İktidara da muhalefete de ancak doğru bilgi katkı sağlar...

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Afganistan konusu dünyanın gündeminden düşmüyor. Türkiye’nin de…

Yoksulluktan kaçanlara şimdi Taliban’dan kaçanlar da eklenince, bütün dünyayı bir “sığınmacı” telaşı aldı.

Yıllardan beri ülkeyi işgal altında tutan ve yerli işbirlikçileri ile birlikte egemenlik kurmak isteyen ABD ve İngiltere, arkalarına bile bakmadan ülkeyi terk ederken arkalarında çok vahim görüntüler bıraktılar…

Uçakların tekerine kendilerini saranlar, Karzai Havalanı’nda bebeklerini askerlerin kucaklarına atanlar, havalanan uçağı yakalamak istercesine pistte koşanlar, günlerdir sıranın kendisine gelmesi için tahliye bekleyenler…

Batılı ülkeler, sömürdükleri her ülkede işbirlikçilerini yolda bırakmıştır.

Çıkarları sona erdiği andan itibaren kalanların çöpten farkı yoktur.

Günümüzde de değişen bir durum olmadığı ortaya çıkmıştır.

Yirmi yıllık işgal süresince Afganistan’ın yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kullanıp ülkeye tek çivi çakmamak, insanları çağlar öncesi bir yaşama mahkûm bırakmak, terk edip giderken de tüm silah ve mühimmatların yıllarca savaştığı düşmanın eline geçmesine seyirci kalmak tam da ABD’ye yakışan bir durum…

İngiltere de ABD’den geri kalmaz. Yarıştığında geçer de…

Dünyaya nizam vermek için kullandıkları, demokrasi, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları gibi kavramların ise birer işgal manivelası olduğu şimdi bir kez daha çok daha net anlaşılıyor. Tabii, anlayana…

Dolayısıyla bu neviden arzular için yönünü ABD’ye, AB’ye çevirenler bilmelidir ki, onların böylesi bir derdi yoktur ve bu kavramlar tepe tepe kullandıkları, hiç inanmadıkları ve önemsemedikleri konulardır…

Ülkemizde de Afganistan’a ilişkin gelişmeler haliyle iktidar ve muhalefet tarafından çok büyük bir dikkatle takip edilmekte; sığınmacı akını konusunda yapılan öngörülerden ötürü devletin tüm kademelerinde bir teyakkuz hali bulunmaktadır.

Çok doğaldır ve olması gereken budur.

Ancak yanlış bilgi, çarpıtılmış enformasyon akımı ile Türkiye’nin duruşu bozulmak istenmektedir.

Türkiye sanki Taliban rejimini tanımış/tanıyacakmış gibi bir izlenim ortaya konmaktadır ki, en yanlış bilgi budur.

  1. Türkiye tüm dünyanın yaptığı gibi olayları izlemekte, ulusal çıkarları için bu yönetimin ilgilileri ile görüşebileceğini açıklamaktadır. Görüşmesi gerekir mi? Kesinlikle evet. Şu anda o ülkede var olan askeri varlığımız, sivil toplum örgütlerimiz, işadamlarımız, çıkarlarımız vardır ama bunun dışında ülkemizde 300 binin üzerinde Afgan vatandaşı bulunmaktadır ve tüm bunlar Afganistan yönetimi her kim olursa olsun görüşmemizi zorunlu kılmaktadır.
  2. Türkiye’ye hem ekonomik nedenlerle, hem Taliban korkusu ile bir göç hareketi projeksiyonu yapılırken bu neviden bir görüşmeye kapalı olmak akıl karı iş değildir.
  3. Türkiye’de kamuoyu Afganistan konusunda yanlış enformasyonla, eksik enformasyonla, kasıtlı enformasyonla mütemadiyen test edilmektedir. Bu konularda herkesin doğru bilgiye ve bilgi kaynağına dair sorgulayıcı olması lazımdır.

 

Son bir örnek, İngiltere Savunma Bakanı Wallace, Mail On Sunday için Afganistan ile ilgili bir makale ile ortaya çıkmıştır.

Herkes makaleyi kaynak göstererek “İngiltere’nin sığınmacılar için Pakistan ve Türkiye’de kamplar kuracağız” dediğini iddia ederek konuşmaktadır.

Makalede “We will establish a series of processing hubs across the region outside Afghanistan for those Afghans we have an obligation to bring to this country” ifadesi vardır.

Yani “İngiltere’ye getirmekle yükümlü olduğumuz Afganlar için Afganistan dışındaki bölgede bir dizi merkez kuracağız” diyor.

Makalenin hiçbir yerinde “Türkiye” geçmiyor, ima dahi edilmiyor.

Bu cümle karşımıza nasıl çıkıyor: “İngiltere, Pakistan ve Türkiye’de mülteci merkezleri kuracak!”

Ortada bir kasıt vardır. Bir test vardır. Türkiye karıştırılmak istenmektedir.

Yabancı düşmanlığı sığınmacılar üzerinden kaşınmaktadır.

Siyasette ciddiyet ancak doğru bilgi ile olur. Sakin, akıllı bir yaklaşım ile olur.

Değerli genel başkanların nitelikli, bilgili, yabancı dil bilen danışmanları, çalışma arkadaşları var. Ulaşmaları çok kolay olan orijinal belgelere, kaynaklara müracaat ile açıklama yapmaları partileri için de, ülkemiz ve için de iyi neticeler doğurur.

Dışişleri Bakanlığı bu konuda son noktayı koymuş ve kesinlikle böyle bir durumun söz konusu olmadığını, herhangi bir talep gelmediğini, gelse bile asla kabul görmeyeceğini açıklamıştır.

Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım.

Diğer Yazıları