İmamoğlu yönetiminde Atatürk Kitaplığı bu hale geldi

Ekrem İmamoğlu'nun İBB Başkanı olarak seçilmesinin ardından Mezarlıklar Müdürlüğüne tayin edilen Atatürk Kitaplığı'nın eski Müdürü Ramazan Minder, geçen sürede kütüphanenin geldiği son durumu anlattı. Minder, 2014 yılında 7 gün 24 saat çalışan kütüphanenin bu uygulamasına son vererek araştırmacılar dışındaki öğrencilerin kütüphaneye alınmadığını söyledi.

Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İBB'nin Atatürk Kitaplığı Müdürlüğünden Mezarlıklar Müdürlüğüne sürdüğü Ramazan Minder, kütüphanenin geldiği acı durumu anlattı. Minder, 2014 yılında 7 gün 24 saat çalışan kütüphanenin bu uygulamasına son vererek araştırmacılar dışındaki öğrencilerin kütüphaneye alınmadığını söyledi.

İBB tarafından Mezarlıklar Müdürlüğüne sürüldükten sonra istifa eden ve hali hazırda Kültür Bakanlığı'na bağlı Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde müdür olan Ramazan Minder, yazdığı yazıda şunları söyledi:

Türkiye’de daha önce örneği hiç yokken 2014 yılında aldığımız bir kararla Atatürk Kitaplığı’nı “Hiç kapanmayan kütüphane” mottosuyla 7/24 saat çalışır hale getirdik. Bu uygulamamız sonrasında bir çok kütüphane de bizi takip eder hale geldi ve 7/24 çalışan kütüphane sayısı artmaya başladı.

Bu uygulama bu güne kadar devam etmişti. Atatürk Kitaplığı artık 24 saat çalışmıyor. Yazık olmuş. Yeni bir uygulama da Eylül itibariyle devreye sokulmuş gazetelerde haberi çıktı. Artık araştırmacılar hariç üniversite öğrencileri dahil gençleri kütüphaneye almıyorlar. Sebep de çok komik; Atatürk Kitaplığı’nı araştırma kütüphanesi yapmışlar. Atatürk Kütüphanesi Belediye Kütüphanesi olarak kurulduğu 1939 yılından beri zaten araştırma kütüphanesi, ilaveten halk kütüphanesi olarak çalışmış.

Kaynaklarının çeşitliliği ve zenginliği ona bu vazifeyi veriyor zaten. Benim müdür olduğum zamanda kütüphanedeki Osmanlıca gazete, dergi ve kitapları, el yazmalarını, haritaları, kartpostalları ve çok büyük oranda özel şahıs arşivlerini dijital ortama aktarmıştık.

Diğer gelen araştırmacılarımız kapıda bekletilmez direk araştırma salonuna alınırdı.
Eşsiz Boğaz manzarasına bakarak kitap okumak veya ders çalışmak lüksünden gençleri mahrum etmek bir haksızlık ve beceriksizliktir. Veya başka gizli gündemleri örtmeye çalışmaktır.

Gençlerin mimarisiyle, konumuyla ve çevresiyle eşsiz fırsatlar sunan bu kütüphaneden ayaklarının kesilmesinin kime ne faydası var? Gençlerin girişi engellenince Atatürk Kitaplığı bir hayalet kütüphaneye dönüştü. İçeride in cin top oynuyor.

Burayı kullanan okuyucularımız şikayetlerini bize iletiyorlar. Bir genç Atatürk Kitaplığı’na gelince oradaki ortamdan ister istemez etkileniyordu. Konferans ve sergilere katılıyor, geniş bahçesinde arkadaşlarıyla hoşça vakit geçiriyordu.

Belki gelen gazeteci, yazar ve akademisyenlerle tanışıp sohbet ediyordu . Bütün bu güzellikler şimdi ellerinden alındı. Bütün sorunlar bunlardan da ibaret değil. Bildiğimiz başka üzücü şeyler de var ama bu yazıyı fazla uzatmamak için burada kesiyorum.

Onları da başka bir gün sizinle paylaşırım. Sözün özü Atatürk Kitaplığı o ihtişamlı günlerini geride bıraktı. İleriye gitmesi gereken bu çok özel kütüphane alınan yanlış kararlarla ve yönetim zaaflarıyla hızla kan kaybediyor.

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.