"İşler değişse öldürülmemizi büyük bir zevkle izleyecekler"
FETÖ medyasının önemli isimlerinden Hanım Büşra Erdal bir süre önce cezaevinden çıktı ve örgüt hakkında eleştirel mesajlar paylaşmaya başladı... Yeni Şafak Gazetesi İsmail Kılıçarslan ise nedamet getiren FETÖ'cülere güvenilmemesi gerektiği görüşünde... Kılıçarslan, "Yarın Türkiye’de işler bir anlığına değişse bu lanetliler, bizim öldürülmemizi büyük bir zevkle ve “hak ettiler yahu” inanmışlığı ile izleyecekler, ellerini ovuşturacaklardır." diyor...
FETÖ’nün kapatılan yayın organı Zaman gazetesinde bir dönem adliye muhabirliği yapan Hanım Büşra Erdal, tutuklu bulunduğu cezaevinden 1 Nisan 2021'de tahliye edildi.
Hanım Büşra Erdal, tahliye edilmesinin ardından sosyal medyada örgütü eleştiren mesajlar yayımlamaya başladı.
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden önce yurtdışına kaçan FETÖ’cüleri işaret eden Erdal, “Tek hedefleri egolarını tatmin etmek olan o büyük kibirli gazeteci abileriniz yoktu, onlar yurtdışındaydı/yurtdışındaymış” ifadelerini kullandı.
Erdal, FETÖ yöneticilerini şu sözlerle hedef aldı:
“Zaten eleştirdiğin, muhalefet ettiğin konuların bizzat yanında durdukların tarafından yapıldığını fark etmek, bunu görmek gerçekten büyük hayal kırıklığı..”
"ALLAH'IN LANETİ ÜZERLERİNE OLSUN"
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan ise Erdal ve kendisi gibi örgüte eleştiriler yöneltmeye başlayan diğer FETÖ'cülere bugün köşesinde çok sert sözlerle yüklendi.
15 Temmuz gecesinin tam bir turnusol olduğunun altını çizen Kılıçarslan şu ifadeleri kullandı;
"Hele FETÖ’cü teröristler için bu, iyice böyledir. Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan falan gibi “lanetli FETÖ’cüler”in kendilerine yeniden alan açma çabalarını gördükçe öfkelenmem bundandır. O gece Bulaç’ın, Alkan’ın durduğu tarafı unutursak kalbimiz kurusun."
"Hanım Büşra Erdal" ismine özel bir parantez de açan Kılıçarslan sosyal medyadaki “nedamet getirmeye” çabalarına sert çıktı. Yeni Şafak yazarı bu ve benzeri girişimlerin FETÖ’ye “imaj yönetimi” yapmak olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti;
"Hele hele Hanım Büşra Erdal gibi “şeddeli teröristlerin” şimdilerde yazıp durdukları “çok pişmanım” diskurlarına falan aldanırsak sade kalbimiz değil, tüm insanlığımız kurusun. O gece bu aşağılık insanlar, çatır çatır insan katlettiler. Bu Hanım Büşra gibiler de o gecenin başarıya ulaşması için ellerinden geleni yaptılar. Sokaklarda insan cesetleri varken darbe başarılı olsun diye yapmadık şey, çekmedik numara bırakmadılar.
Şimdi aynı Hanım Büşra Erdal, aşağının aşağısı lanetli bir FETÖ’cü olduğunu unuturuz zannederek “nedamet getirmeye” çabalıyor.
Alkan için yazdığımı, bu şeddeli terörist için de yazayım. Doğrudur. İnsanın yaptığı hatadan nadim olma hakkı da, fırsatı da vardır. Hanım Büşra Erdal da, elbette pişman olabilir, nedamet getirebilir. Tövbesinin kabul edilip edilmeyeceği bilgisine de biz değil, Allah sahiptir. Dolayısıyla pişman olduğunu ifade eden birine “sana inanmıyorum” deme hakkımız yoktur.
Fakat… İşte bu “fakat” önemli. 15 Temmuz gecesi gibi bir geceyi desteklemenin pişmanlığı beraberinde derin bir utanç da getirir. Bu utancın insanı konuşamaz, insan içine çıkamaz hale getirmesi kaçınılmazdır. Bu Alkan, Bulaç, Erdal gibi lanetliler, son derece hesaplı kitaplı şekilde, son derece FETÖ’cü şekilde “imaj yönetimi” yapmaktadırlar. Bir gram fazlası değil. Ne nursuz yüzlerinde pişmanlıktan bir iz vardır, ne yazdıkları satırlarda samimiyetin kırıntısı. Altı üstü “yeni bir güçlenme operasyonu”na aparat olmaktadırlar. Yarın Türkiye’de işler bir anlığına değişse bu lanetliler, bizim öldürülmemizi büyük bir zevkle ve “hak ettiler yahu” inanmışlığı ile izleyecekler, ellerini ovuşturacaklardır.
Allah’ın laneti üzerlerine olsun."