İşte İzzet Çapa'ya ait Cahide'nin duvarındaki Herkül'ün hikayesi...
İzzet Çapa'nın yeni mekanı "Cahide Müzikhol" geçtiğimiz günlerde İstanbullulara kapılarını açtı. Cahide, İzzet Çapa'nın diğer tüm mekanları gibi, iç mimarisi ve dekorasyonu ile dikkat çekti. Özellikle "Cahide Müzikhol"deki "Herkül" enstalasyonu büyük ilgi topladı. Çapa, Instagram hesabından mekanın duvarına yerleştirilen o eser hakkında detaylar paylaştı
İstanbul gece hayatının efsanevi markası Cahide, geçtiğimiz hafta Harbiye'deki tarihi Kervansaray Gazinosu'nda kapılarını yeniden araladı.
Birbirinden renkli şovların yanı sıra Berkay'ın da sahne aldığı Cahide'nin açılış gecesinde Demet Akbağ, Sedef İyibar, Okan Bayülgen ve Emre Yusufi gibi ünlü isimler doyasıya eğlendi.
İzzet Çapa'nın tüm mekanlarında olduğu gibi Cahide'nin dekorasyonu da dikkat çekti.
Misafirler, gece boyunca Cahide'nin duvarını süsleyen görkemli 10 metrelik enstalasyondan gözlerini alamadı.
Sanatçı Emre Yusufi'nin eseri büyük beğeni topladı.
İŞTE İZZET ÇAPA'NIN KALEMİNDEN CAHİDE'NİN DUVARINDAKİ HERKÜL'ÜN HİKAYESİ...
Haftalarca gecemiz gündüzümüz yeni Cahide’de geçti. Bizim kız, kendine adres olarak Harbiye’deki efsane Kervansaray’ı seçmişti. İki katlı dev mekanın el değmedik yerini bırakmadık. Kervansaray’ı tepeden tırnağa Cahide’nin renklerine boyadık.
Fakat mekanın ana duvarında kocaman bir boşluk duruyordu karşımızda. Aynalar koyduk olmadı, heykeller yerleştirdik şık durmadı. Tabiri caizse duvar bize, biz duvara bakakalmıştık...
İşte tam da o günlerde Contemporary İstanbul sergisini gezmiştim. Ve en çok da Emre Yusufi’nin eserlerinden etkilenmiştim. Keşke dedim onun yaratıcığını buluşturabilsek bizim Cahide’yle. Arkadaşlarımdan rica ettim, Emre’yle bir araya geldik. Büyük bir tevazuyla kabul etti teklifimi.
Kısa bir süre sonra bu defa elinde muhteşem tasarımlarını yaptığı bilgisayarıyla karşımızdaydı.
Heyecanımızı paylaşmış ve aynı coşkuyla Cahide’nin yaklaşık 50 metrekarelik duvarı için yaklaşık devasa bir eser tasarlamıştı.Ortada Game of Thrones tahtında oturan bir Herkül duruyordu. Herkül zaten Emre’nin eserlerindeki ana objeydi; aşinaydık. Peki neden Game of Thrones tahtı diye sordum...
“Bu çağda gücü, imparatorlukları, kraliyeti ve kudreti en iyi tasvir eden taht bu çünkü” diye yanıtladı.
Antik dünyanın Herkül’üyle, Game of Thrones’un tahtını bir araya getirip, sanatın diliyle geçmiş ve bugünü buluşturmuştu.Tıpkı bizim tarihi Kervansaray’da yapmaya çalıştığımız şey gibi...
Tahtın bir yanında dev bir deve kuşu duruyordu. Kuş desen değil, deve desen hiç değil... Uçamayan kuş, çölden uzak bir vahada Herkül’ün elinden içkisini yudumlayan amorf bir canlı...Sanki o da biraz bizim Cahide gibi...
Ve diğer yanda Herkül’ün uzattığı muzu yiyen marjinal bir kaplan... Muzip, renkli, görkemli...
Ne zarif bir Cahide göndermesi...Emre, müthiş yeteneğiyle adeta ruhunun röntgenini çekmişti bizim uçarı kızın. Ve büyük bir ustalıkla haftalardır karşımızda duran bomboş duvara çekip nakşetmişti.
İşte bu yüzden Cahide’ye gelen her konuğumuz, Emre’nin elinden çıkan eseri gördüğünde adeta büyüleniyor.
İşte bu yüzden Cahide emsalsiz; ancak ve sadece taklit edilebiliyor...