İşte Anayasa Mahkemesi'nin kabul ettiği HDP iddianamesinin detayları
Anayasa Mahkemesi'nin HDP'nin kapatılması için açılan davada kabul ettiği iddianamenin detayları ortaya çıktı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede HDP'nin terör örgütü PKK'nın siyasal kanadı olduğu belirtilerek, terör örgütüne katılımları HDP'nin organize ettiği vurgulandı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yeniden gönderdiği iddianamenin ilk incelemesi, Genel Kurul toplantısında yapıldı. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, saat 10.00'da toplanarak iddianameyi kabul etti.
HDP hakkındaki kapatma davasını 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağladı.
İDDİANAMENİN DETAYLARI ORTAYA ÇIKTI
Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre, Yargıtay Başsavcılığı’nın HDP iddianamesine Habertürk ulaştı. İddianamede 52 HDP’li vekil için siyasi yasak talep edildi.
Başsavcılık iddianamesinde, “HDP terör örgütü PKK’nın siyasi kanadıdır. Parti binaları örgüt hücresi haline getirildi. HDP’nin terör örgütüne en ufak eleştiri yönetmemesi, demokratik zeminde siyaset yaptığı iddiasını geçersiz kılıyor. HDP, kendisine biçilen rol çerçevesinde sivil itaatsizlik eylemlerini organize etti. HDP mensuplarının söylemleri ile davalı partiyi terör örgütünden ayrı görmedikleri gösteriyor. HDP örgütün ‘demokratik özerklik stratejisi’ni hayata geçirmek için kurulan siyasi bir oluşumdur. HDP’ye silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği görüldü. Terör örgütüne bir kısım katımları HDP organize etti, milletvekilleri makam araçlarını silah ve eleman aktarımında kullandı” ifadeleri yer aldı.
İDDİANAMEDEN NOTLAR
HDP’nin kapatılmasına ilişkin hazırlanan iddianamede şu ifadelere yer verildi:
“PKK/KCK terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında farklı tarihlerde ülke genelindeki HDP il/ilçe binalarında yapılan aramalarda; örgüt lideri, güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalarda etkisiz hale getirilen terör örgütü mensuplarının fotoğrafları, terör örgütünü simgeleyen sözde bayrak/flamalar, örgütsel dokümanların ele geçirilmiş olduğu dikkate alındığında siyasi parti tabelası altında parti binalarının örgüt hücresi haline getirildiği tespit edilmiş, dolayısıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) bu nitelikteki eylemlerin odağı haline gelmiştir. Bu itibarla davalı Partinin Anayasanın ilgili maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zaruri hale gelmiştir.”
HDP Eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın “Biz sırtımızı YPG’ye, YPJ’ye, PYD’ye yaslıyoruz, bunu söylemekte, bunu savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz” sözlerinin de yer aldığı iddianamede, “Bu sözler ve görevlendirmelerin HDP ile PKK/KCK arasındaki irtibatı çok sayıda delil ile teyit ettiği” belirtildi.
“HAKKIN KÖTÜYE KULLANIMI”
İddianamede şu ifadeler yer aldı:
“Halkların Demokratik Partisi genel başkan, eş başkan, milletvekilleri ile merkez karar organı temsilcilerinin, örgüt lideriyle periyodik aralıklarla görüşmeleri, kendisine hitap şekilleri, övgüsüne mazhar olabilmek için sarf ettikleri çaba, her sözünün emir gibi telakki edilmesi, gelişmelere göre faaliyet raporu verilmesi noktasında duydukları sorumluluk dikkate alındığında, görünürde demokratik zeminde siyasi parti faaliyeti kapsamında ‘Kürt halkına özgürlük söylemi’ kullanılmaktaysa da, bunun gerçek amacı gizlemek için yapıldığı aşikârdır.
Nitekim demokratik özerklik, öz yönetim, Kobani, Hendek olayları ile yaşanan olaylar bu tespitleri teyit eder niteliktedir. Bu olaylarda gerçekleşen eylemlerle kargaşa ve iç savaş denemesi yapılmıştır. Siyasal partiler açısından demokratik hak ve özgürlükleri araçsallaştırmak hakkın kötüye kullanımıdır.”
“EN UFAK ELEŞTİRİ YOK”
HDP’nin terör örgütü PKK’ya yönelik eleştiri getirmediğine dikkat çekilen iddianamede, “HDP mensuplarının basın açıklaması, gösterilerde örgüt ve liderinin referans kabul edilerek lehine slogan atıp, övgüler dizilmesi, sembollerinin taşınması, bunların her faaliyetinin doğru ve tartışmasız kabul edilerek en ufak eleştiri yönetilmemesi, demokratik zeminde siyaset yapıldığı iddiasını geçersiz kılmaktadır. Oysa demokratik zeminde siyaset söylemiyle ortaya çıkan davalı siyasi parti HDP yöneticilerinin, söylenenin aksine örgüt lideri her daim olmazsa olmazları (sine gue non) olmuştur. Bu ruh hali sadece eylemlerine değil söylemlerine de hakim kılınmıştır” denildi.
“ÖZERK YÖNETİM PLANI İÇİN KURULDU”
“DTP’nin kapatılmasından sonraki süreçte örgüt liderinin talimatı doğrultusunda, HDP’nin PKK/KCK terör örgütünün ‘Demokratik Özerklik Stratejisi’ni hayata geçirmek adına ülkemizde gerçekleştirmiş olduğu siyasi bir oluşum olduğu anlaşılmıştır” denilen iddianamede, “HDP’nin bu amaç doğrultusunda: silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği görülmüştür. PKK/KCK terör örgütünün müzahir kitle üzerindeki etkisini sürdürebilme adına zaman zaman örgütün yayın organları üzerinden yapmış olduğu çağrı ve açıklamaları talimat olarak algılamış ve benzer çağrılarda bulunmuştur” denildi.
“TERÖR ÖRGÜTÜNE BİR KISIM KATIMLARI HDP ORGANİZE ETTİ”
Yine iddianamede, “Terör örgütüne bir kısım katılımların HDP’nin organizesinde sağlandığı, milletvekili dokunulmazlığını kullanmak suretiyle tahsis edilen makam araçlarıyla PKK/KCK terör örgütüne ait silah/mühimmat/eleman aktarımını gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir” ifadeleri yer aldı.