İliç altın madeni faciasında yeni gelişme: 43 sanık hakkında iddianame!
Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni faciasında 9 işçinin hayatını kaybetmesine neden olan toprak kayması olayında, 5'i tutuklu toplam 43 sanık hakkında "Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçlamasıyla iddianame kabul edildi.
Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde yaşanan trajik facia, Türkiye'nin iş sağlığı ve güvenliği konularındaki eksikliklerini bir kez daha gündeme getirdi. 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 işçi hayatını kaybetmiş, 2 işçi yaralanmıştı. Bu olay, iş kazalarının önlenmesi için gerekli tedbirlerin ne kadar acil olduğunu gözler önüne serdi. İliç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, facianın ardından başlatılan soruşturmanın detaylarını ortaya koyuyor.
İddianame ve Suçlamalar
Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 69 sayfalık iddianamede, 43 sanık arasında 5 tutuklu sanık bulunuyor. Sanıklar, "Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" ve "Çevreyi taksirle kirletmek" suçlamalarıyla karşı karşıya kalıyor. İddianamede, olay öncesi, anı ve sonrasına dair detaylı bir inceleme yapılmış, bilirkişi raporları ve olay yeri tutanakları ışığında kazanın sebepleri araştırılmıştır.
Bilirkişi Raporları ve Kusur Tespiti
İddianameye göre, toprak kaymasının meydana geldiği gün ve öncesinde yaşanan gelişmeler, bilirkişi raporlarıyla detaylandırıldı. 43 sanıktan 12'sinin asli kusurlu, 31'inin ise tali kusurlu olduğuna karar verildi. Kazanın oluşmasında yönetim mekanizmasının eksikliği, proje tasarımında hatalar ve yetersiz uyarı sistemleri gibi faktörlerin rol oynadığı vurgulanıyor. Ayrıca, çevre kirliliğine neden olunduğu tespit edildi.
Olayın Ciddiyeti ve Gelecek Adımlar
İliç faciası, maden kazalarının sıkça yaşandığı Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artırılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Tüm sanıkların 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacağı davanın ilk duruşması 17 Mart'ta gerçekleşecek. Bu süreç, hem mağdur aileler için bir adalet arayışı hem de Türkiye'deki maden işletmelerinin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olacak.