İsmet İnönü İngiltere ve ABD’den Savaş’a girmek için cevap bekliyordu
Ankara’da bulunan ABD Büyükelçiliğinden Wilson imzalı ve “Gizli” kayıtlı 3 Ekim 1945 tarihi ile ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen telgrafta Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’na neden katılmadığı konusuna dair ilginç bilgiler yer almaktadır.
Dünyanın yaşadığı elim savaşlardan biri olarak İkinci Dünya Savaşı, 1939-1945 yılları arasında cereyan etti. Dönemin büyük devletleri ve ülkelerin büyük çoğunluğu bu savaşta yer aldı. Savaşa katılan devletler Müttefikler ve Mihver adı verilen iki askerî ittifaktan birinde yer aldı. Almanya'nın Polonya'yı istila etmesi (1 Eylül 1939) ve Birleşik Krallık ve Fransa'nın Almanya'ya savaş ilan etmesi ile (3 Eylül 1939) İkinci Dünya Savaşı başlamış oldu. Bu savaş için 100 milyondan fazla insan seferber oldu. Tanklar, zırhlı araçlar, savaş uçakları, uçak gemileri, roketler ve nükleer silahlar savaşın en temel unsurlarını oluşturdu. İnsanlık tarihindeki en ölümcül savaşlarından birisi olarak bu savaşta 100 milyona yakın insan hayatını kaybetti. Ayrıca milyonlarca kişi kötürüm kaldı.
Nihayet Avrupa'daki savaş, Alman işgali altındaki bölgelerin geri alınması ve Almanya’nın istilası, Adolf Hitler'in intiharı sonrası 8 Mayıs 1945'te Almanya'nın koşulsuz suretteki teslim olması ile sonuçlandı.
İnsanlık tarihinde atom bombasının ilk defa kullanıldığı bu savaş, İngilizler ve Sovyetlerin kazandığı Almanlar ve Japonların ise kaybettiği bir savaş oldu.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında İsmet İnönü cumhurbaşkanıydı.
Türkiye İkinci Dünya Savaşı’nda yer almadı.
Bu durum İsmet Paşanın büyük bir siyasi öngörüsü olarak değerlendirildi ve hala da o şekilde değerlendirilmeye devam edilmektedir.
Yukarıda sözü edilen telgrafta İkinci Dünya Savaşı ve Türkiye’nin savaş karşısındaki durumu konusunda, bizatihi İsmet İnönü’nün beyanlarına dayalı olarak, ilginç bilgilere yer verilmiştir.
Söz konusu belgenin muhtevasını yorumlanmaya itiyaç duymayacak kadar açık olup şöyledir:
Cumhurbaşkanı İnönü, dün [3 Ekim 1945] Sayın [Ohio Kongre Üyesi Bayan Frances] Bolton ve [Dakota] Kongre Üyesi [Karl E.] Mundt'u bir buçuk saat süren görüşme için kabul etti.
Cumhurbaşkanı, yurtdışında gerçeklerin büyük ölçüde bilinmemesi nedeniyle yanlış anlaşıldığını hissettiği Türkiye'nin savaş sırasındaki konumu hakkında çok açık ve ayrıntılı bir şekilde konuştu.
Belirttiği ilgi çekici noktalar kısaca şöyleydi:
[İngiliz Dışişleri Bakanı Anthony] Eden'den sonra 1942 baharında Moskova'da Stalin görüşmeleri İngiltere tarafından Türkiye’ye hem İngiltere'nin hem de SSCB'nin Türkiye'nin tarafsızlığından tamamen memnun olduğu bilgisi verildi. Ancak Sovyetler Birliği daha da ileri gitti ve hükümetinin talimatıyla Ankara'daki Sovyet Büyükelçisi, Türk Hükümetine, SSCB'nin Türkiye'yi Nazi Almanya’sına karşı bir "siper" olarak gördüğünü ve Türkiye'ye bu konumunu koruması karşılığında savaşın bitiminde Varna'dan Burgaz'a Karadeniz Sahili dahil olmak üzere Bulgaristan'ın güneyi ve Oniki Adaların verilmesi gerektiğine inanıyordu.
Ocak 1943'te Başkan İnönü, Adana'da Churchill ile görüştüğünde, Churchill, İngiltere'nin Türkiye'ye bir miktar savaş malzemesi sağlama niyetinde olduğunu, bunun herhangi bir koşul olmaksızın yapıldığını ve Türkiye'nin hangi yolu izlemek istediğine özgürce karar verebilecek bir konumda olacağını söyledi.
Ancak yeterli savaş malzemeleri hiçbir zaman verilmedi.
Cumhurbaşkanı İnönü, Aralık 1943'teki Tahran Konferansı'nın ardından Kahire'de Başkan Roosevelt ve Churchill ile görüştüğünde, kendisinden savaşa girmesi istendi.
İsmet, Türkiye'nin prensipte savaşa girmeye hazır olduğunu, ancak Türkiye'nin girişinin kesin koşullarını, nerede ve nasıl ve hangi birleşik askeri planlara uygun olarak bilmek istediğini söyledi.
Ancak ne konferansta ne de daha sonra ABD veya İngiltere'den herhangi bir yanıt alabildi.
Beklendiği gibi SSCB, Kahire Konferansı'nda [Sovyet Dışişleri Bakanı Andrei] Vishinski tarafından değil de Ankara Sovyet Büyükelçisi [Sergey] Vinogradov tarafından temsil olundu ve Kahire'de herhangi bir talepte bulunmadı. Ancak Sovyet Hükümeti daha sonra Türkiye'ye “Rusya’yla” savaşa girmesi için baskı yaptı. Bu, diğer şeylerin yanı sıra, Rusya'nın Türk kuvvetlerini Yunanistan'da istihdam etmeyi amaçladığı ve bu Türk Hükümetinin kabul edemeyeceği anlamına geliyordu. Diğer bir deyişle, Türkiye, Türk kuvvetlerinin istihdamı için İngiltere ve ABD'nin stratejik planlarına dahil edilmiş olsaydı, Aralık 1943'ten itibaren Almanya'ya karşı savaşa girmeye hazırlanmıştı.
Röportajın sonunda Başkan İnönü, Türkiye'nin tutumunu kamuoyuna açıklamanın uygun olup olmadığını düşündüğünü ve muhtemelen bunu önümüzdeki ay yapacağını söyledi.
(1 Kasım Millet Meclis açılışında verdiği mesajla bağlantılı olarak açıklama yapmayı düşündüğünü sanıyorum).
Wilson