İşte Duygu'nun katil zanlısının ifadesi!
Gaziantep'te erkek arkadaşının yaşadığı 5 katlı binanın 4'üncü katındaki penceresinden düşerek yaşamını yitiren Duygu Delen'in (17) ölümüyle ilgili olarak gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan erkek arkadaşı Mehmet Kaplan'ın (20) polisteki ilk ifadesi ortaya çıktı. Cep telefonunda gördüğü fotoğraflar nedeni ile tartıştığını belirten Kaplan'ın, genç kıza kanlı eliyle birkaç defa vurduğunu söylediği öğrenildi.
Gaziantep'te önceki gün erkek arkadaşı Mehmet Kaplan'ın (20) Batıkent Mahallesi'nde evine giden Duygu Delen (17) bir süre sonra 4'üncü kat penceresinden düşerek yaşamını yitirdi. Olay sonrası gözaltına alınan Mehmet Kaplan çıkarıldığı mahkemece, 'cinsel istismar ve kasten öldürme' suçlamaları ile tutuklandı.
"ÖZ ANNEMİ HİÇ GÖRMEDİM"
Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre; katil zanlısı Mehmet Kaplan'ın emniyette verdiği ifadenin tamamı: "Babamın üç evliliği oldu. İkinci evlilik yaptığı Özbekistan uyruklu bayandır, ancak ben henüz 2 yaşında iken annem ve babam geçimsiz sonucu ayrılmışlar, annemin tekrar Özbekistan'a döndüğünü, 10 yaşına geldiğim de babamın söylemesi sonucu öğrenmiştim. Öz annem ile hiç yüz yüze gelmedim ve görüşmedim. Kendisinin Özbekistan da olduğunu biliyorum, babam üvey annem ve üvey annemden olan 3 küçük kardeşim ise pandemi sürecinin başladığı ilk günlerde Kızılhisar mevkiinde bulunan bağ evimize taşındılar, ikametimize tekrar dönmediler.
"DUYGU İLE 3 YIL ÖNCE TANIŞMIŞTIK"
Bu sebepten dolayı olay yeri adresinde kardeşim ile birlikte ikamet etmekteyiz. Bana sormuş olduğunuz Duygu Delen isimli bayan ile yaklaşık 3 yıl kadar öncesi tanıştım, arkadaş olduk ve aramızda duygusal bir ilişki başlamıştı. Evlilik yapmak için plan yapıyorduk.
"BİR ARKADAŞIMLA ALKOL ALDIK"
Olay günü yani 13.08.2020 günü sabah saat 08.00 sıralarında kendime ait aracıma yalnız olarak bindim ve Başpınar Organize sanayi bölgesinde bulunan fabrikaya yani işyerime gittim. Saat tahminen 10.00 sıralarında aracıma binerek Batıkent mahallesinde ikamet eden Eren S.'nin evinin yakınında bulunan otoparka geldim. Eren de kendisine ait aracı ile otoparka geldi. İkimiz birlikte benim aracın içinde oturduk, sohbet etmeye başladık hatta bir büfeden alkol aldık ve içtik. Yaklaşık yarım saat kadar Eren ile birlikte alkol alıp sohbet ettik. Saati tam olarak hatırlamıyorum ancak tahminen 11.00 sıralarında Duygu ile Whatsaap üzerinden mesajlaşmaya başladık. Duygu son olarak bana hitaben '15-20 dk sonra benim evin önünde ol aşağıya ineceğim buluşalım, konuşuruz' şeklinde mesaj attı.
"DUYGU'YU GİDİP EVİNDEN ALDIM"
Ben de 'Tamam, geliyorum geldiğim de sana yazarım' şeklinde mesaj attım. Arkadaşım Eren'e hitaben 'Duygu ile buluşacağım gidiyorum' dedim ve kendi aracım ile yalnız olarak Eren'in yanından ayrıldım ve Duygu'nun ikametinin bulunduğu apartmanın önüne geldim. Telefon ile Duygu'yu aradım aşağıdayım diye söyledim. Yaklaşık 5-10 dk sonra Duygu apartmandan yalnız olarak çıktı, elinde siyah çantası vardı, üzerinde siyah tişört, siyah da tayt giysisi vardı, yürüyerek geldi ve benim aracımın ön sağ koltuğu yanıma bindi.
"SONRA BENİM EVİME GİTTİK"
Ben aracı çalıştırdım, kısa bir hal hatır sorma şeklindeki sohbetimizden sonra kendisi bana müsait bir yerde oturalım konuşalım dedi, ben de kendisine 'Bizim evde kimse yoktur, babam annem kardeşlerim virüsten dolayı bağ evinde kalıyorlar, istersen bizim eve gidelim orada konuşalım' dedim. Duygu da kabul etti ikimiz birlikte benim kullanmış olduğum araçla Batıkent Mahallesi'nde bulunan eve gittik.
"KARDEŞİMİN EVDEN GİTTİĞİNİ FARK ETTİM"
Banyodan duş alma yani su sesi geliyordu. Erkek kardeşim Y.'nin henüz evde olduğunu ve banyoda duş aldığını anladım. Duygu ile birlikte oturma odasına geçtik, oturduk ve sohbet etmeye başladık. Bu ana kadar aramızda kesinlikle bir kavga, tartışma ya da kırıcı söz davranış konuşma olmadı. Yaklaşık 15-20 dk sonra banyodan gelen su sesleri kesilmişti, bir ara evin salon kısmına geçip tekrar oturma odasına geldiğim sırada kardeşimin evden ayrılıp gittiğini fark ettim.
"TELEFONUMA GELEN MESAJI OKUDU"
Konuşmalarımız tamamen yaşadığımız ilişkiye dayalı sıradan konulardı. Bu şekilde konuşmaya devam ederken benim telefonuma bir mesaj geldi. Duygu eline uzatarak benim telefonumu aldı ve gelen mesajı kendisi açıp okudu. Bana gelen mesaj kendisi ile ayrıldıktan sonra arkadaş olduğum İ.E. isimli bayandan gelmişti. İ., 'Ne yapıyorsun' şeklinde bir mesaj atmıştı. Duygu kendisi telefonun ekranını benim görmeyeceğim şekilde tutarak İ.'ye cevap yazmaya başladı.
"BEN DE ONUN TELEFONUNU ALDIM"
Ne yazdığını görmedim, telefonu elinden almak istemedim. Duygu benim telefonumdan İ.'ye mesaj atmaya devam etti. Aynı zamanda benim telefonumdan bulunan fotoğraf/video tüm sayfaları da açarak bakıyordu. Ben de kendisine telefonuma bakabilirsin bir sakıncası yok dedim, kendisi benim telefonumu kontrol etmeye devam ettiği esnada ben de kendisine ait telefona uzanarak elime aldım.
"FOTOĞRAFLARINA BAKMAYA BAŞLADIM"
Duygu bizzat kendisi telefonunu şifresini girerek açtı ve telefonu tekrar bana verdi, Ben de Duygu'nun telefonunda bulunan fotoğraflara/Videolara ve sosyal paylaşım hesaplarına bakmaya başladım. Fotoğraf galerisinde dolaşırken Duygu'nun benden önceki erkek arkadaşları olduğunu bildiğim ve açık kimlik bilgilerini bilmediğim M., A. ve E. isimli şahısların fotoğraflarının kendisine ait telefonda bulunduğunu gördüm.
"CAMA VURDUM ELİM VE AVUCUM KESİLDİ"
Bu şahıslardan E.'nin fotoğrafının üst kısmı çıplak bir haldeydi, bu resmi görünce sinirlendim ve Duygu'ya bu resmi göstererek yüksek bir ses tonuyla 'Bu ne demen oluyor' diye sordum. Duygu bu fotoğrafı görünce telefonunu elimden almak istedi. Ben de telefonu vermeyerek kendisine, 'Maden tekrar bir araya geleceğiz, bak ben telefonumu sana verdim, ben de senin telefonuna bakmak istiyorum' dedim. O sinir haliyle bulunduğumuz odadaki yatak dolabının camlı kısmına sağ elimle sert bir yumruk attım, cam kırıldı, elimi bilek ve avuç kısmından kesildi ve elimden kan akmaya başladı. O anda kendimi kaybetmiştim.
"BAŞKA ERKEKLERLE MESAJLARINI GÖRDÜM"
Duygu'ya, 'Benden uzak dur' diye bağırdım. Bu şekilde aramızda bir gerginlik yaşandı. Ben kalktım aynı oda içinde bulunan lavaboya yöneldim elimi yıkadım, tekrar geldim yatağın üzerine oturdum ancak sağ elimden kan akmaya devam ediyordu. Duygu'nun telefonunu tekrar elime aldım. Bu kez de mesaj kayıtları bölümünde farklı erkeklerle mesajlarının olduğunu gördüm.
"KANAYAN ELİMLE İKİ TOKAT ATTIM"
Sinirlendim ve ani bir refleks ile Duygu'ya kanamakta olan sağ elimle iki tokat attım ve bunun benim ile neyini konuşacaksın, madem eski arkadaşlarını istiyorsun çek onlara git dedim. Bu esnada Duygu oturduğu yatağın üzerinden kalkarak yanıma geldi, benim elimde bulunan kendisine ait telefonu almak istedi, ben de hayır vermiyorum ne varsa görmek istiyorum, bu en doğal hakkım, neden rahatsız oluyorsun dedim, o anda Duygu ile aramızda itişip kalkışma başladı.
"SIRTIM DUYGU'YA DÖNÜK VAZİYETTEYDİM"
Kendisi üzerime saldırdı, telefonuna daha fazla bakmama engel olmak için aramızda arbade yaşandı, ben kendisini itekledim, telefonunu da yanına doğru fırlattım. Su içip sakinleşmek için mutfağa doğru yöneldim, henüz bulunduğum odanın kapısından dışarıya çıkmamıştım ki, yani sırtım Duygu'ya dönük vaziyeteydi, bir patırtı sesi duydum, ilk anda banyoda herhangi bir şeyin düşmüş olabileceğini düşündüm. Banyoya doğru yöneldim, banyoda herhangi bir olumsuzluk yoktu, tekrar odanın içine döndüğüm de balkon kapısının açık olduğunu ve Duygu'nun oda içinde olmadığını gördüm.
"BALKONDAN ATLAMIŞ OLDUĞUNU ANLADIM"
İlk anda Duygu'nun telefon konuşması yapmak için balkona çıkmış olabileceğini düşündüm ve hafif açık vaziyette bulunan balkon kapısından Duygu'ya bakmak için balkona doğru yürüdüm. Balkona ilk adımı attığım anda balkon demir korkuluklarının arasından bina ön tarafı bahçe kısmında Duygu'nun yüz üstü hareketsiz şekilde yerde yattığını gördüm. O anda Duygu'nun benim mutfağa yöneldiğim esnada balkona çıkarak balkondan aşağıya atlamış olduğunu anladım, daha net görmek için balkona çıktım.
"BİR ŞOK YAŞIYORDUM"
O anki refleks halimle balkon demirlerinden tuttum ve bir kez daha aşağıya baktığım da Duygu'nun bahçe kısmında hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Sağ elim kanlıydı ve halen kan akmaya devam ediyordu, merdivenlerden koşarak aşağıya indim, Duygu'nun yanına koştum, her iki elimle Duygu'nun boynuna sarıldım, kendisini çevirmek istedim, bir şok yaşıyordum. Birkaç saniye içerisinde bina görevlisi Zeki abi yanıma geldi, Zeki abiye, 'Yardım et hemen araba ile hastaneye yetiştirelim' dedim.
"ATLADIĞINI GÖRSEYDİM MANİ OLURDUM"
Zeki abi, 'Ambulansı aradım, ambulans yetişmek üzere' dedi. Bir iki dakika sonra ambulans geldi, ardından polis ekibi geldi. Ben halen ağlayarak yerde yatan Duygu'ya sarılmak istiyordum, ancak polis abiler koluma girdiler beni ekip aracına bindirip hastaneye götürüp tedavime bitirdikten sonra da beni Emniyet Müdürlüğü'ne getirdiler. Emniyete geldiğim de Duygu'nun hastane öldüğünü öğrendim. Olay yukarıda anlattığım şekilde olmuştur, Duygu'nun atlama anını görseydim kesinlikle kendisine mani olurdum.
"KENDİSİNİ ATMASI İÇİN TELKİNİM OLMADI"
Böyle bir şey yapmasına imkân vermezdim. Kesinlikle kendisini yukarıdan atmam ya da kendisini atması için bir hal hareket ve telkinim olmamıştır. Hatta son olaydan önceki buluşmamızda samimi şekilde fotoğraflarda çekmiştik, bu fotoğraflar benim telefonum da kayıtlı bulunmaktadır. Olayın bu şekilde sonuçlanmasından dolayı pişmanım, benim bu konu da söyleyeceklerim bunlardan ibarettir."