İşte Prof. Dr. Fuat Sezgin'in yarım kalan, son röportajı...

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi Prof. Dr. Fuat Sezgin, 94 yaşında hayata veda etti. Son röportajını ise Takvim’e vermişti. İşte ünlü tarihçinin Ali Değermenci ile yarım kalan sohbeti...

DÜNYANIN önde gelen tarihçilerinden İslam Bilim Tarihi Araştırmacısı Prof. Dr.
Fuat Sezgin dün hayatını kaybetti. Vefatı herkesi derinden etkiledi. Sezgin, 5 Aralık 2017'de Gülhane Parkı Kütüphanesi'nde Ali Değermenci'ye son röportajını vermişti. Ancak sağlık sorunları nedeniyle sohbete ara verilmişti.

İşte yarım kalan o röportaj:

- Kaç yıldır Bilim Tarihi'ne gönül verdiniz?

70 YILDIR bu işle ilgileniyorum. 1943 yılında üniversitede okumaya başladığım zaman dünyanın en büyük alimlerinden olan Alman oryantalist Hellmut Ritter (1892 - 1971)'in derslerine gitmeye başladım.

Onun büyük bir alim olduğunu kavradım ve talebesi olmaya karar verdim. Ben o zaman Matematik okuyordum mühendis olmayı planlıyordum.

Fakat iyi ki olmamışım. Hoca benim de biraz bu konularda kabiliyetli olduğumu sezdi.

Bana o zaman sormuştu günde kaç saat çalışıyorsun diye. Ben de 13-14 saat çalışıyorum dedim.

Hoca bana 'Bu şekilde bilim yapamazsınız, bilim adamı olmak istiyorsanız daha fazla çalışmalısınız' dedi. Ben de o günden itibaren günde 17-18 saat çalışmaya başladım. Ve o günden sonra 70 yaşıma kadar bu şekilde günde 17-18 saat çalışarak geldim.

O alim benim hayatımda önemli birisidir galiba ben de cesur birisi idim.

İşte Prof. Dr. Fuat Sezgin'in yarım kalan, son röportajı...

- Sizi bu alana iten neydi?

O ZAMANLAR bu alana ilgim vardı. Müslüman matematikçileri ilgimi çekmişti. Hocaya sordum 'Müslüman matematikçiler var mı' diye?

'Ne diyorsunuz Müslüman matematikçiler dünyanın en büyük matematikçileridir. Bu alanda yetişmiş olan matematikçilerin büyük kısmı müslüman matematikçilerdir' dedi. Ben böyle hayret içinde kaldım.

Beyazıt'ta okuldan çıktım eve geldim ve sabaha kadar uyumadım Hellmut Ritter'e sabah erkenden gittim. Hoca beni kütüphaneye götürdü. Bu konuda hiç bir kitap yoktu. Amerika'da Bilimler Tarihi diye iki cilt kitap çıktı oradan getirebilirsiniz dediler.

Kitapları sipariş ettikten sonta tam 10 ay sonra kitaplar geldi. O kadar sevindim ki, muazzam kitap iki cildini bir kaç ay içinde adeta ezberledim. O beni bu alana sevk etti.

İşte bu kitapla Bilimler Tarihi sevdam 19 yaşında başladı. Beni toplantılara götürürdü, bana bu konudaki sevgiyi o aşıladı.

AŞAĞILIK DUYGUSUNDAN KURTULMAK GEREKİR

- Türkiye bu alanı neden boş bıraktı, üzerinde neden çalışılmadı?

OSMANLI yıkılıp Cumhuriyet kurulunca biz Bilim Tarihi konusunda çok geride olduğumuz zannediyorduk. Biz aslında geri değildik. Batıdan kendini geri görme hadisesi 18 Y.Y.'da Tanzimat devri ile başladı. İlk defa Atatürk ile bu konu ele alındı. Bu konuda hiç kimsenin bilgisi yoktu.

Cumhuriyeti kurduk. Tabi Cumhuriyet çok önemli bir konu ama dünya Türkiye'yi Avrupa'nın çok gerisinde kalmış bir ülke olarak gösterdi. Yavaş yavaş yükseldik ama geri kalmışlık duygusundan maalesef kurtulamadık. Türkiye'nin en büyük meselesi aşağılık duygusundan kurtulmak ve Türk milletini yaratıcı yapmak gerekir. Bilimler Tarihi'nin vazifesi de o dur benim de vazifem budur.

İşte Prof. Dr. Fuat Sezgin'in yarım kalan, son röportajı... - Resim : 2

- Neden Almanya'ya gittiniz neden orayı tercih ettiniz?

27 MAYIS Darbesi ile ülkede kalmak çalışmak çok zorlaştı. Milli Eğitim Komitesi kuruldu hangi proföserler zararlıdır diye 147 hocanın ismi yayınlandı benim ismim de listede idi. Dört üniversiteye mektup yazdım. 1954 yılında kitap yazmaya başlamıştım. Almanya'yı tercih ettim çünkü Müslüman Bilimciler'le ilgili kitapların Almanya'da olduğunu biliyordum. Onlardan faydalanmak istiyordum. Doç. Dr. iken Almanya'yı ziyaret etmiştim orada Tabii Bilimler Enstitüsü'ne gittiğimde Doğa Bilimleri ile ilgili kütüphane vardı onları görmüştüm. Almanya, dünyanın ortasında olduğu için Amerika, Kanada'ya araştırma yapmak için gitmem gerekiyordu. Bir de Türkiye'deki kaynaklardan çok da uzaklaşmak istemiyordum.

TÜRK VATANDAŞLIĞINI ASLA BIRAKMADIM

Ben Almanya'da çalışmaya başlayınca birkaç kez Alman vatandaşlığını teklif ettiler fakat ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını bırakmadım. Benim bu çalışmalarımın kendi milletim tarafından değer verileceğini hep düşündüm. Onun için başka bir ülkenin pasaportunu almayı kabul etmedim.

- Müslüman Bilim Adamları'nın insanlığa katkısı ne kadardır?

BİLİMLER Tarihi'ne periyodik olarak birçok ülke katkıda bulun-muştur. Fakat Müslümanlar Bilimler Tarihi'nin en az 800 yıllık yaratıcılık merhalesini ellerinde bulundurmuşlardır.
Bu maalesef çok iyi bilinmektedir. Batı kaynakları bu tarihi çok kısa olarak göstermeye çalışmıştır fakat ben araştırdıkça bunun çok yanlış olduğunu gördüm. Batı tarihçilere göre İslam Bilimi, 1250 yılında durdu diyorlar fakat araştırmalarda 1250 yılından sonra başka bir merhaleye geçtiği görülmektedir. İslam Bilimleri ne yazık ki bilinmiyordu.

- Rönesans'a İslam Bilimi'nin etkisi olmuş mudur?

FRANSIZ bir Filozof bana diyordu ki; Rönesans efsanesi tamamen bir kaç alimin kulis toplantısında uydurdukları efsaneden ibarettir. Bunlar kendi aralarında o kadar tekrarladılar ki kendileri de inanmaya başladılar. Hiç bir realiteye dayanmayan bir olaydır Rönesans. Bilimler Tarihi'nin 50 yıl sonra ortaya çıkacak bilgiler ile Rönesans'ın söylediklerini tamamen değiştireceğine inanıyorum.

- Gülhane Parkı içinde büyük bir kütüphane var ve bir de enstitü kuruluyor bilgi verir misiniz?

BUNDAN 5-6 yıl önce Almanya'da idim hükümet benim adıma bir enstitü kurmaya karar vermiş. Ben bunu duyunca hayretler içinde kaldım. Türkiye'de bu atmosferin geliştiğine inanamıyordum. Çünkü bu konuda ne hoca vardı ne de kitap. Bu sefer ben de çalışmaya katıldım önce bu konuda hocalar ve kitaplar gönderdim buraya. Ve burada çok güzel bir canlanma oldu. Sonra ben de burada çalışmaya başladım. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum ileriye dönük olarak da çok iyi gelişmeler olacaktır.

- Müslüman Bilim Tarihi konusunda Türkiye'nin neler yapması gerekir?

ÖNCELİKLE Türkiye'nin çok ciddi değişiklikler yapması gerekir. Biz Türkler okumayan bir milletiz.

Bunu değiştirmek lazım. Bunu ancak öğretmenler değiştirir ama öğretmenler de bunu bilmiyor ne yazık ki... Önümüzdeki dönemde konferanslar vermeyi planlıyorum, orada bu uyarıları yapmayı planlıyorum. Yeni bir hareketi Türkiye'de başlatmamız gerekiyor.

Türkiye'de Bilimler Tarihi'ne büyük bir heves var bunu görüyorum ama Türkiye'de Bilimler Tarihçisi yok. Öncelikle Bilimler Tarihçisi yetiştirmek lazım.

Buradaki kütüphane de büyük katkı sağlayacaktır.

Her taraftan kitaplar topluyorum. Bazen birkaç gün içinde 2-3 bin kitap geliyor buraya inceleyip konularına göre yerleştiriyoruz. Ben böyle güzel kaynakları görünce çok heyecanlanıyorum...

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.