İskender Savaşır kimdir? Neden öldü?
Şair, yayıncı ve psikoterapist İskender Savaşır 63 yaşında yaşamını yitirdi.İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ders veren Savaşır'ın hayatını neden kaybettiği ve yaşamı merak ediliyor. Peki İskender Savaşır kimdir? Neden öldü? Eserleri nelerdir? Nereli? Detaylar haberimizde...
İskender Savaşır kimdir? İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde psikoloji ve kültür dersleri veren İskender Savaşır hayatını kaybetti. Şair, yayıncı ve psikoterapist olan Svaşır 63 yaşında dünyaya gözlerini yumdu. Vatandaşlar ise Savaşır'ın yaşamını araştırıyor. Peki İskender Savaşır kimdir? Neden öldü? Eserleri nelerdir? Nereli? Merak edilen soruların cevapları detayları ile haberimizde...
T24'ün haberine göre; Şair, yayıncı ve psikoterapist İskender Savaşır 63 yaşında hayatını kaybetti. Savaşır, uzun süredir kanser tedavisi görüyordu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde psikoloji ve kültür dersleri veren Savaşır, eşi Prof. Dr. İştar Gözaydın’ın tutuklandığı dönemde bir yazı kaleme almıştı.
İskender Savaşır’ın “Masaldan Sonra” adlı bir öykü kitabı, “Modernliğin Vicdanı” adlı bir deneme kitabı, “Kelimelerin Anayurdu ve Tarihi” adlı bir araştırma kitabı var. Ayrıca “Dalgın Sular I – Tutku 2000” adlı kitaba da imza atmıştı.
İSKENDER SAVAŞIR KİMDİR?
İskender Savaşır 1 Kasım 1955’te Ankara’da doğdu. 1972’de TED Ankara Koleji’nden mezun oldu. 1976’da bitirdiği Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümüne asistan olarak girdi. 1977 yılında üniversiteden ücretli izinle ve Fullbright bursuyla Kansas Üniversitesi’nde dilbilim alanında yüksek lisans çalışmaları yapmaya gitti. İlk şiirleri 1978 yılında Oluşum ve Türkiye Yazıları dergilerinde yayımlandı. Daha sonra yayın yönetiminde de yer aldığı Toplum ve Bilim, Zemin, Defter ve McWorld dergilerinde de şiirleri yayımlandı.
1979 yılında Kaliforniya Üniversitesi- Berkeley’de doktora çalışmalarına başladı. 1984 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaptı. İletişim Yayınları’nın çıkardığı Bilgisayar Ansiklopedisi’nin yayın yönetmenliğini yaptı; 1984-85 yıllarında Zemin-Aylık Sosyalist Dergi’nin yayın kurulunda yer aldı. 1986-87 yılında Marmara Üniversitesi İngiliz Dili Eğitimi Bölümü’nde “İngiliz Dili Tarihi” ve “İngiliz Edebiyatı Tarihi” dersleri verdi.
1987 yılında varlığını 200 yılına kadar sürdürecek olan Defter dergisinin kuruluşuna katıldı; yayın kapanana kadar yazar ve yayın kurulu üyesi olarak kadroda yer aldı. 1987 yılında kuruluşuna Aziz Nesin’in öncellik ettiği Bilar’nın İstanbul Şubesi’nin yönetimine katıldı; 1993’e kadar yönetimde yer almaya ve her dönem yeni dersler vermeye devam etti. 1988-1990 yılları arasında İletişim Yayınları tarafından çıkarılan Sosyalim ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi’nde Yayın Koordinatörlüğü yapmıştır.
1990-1998 yılları arasında klinik psikoloji alanındaki pratik eğitimini tamamlayanİskender Savaşır bu yıllar arasında Imago ve İçgörü Merkezleri’nde dinamik psikoterapist olarak çalıştı, eğitim faaliyetleri düzenledi. 1998’de kurduğu Tünel Psikoterapi ve Kültür Merkezi 2000 yılında faaliyetlerini Karşı Sanat galerisi ile bütünleşerek sürdürdü. Aynı yıl Bilgi Üniversitesi’nde dışarıdan öğretim görevlisi olarak “Music Appreciation” ve “Renaissance” dersleri vermeye başlamışdı.
2000-2001 yılları arasında Ero Cinsel Yaşam Ansiklopedisi’nde yayın yönetmenliği yaptı. 2005 yılında yine kuruluşa katıldığı Aralık Derneği’nde olağan eğitim ve psikoterapi faaliyetlerinin yanı sıra sosyal sorumluluk alanındaki faaliyetlere de yer verdi.
2007-2011 yılları arasında Bilgi Üniversitesi’nin Psikoloji Bölümü kadrosuna “Psikolojiye Giriş” derslerini yeniden düzenlemek ve vermek üzere katıldı. 2011-2014 yılları arasında yine Bilgi Üniversitesi’nin bu kez Mimarlık Fakültesi’nde “Medeniyet Tarihi”, “Güzelliğin Tarihi” ve “Katedraller” üzerinde dersler verdi.
2012 itibariyle bir sosyal sorumluluk ve yayın faaliyeti olarak başlayan Dalgın Sular projesi, halen içgörüye dayalı dinamik psikoterapi ile ifade biçimleri kazandırmaya yönelik sanat terapilerinin perspektiflerini kaynaştırmaya çalışan bir arayış olarak varlığını sürdürmektedir.
İskender Savaşır 2012’de Moira Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim-Adapazarı’nın bünyesine katıldı.
ŞAİR
Şâir, şiir yazan demektir. Şâir kelimesi Arapça'dan gelir; doğaüstü güçlere sahip, meczûp, kâhin gibi anlamlar da yüklenmiştir.
Günümüzde sadece kitaplarla değil, internet ile de geçmişin usta şâirleri ve günümüzün şâirleri okuyucularına ulaşmaktadırlar. Edebiyat akımlarından en sonuncusu serbest şiir akımı iyiden iyiye özgürlükçü şiir ve şâir kavramına kavuşmuştur. Şâir, gerek insana, gerek doğaya, gerek olgu ve olaylara daha farklı ve duyarlı, sezgisel ve derinlikli bir perspektiften bakan; bunu, bu ayrıcalıklı statüsünün bir sonucu olarak, en etkili ve dolaysız ifade biçimi olarak, ahenkli ve yüklü mısralarla dile getiren kişi diye nitelenmiştir. Şâirler şiir yazdıklarında genelde duygu ve düşüncelerini o şiire katmak isterler.
ŞİİR
Türkçede karşılığı koşuk, yır, özün gibi sözcükler önerilmişse de hiçbiri yaygınlık kazanamamıştır. Günümüzde koşuk, nazım karşılığı olarak kullanılmaktaysa da nazım ve şiiri birbirine karıştırmamak gerekir. Birincisi yalnızca bir anlatım yoludur. Geçmişte şiirin uyak, ölçü, nazım biçimleri gibi biçimsel özelliklerden ayrı düşünülmemesi sebebiyle şiirle nazım eşanlamlı sayılmışsa da günümüzde bu düşünce aşılmışsa da edebiyat'ın şiirle birlikte başladığı düşüncesinde fikir birliği oluşmuştur.
Yahya Kemal Beyatlı şiiri "Bildiğimiz musikiden farklı bir musiki" olarak tanımlarken, Cahit Sıtkı Tarancı'ya göre şiir "Kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır" Ahmet Haşim şiiri "Söz ile musiki arasında olan fakat sözden ziyade musikiye yakın olan bir lisan" olarak tanımlar. Necip Fazıl Kısakürek ise şiir için "Mutlak hakikati arama işidir" der.