretimi yapılmaktadır.
İldeki tahıl tarımında yıllara göre büyük dalgalanmalar görülür. Bu durumda yağışların düzensiz olması etkilidir. Çünkü tarım arazisinin %28'sinde ancak kuru tarım yapılmaktadır. Tahıl tarımında 1. sırada yer tutan buğdayı; arpa, mısır ve çeltik izler. Tahıl arazilerinin yaklaşık %32'sini kaplayan arpa, verim bakımından buğdaydan biraz düşüktür. Ayrıca arpa, buğdayın yetişemediği yüksekliklerde de yetişebildiğinden bölgenin yüksek dağlık kesimlerinde buğdayın yerine arpa tercih edilmektedir. Bu tercihte dağlık kesimlerde hayvancılığın daha önemli bir yere sahip olması etkilidir. Arpanın dışında tahıl ürünleri olup ilin tahıl arazilerinin sadece %9'luk bir kısmında yetiştirilen mısır ve çeltik, daha çok yöre halkının temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğundan bölge ekonomisinde pek önemli bir yer tutmaz.
Bölgede 2000 yılı itibariyle 16,500 dolayında çiftçi ailesi bulunmaktadır. Bölge çiftçilerinin ancak yarıya yakını toprak sahibidir. 2005 yılı verilerine göre il halkının %68'i tarım sektöründe, %26'sı hizmet sektöründe, %2'si sanayiide ve %4'ü de diğer sektörlerde istihdam edilmektedir.
Iğdır İli Arazi Dağılımı
Çayır-Mera %41
Tarım Alanı %33
Kullanılmayan Alan %26
Orman Alanı %1
Iğdır Kayısısı (Şalağı), dünyaca ünlü olan ve sadece Iğdır yöresi ile Kağızman'da yetişen bu kayısı türünün şekli eliptik olup simetrik bir yapıya sahiptir. Çekirdekleri uzun şeritli ve tatlı olduğundan kuruyemiş olarak tüketilebilir. Erkenci bir çeşit olduğundan Haziran ayının son haftasında olgunlaşmaya başlar. Iğdır'ın en yaygın kayısı türü olan Şalak çeşidinin birçok faydası olduğu bilinmektedir.
Iğdır'da Kaysı Ağacı Varlığı (2006)
Şalak %85
Ordubat ve Teberze %10
Ağerik %5
Iğdır'daki Meyve Sebze Üretimi (Ton/2008 yılı)
Domates 39.550
Kavun 19.750
Karpuz 18.510
Kayısı 15.206
Salatalık 9.775
Elma 6.369
Şeftali 2.203
Hayvancılık Canlı hayvan ticaretine yönelik olarak çok sayıda koyun yetiştirilir. Bu yüzden koyunculuk birinci, sığırcılık ikinci plandadır. Koyun sürüleri, yazın yaylalardaki sulak çayırlara çıkarılarak otlatılır. Şekerpancarı üretimi yaygınlaştıktan sonra sığır besiciliği gelişti. Hayvanlardan sağılan sütlerin değerlendirildiği mandıralarda tereyağı ve kaşar peyniri üretilir.
Hayvancılıkta birinci sırayı koyun alır. Onu sırasıyla keçi, sığır-manda ve kümes hayvanları izler. Bölgede bulunan çayırlar, küçükbaş ve büyükbaş hayvanlara yeterli gelmemektedir. Bu yüzden hayvan yemleri, hayvancılıkta önem teşkil eder. Yapılan bir araştırmada koyun ve sığır yetiştiriciliğinin Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu tespit edilmiştir.
Bölgede en çok yetiştirilen hayvan olan koyunun yetiştirilmesini güçleştiren en önemli sorun, yılın 4-6 aylık süresi boyunca arazinin karla örtülü kalması sonucu hayvanların ağıl veya komlarda beslenmesi zorunluluğudur. İl çevresinde özellikle "Mor Karaman" cinsi koyun yetiştirilmektedir. Bölgedeki koyun sayısı yıldan yıla değişiklik gösterse de son yıllarda azalma eğilimindedir. Bölgede keçi yetiştiriciliği koyunculukla bir arada yürütülmektedir. Genellikle ortalama bir koyun sürüsünde 5-10 tane keçi bulunur. Bölgenin toplam keçi varlığı 25,000-50,000 arasında sürekli değiştirmektedir. Yayla hayatında çadır yapımında kılından yararlanmak için yaylalarda önemli ölçüde kıl keçisi yetiştirilir. Kıl keçisi yetiştiriciliğini teşvik eden diğer bir faktör de, bu hayvanların süt verimlerinin koyunlara oranlara daha çok olmasıdır. Gerçekten bölgede; bir günde bir koyun ortalama 0.5-1 kg arası süt verirken ,bir keçiden yaklaşık 1.5 kg kadar süt çıkar. Ayrıca keçi, dağlık kesimlerde en ulaşılmaz otlara bile ulaşabilmektedir. Bu yüzden yayla halkında keçinin önemi, ova halkına göre daha fazladır.[5] Manda yetiştiriciliği gitgide azalmaktadır.[9]
İlçelere Göre Sığır Türü ve Sayısı (2000)
Türü Merkez İlçe Karakoyunlu Tuzluca Aralık
İnek 13,900 7,050 5,480 4,910
Dana 9,600 6,150 4,740 2,500
Öküz 350 17 750 42
Boğa 900 595 340 130
Manda 950 276 113 600
Toplam 25,700 14,088 11,423 8,180
Ovada büyükbaş hayvancılıkta küçükbaş hayvancılık kadar büyük bir öneme sahiptir. Bölgede büyük ölçüde mera hayvancılığı yapılmaktadır. Bunun yanında, besi hayvancılığı da giderek önem kazanmıştır. Ayrıca bölgede süt verimi yüksek olduğu için az da olsa manda beslenir. Çünkü manda ineğe göre daha uzun süre ve miktarda süt verir ve et verim ortalaması inekten daha fazladır. İlin toplam manda varlığı 2,000-7,000 arasında değişmektedir. Ayrıca bölgede yük çekmek için beslenmekte olan az sayıda at, eşek ve deve vardır. Ancak 1987'den sonra deve önemini kaybettiği için ilde deve nesli tükenmiştir.
Ovadaki kümes hayvancılığında baş sırayı tavuk alır. Onu hindi, ördek ve kaz gibi çeşitli kümes hayvanları takip eder. Çok eskiden beri sürdürülen bu faaliyet, ilkel metotlarla ve ilkel ırklarla daha çok aile tavukçuluğu şeklinde sürdürülmektedir. 2006 yılında bölgeyi etkisi altına alan kuş gribi salgınına kadar aile başına 5-10 adet tavuk düşüyordu. Kümes hayvanlarının %90'lık bir kısmı tavuklardan oluşuyordu. 2006 yılının başlarında ilde ele geçirilen kümes hayvanlarının %98'inden fazlası imha edilerek bölge halkına hayvanların değeri ödenmiştir.