İmzacı amiral ile ilgili flaş detay!
104 emekli amiralin gece yarısı yayınladığı darbe imalı bildiri günlerdir tartışılıyor. O bildiride imzası olan amiraller ile ilgili de yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Sabah yazarı Mahmut Övür, bugünkü köşe yazısında 15 Temmuz döneminin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ile ilgili dikkat çeken bir yazı yazdı.
Tamamı emekli amirallerden oluşan 104 kişi, cumartesi gecesi bir bildiri yayınlayarak Kanal İstanbul projesi ve Montrö Sözleşmesini bahane ederek hükümeti hedef aldı. Bu bildiriye tepkiler yükselmeye devam ederken bazı amiraller gözaltına alındı.
Sabah yazarı Mahmut Övür, bugünkü köşe yazısında önemli detaylara dikkat çekti. Hedefin Montrö ve irtica bahanesiyle Kanal İstanbul üzerinden yeni bir karşıtlık oluşturmak olduğuna vurgu yapan Övür, durumun Koç Holding ile ilgisine de değindi.
Bildiriye imza atan Ramazan Cem Gürdeniz, Kadir Sağdıç ve Hakan Eraydın'ın da aralarında bulunduğu 8 amiralin ortak noktasının Koç Vakfı Denizcilik Forumu üyesi olmalarının tesadüf olmadığını kaydeden Övür, "Mavi Vatan konusunda hassas olduğunu söyleyen amiraller, nasıl oluyor da Mavi Vatan'a en çok sahip çıkan, içeriden ve dışarıdan saldırılar karşısında dik duran siyasi iktidara parmak sallıyor?" dedi.
DARBECİLERDEN KAÇIP KARAKOLA SIĞINAN 'KOMUTAN'
Yazısında imzacı amiraller arasında olan Bülent Bostanoğlu'na da değinen Övür, "Ama en acı olanı, 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü darbecilerden kaçıp Ataköy Karakolu'na sığınan o günün Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu'nun imzacılar arasında yer alması." ifadesini kullandı.
Yazısının devamında 23 Temmuz 2016 tarihindeki köşe yazısında Bostanoğlu'ndan bahsettiğini hatırlatan Övür, o yazıdan şu bölümü okurları ile paylaştı:
"Oramiral Bostanoğlu, Ataköy Karakolu'na sığınarak şöyle diyordu: "Beni acele Ankara'ya gönderecek bir yol bulun, eskort verin."
Hepimiz için üzüntü verici bir durum da olsa gerçek buydu.
O andan sonra devreye bölgenin gençlerinden oluşan ve darbecilere karşı direnen sivil bir grup girdi. Grup lideri genç işadamı Esat Ulu, Bostanoğlu'nu, eşini, emir subayı Özkan Gülömür'ü ve şoförünü de alarak Bakırköy Emniyet Müdürlüğü'ne götürecek ve oradan Ankara'ya gitmesi için plan yapacaktı.
Sabah saatlerinde Bostanoğlu, Ankara'ya gidecek uçağın merdivenlerine doğru yürürken, Esat Ulu'ya dönüp sordu:
"Evladım her şey için çok teşekkürler. Siz istihbarattan mısınız?"
Ulu'nun cevabı "Hayır" olunca bu kez başka sorular gelmeye başladı: "Yoksa polis misiniz?"
Genç işadamı Ulu, daha fazla soru sordurmamak için kendi cevabını verdi:
"Komutanım biz halkız... Halkın rütbesi yok ama güvenilir. Biz canımızı vermeden sizi kimseye teslim etmeyiz.""