II. Abdülhamid Filistin'e Yahudi göçünü engellemek için her şeyi yapmıştı

İsrail'in Gazze'deki masum sivillere yönelik saldırıları devam ederken, Sabah yazarı Erhan Afyoncu'dan çarpıcı bir yazı geldi. II.Abdülhamid'in gelecekte neler olabileceğini anladığı için Filistin'e Yahudi göçünü engellemeye yönelik her şeyi yaptığını belirten Afyoncu, köşe yazısında önemli detaylara yer verdi.

"19. yüzyılın ikinci yarısında Filistin’de bir Yahudi devleti kurulmasını hedefleyen siyonizm hareketi ortaya çıktı. Avrupa ve Rusya’dan kovulan Yahudiler’i Filistin ve Kudüs’e yerleştirmek için faaliyete geçtiler. II. Abdülhamid, Yahudiler’in 19. yüzyılın sonlarında Filistin’e yerleşmelerini engelleyerek, İsrail’in kurulmasından sonra bölgede 70 senedir cereyan eden katliamları yarım asır geciktirdi" diyen Erhan Afyoncu, yazısını şöyle sürdürdü:

"Yahudiler, 1881'de Odessa'da "Sion Âşıkları" adlı bir dernek kurdular. Amaçları Yahudiler'in Filistin ve Kudüs'e yerleşmelerini sağlamaktı. Bu yıllarda 5 bin kadar Yahudi, Filistin'e göçetmişti. Bu yıllarda Filistin'de 430 bin Müslüman, 55 bin Hristiyan ve 35 bin Yahudi yaşıyordu. Osmanlılar, meselenin farkına varınca Yahudi göçüne engel almaya çalıştılar. Bu konuda Vahdettin Engin, Tufan Buzpınar ve Ahmet Kavas'ın araştırmaları vardır.

II. Abdülhamid Filistin'e Yahudi göçünü engellemek için her şeyi yapmıştı

FİLİSTİN'E GÖÇ YASAK

II. Abdülhamid başta olmak üzere, Osmanlı devlet adamları Yahudi göçünün Filistin'de kritik dengelere bağlı mevcut durumu bozacağı ve bölgeyi karıştıracağı kanaatindeydiler. Sultan Abdülhamid'in 1880 yılında çıkardığı iradesiyle Yahudiler'in Filistin'e göçmen olarak yerleşmelerinin kapısı kapatıldı. Osmanlı tebaası olan Yahudiler'in Filistin'den toprak satın almaları yasaklandı. Hac amaçlı olarak Kudüs'ü ziyaret edecek Yahudiler ise Osmanlı konsolosluklarından vize almak, Filistin'e girerken geri döneceklerine dair teminat parası yatırmak ve girişlerinden itibaren 30 gün içinde Filistin'i terketmek şartıyla gelebildiler.

Birçok ülkeden kovulmuş, perişan durumda yerleşecek yer arayan Yahudiler'in durumuna acıyan Osmanlı yönetimi, 1882'de Yahudiler'in Filistin haricinde gösterilecek yerlerde 100-150 haneyi geçmeyecek şekilde yerleşmeleri şartıyla ülkeye kabul edilebilecekleri kararını aldı. Ancak mahalli yöneticiler ve bölge halkının bir kısmı, hükümetin yasağına rağmen büyük paralar karşılığında Yahudiler'e toprak sattılar. Yahudiler, kendilerine sempati duyan Araplar'a da toprak satın aldırdılar. II. Abdülhamid, bu gelişmeler üzerine bölgedeki boş devlet arazilerinden bir kısmını şahsi mal varlığı olarak satın aldı.

II. Abdülhamid Filistin'e Yahudi göçünü engellemek için her şeyi yapmıştı - Resim : 2

HERZL'İN HAYALİ SUYA DÜŞTÜ

1895'ten itibaren, siyonizmi milletler arası bir politika haline getirmek isteyen Theodor Herzl sahneye çıktı. Çeşitli aracılar vasıtasıyla Yahudiler'e Filistin'de toprak sağlamak için II. Abdülhamid'e ulaşıp fikrini hayata geçirmeye çalıştı. Herzl, aracılardan netice alamayınca meseleyi bizzat Sultan Abdülhamid'le görüşmek istedi ve 1896 Haziran'ında İstanbul'a geldi, ancak padişahla görüşemedi.

II. Abdülhamid'le doğrudan ilişki kurabilen ve sultanın Avrupa'daki hafiyelerinden biri olan Polonyalı asilzade Newlinski, Herzl'in ısrarlarıyla konuyu sultanla konuştu. Sultanın Newlinski'ye cevabını Herzl hatıralarında şöyle nakleder: "Eğer Bay Herzl senin benim arkadaşım olduğun gibi arkadaşın ise, ona söyle bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış bile olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim bu imparatorluğu kanlarını dökerek kazanmış ve yine kanları ile mahsuldar kılmıştır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın askerleri birer birer Plevne'de şehit düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanında kalmışlardır. Türk imparatorluğu bana ait değildir, Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını vermem. Bırakalım Yahudiler milyarlarını saklasınlar, benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem".

Sultanın bu cevabına rağmen Herzl pes etmedi. Yahudi asıllı Macar Türkolog Vambery vasıtasıyla 17 Mayıs 1901'de II. Abdülhamid'in huzuruna çıktı. Ancak bu görüşmede Filistin'e Yahudi yerleştirilmesi meselesine hiç değinilmedi. Üstüne üstlük II. Abdülhamid, Herzl'i kabulünden önce Yahudiler'in Filistin'e girişi ve toprak satın almalarıyla ilgili kısıtlamaları da artırmıştı.

İSRAİL'İN KURULACAĞINI BİLDİ

Herzl, Yahudiler'in Filistin'e yerleşmesi için 1896 ile 1902 yılları arasında beş defa İstanbul'a gelmiş, ancak bütün tekliflerine rağmen bir netice alamamıştı. Herzl'in ölümünden sonra yerine geçen David Wolffsohn da girişimlerinden bir netice elde edemedi.

Yahudiler'in her türlü teşebbüslerine rağmen Filistin'e yerleşen Yahudi sayısı Sultan Abdülhamid döneminde 25-30 binde kalmışken, bölgenin Osmanlı'nın elinden çıkmasından sonra ise Filistin'e yüzbinlerce Yahudi yerleşti ve 1948'de İsrail'in kurulmasından sonra akmaya başlayan kan hiç durmadı.

II. Abdülhamid gelecekte neler olabileceğini anladığı için Filistin'e Yahudi göçünü engellemeye yönelik her şeyi yapmıştı. Nitekim Sultan Abdülhamid, Selanik'te sürgündeyken, Doktoru Atıf Hüseyin Bey'e 1911'de bu mesele ile ilgili olarak, "Para kuvveti her şeyi yapar. Yahudiler de bugün hükümet teşkil edecek değiller ya. Bu bir başlangıçtır. Gaye-i emeldir. Şimdiden işe başlayıp birçok sene hatta bin sene sonra maksatlarına muvaffak olabilirler ve zannederim ki olacaklardır da" demişti."

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

GÜNÜN VİDEOSU

İstanbul'da korku dolu anlar! Ambarlı Mardaş Limanı'nda gemi yan yattı! Personeller tahliye edildi

İstanbul Ambarlı Mardaş Limanı'nda AMNAH isimli konteyner yüklü gemi sabaha karşı yan yattı. Konteynerlerden bazıları denize dökülürken bölgedeki çalışmalar devam ediyor. Gemi personeli hemen olay yerinden tahliye edildi.