İşte Atatürk'ün en sevdiği ilahi...
Pencere kenarına geçip sık sık bu ilahiyi söylüyordu! İşte Atatürk'ün en sevdiği ilahi olan "Vaslın Bana Hayat Verir Firkatin Memât"ın sözleri...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk önümüzdeki hafta sonu, ölüm yıl dönümünü olan 10 Kasım'da törenlerle anılacak.
Gazi Mustafa Kemal'in 81'inci ölüm yıl dönümü yaklaşırken, her yıl olduğu gibi bu yıl da bazı restoranlar tarafından Atatürk'ün sevdiği yemeklerden menü hazırlandı.
Bu sene, İstanbul'undaki bazı lokantalarının ardından, Karşıyaka Belediyesi'nce işletilen restoranlar da bu furyaya katıldı.
Menüde Trakya mutfağı ağırlığı hissedilirken, Selanik usulü ıspanaklı börek, kuru fasulye, etli bamya, karnıyarık, enginar, pilav, fava ve irmik helvasının yer aldığı menünün servis edileceği açıklandı.
ATATÜRK'ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
Diğer yandan, Atatürk'ün az bilinen yönleri de gün geçtikçe ortaya çıkmaya devam ediyor.
Bu çerçevede, Gazi Mustafa Kemal'in tekke kültürüne uzak olmadığı birkaç yıl önce, Habertürk ekranlarında katıldığı bir programda, merhum tasavvuf müziği üstadı Nezih Uzel tarafından açıklanmıştı.
"TEKKE KÜLTÜRÜNE UZAK BİR İNSAN DEĞİLDİ"
"Atatürk tekke kültürüne uzak bir insan değildi." diye konuşan Uzel, Mustafa Kemal'in Ankara'da geçirdiği yıllarda pencerenin kenarına geçip dışarıyı izlerken sık sık aynı ilahiyi seslendirdiğini belirtmişti.
Uzel, Fatih Altaylı'nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek programında şu ifadeleri kullanmıştı;
"Ankara'da akşamları pencereye otururmuş, bir hüzzam ilahi var; 'Vaslın Bana Hayat Verir Firkatin Memât' onu okurmuş... Muhafız alayındaki Selahattin Albay da o sırada asker, ondan duydum. 'Birkaç ilahi daha okur' dedi. Tekkelere gidiyor Selanik'teyken..."
İşte Fuzûli tarafından kaleme alınan o ilahinin sözleri;
- Vaslın Bana Hayat Verir Firkatin Memât
Vaslın bana hayât verir firkatin memât
Sübhâne hâlikî halaka’l-mevte ve’l hayât
Hicrânına tehammül iden vaslını bulur
Tûbâ li men yüsâ'idühü's-sabru ve's-sebât
Mihrindir iktinâ-i mekâsıd vesîlesi
Mâ şâe men erâde bihi'l fevze ve'n-necât
Dökmüş riyâz-ı tab'ıma bârân-ı şevkini
Men enzele'l miyâhe ve ahyâ bihe'n-nebât
Hakk âferînişe sebeb etdi vücûdunu
Evcebte bi'z zuhûri zuhûre'l mükevvenât
İzîd serîr-i hüsne seni kıldı pâdişâh
A'lâ kemâli zâtike fî ahseni's sıfât
Kıldın edâ-yı na't FUZÛLÎ tamâm kıl
Kemmeltü bi's-selâmi ve temmettü bi's salât
TERCÜME
Sana kavuşmak bana hayat verir, senden ayrılmak ise benim için ölüm demekdir. Hayâtı ve ölümü yaradan yaradıcımız Allah noksandan münezzehdir.
Ayrılığına sabreden ona kavuşur, sabır ve sebât ile yardım bekleyen kişiye ne mutlu...
Maksadlara seninle erişilir, fevz ve kurtuluş ancak seninle mümkün olur.
Gökden yağmur indirip ölü toprağı dirilten Allah, benim gönül bahçeme de O'nun muhabbet yağmurlarını yağdırdı.
Allah senin varlığını kaînâtın varlığına sebeb kıldı, bu mükevvenâtın varlığına sebeb sen oldun.
Allah güzellikde seni herkesden üstün kıldı, öyle ki zâtını mükemmel sıfatlarını da en güzel sıfatlar kıldı.
Ey Fuzûlî, mâdem ki Resûlullah'a bir medhiyye yazdın öyleyse onu salât ü selâm ile tamamla.