Kanuni Sultan Süleyman hangi padişahın oğlu? 4 Ekim Hadi ipucu
Kanuni Sultan Süleyman hangi padişahın oğlu? Hadi'nin bugün ilk yarışması saat 12.30'da başlayacak. Sosyal medya hesabından bugün başlayacak olan yarışmanın ipucunu yayınlandı. Peki Kanuni Sultan Süleyman hangi padişahın oğlu? Detaylar haberimizde...
Kanuni Sultan Süleyman hangi padişahın oğlu? Hadi'nin bugün ilk yarışması saat 12.30'da başlayacak. Sosyal medya hesabından bugün başlayacak olan yarışmanın ipucunu yayınlandı. Peki Kanuni Sultan Süleyman hangi padişahın oğlu? Hadi 4 Ekim ipucu! Detaylar haberimizde...
Kanunî Sultan Süleyman
I. Süleyman Osmanlı İmparatorluğu'nun onuncu padişahı ve 89. İslam halifesi. Batıda Muhteşem Süleyman,Doğuda ise adaletli yönetimine atfen Kanunî Sultan Süleyman olarak da bilinmektedir. 1520'den 1566'daki ölümüne kadar, yaklaşık 46 yıl boyunca padişahlık yapan ve 13 kez sefere çıkan I. Süleyman, saltanatının toplam 10 yıl 1 ayını seferlerde geçirmiştir. Süleyman böylece imparatorluğun hem en uzun süre görev yapan hem en çok sefere çıkan ve de en uzun süre sefer yapan Osmanlı Sultanı olmuştur.
Kanuni Sultan Süleyman hangi padişahın oğlu?
Yanıt: Yavuz Sultan Selim
I. Süleyman 1520 yılında, babası I. Selim'in ölümünün ardından tahta çıktı. Batıda Belgrad, Rodos, Boğdan ve Macaristan'ın büyük kısmını imparatorluk topraklarına kattı. 1529 yılında Viyana'yı kuşatsa da çeşitli sebeplerden ötürü bu kuşatma başarısızlıkla sonuçlandı. Doğuda, Safevîlerle yapılan savaşlar sonrasında Orta Doğu'nun büyük kısmını ele geçirdi. Afrika'da imparatorluğun sınırları Cezayir'e kadar uzanırken; Osmanlı Donanması ise Akdeniz'den Kızıldeniz'e kadar olan sularda hakimiyet kurmuştu.[5] I. Selim'den 6.557.000 km2 olarak devraldığı Osmanlı İmparatorluğu'nu, padişahlığı döneminde 14.893.000 km2'ye ulaştırdı. Zigetvar Kuşatması'nın sonlanmasından bir gün önce, 7 Eylül 1566 tarihinde hayatını kaybetti ve yerine oğlu II. Selim geçti.
6 Kasım 1494 tarihinde, Trabzon'da doğdu.[8] Babası, Süleyman doğduğu zaman Trabzon valisi olan ve 1512 yılında padişah olarak tahta geçen I. Selim, annesi ise Ayşe Hafsa valide sultan idi.Çocukluk yıllarını, süt kardeşi Yahya Efendi ile birlikte Trabzon'da geçirdi.[10] Yedi yaşında bilim, tarih, edebiyat, din ve askeriye alanlarında eğitim almak için İstanbul'a, Topkapı Sarayı'ndaki Enderûn'a gönderildi.
1508 yılında Şarkî Karahisar sancak beyi olarak atandı; ancak babası Selim'in kardeşi Amasya sancak beyi Ahmed'in itirazı sonrasında Bolu'ya atandı. Ahmed'in buna da itiraz etmesi sebebiyle atandığı Kefe sancağına 1509 Temmuz'unda çıktı. Babası I. Selim'in 1512'de tahta çıkmasından sonra İstanbul ve Edirne'de oturdu. 1513 yılında Saruhan sancak beyliğine atandı. Burada, sonraları baş danışmanlarından biri olacak olan Pargalı İbrahim ile yakın bir arkadaşlık kurdu. Yaklaşık yedi yıllık Saruhan sancak beyliğinin ardından, 1520 yılının 21 Eylül'ü 22 Eylül'e bağlayan gecesi babası I. Selim'in ölümü üzerine İstanbul'a hareket etti ve tahtta hak iddia edecek başka biri olmadığından herhangi bir mücadele vermeden 30 Eylül 1520 tarihinde onuncu Osmanlı padişahı olarak tahta çıktı. Tahta geçişinden birkaç hafta sonra Venedik elçisi Bartolomeo Contarini Süleyman'ı "Yirmi altı yaşında, uzun fakat sırım gibi ve kibar görünüşlü. Boynu biraz fazla uzun, yüzü zayıf, burnu kartal gagası gibi kıvrık. Gölge gibi bıyığı ve küçük bir sakalı var. Cildi biraz soluk olsa da yüzü oldukça hoş. Derisi solgunluğa meyilli. Akıllı bir hükümdar olduğu söyleniyor ve herkes onun saltanatının hayırlı olacağını umuyor" şeklinde tanımlamıştır.
1520-1529
John Sigismund I. Süleyman'ın huzurunda
I. Süleyman'ın tahta geçmesinden kısa bir süre sonra Şam Beylerbeyi Canberdi Gazali, Süleyman'ın padişahlığını tanımadı ve kendi hükümdarlığını ilan ederek isyan başlattı. Merkezden gönderilen Ferhad Paşa komutasındaki birlikler, Zülkadriye Eyaleti'nde bulunan kuvvetler ve Şam'daki kuvvetlerin etkinlikleri sonucunda Şam yakınlarındaki Mastaba adlı bölgede, 27 Ocak 1521 tarihinde yapılan çarpışmalar sonucunda Gazali'nin yenilmesi ve öldürülmesiyle isyan bastırıldı. Gazali'nin yerine Şam Beylerbeliği'ne Ayas Mehmed Paşa atandı.
Süleyman ilk seferini 18 Mayıs 1521'de, Macaristan Krallığı'nın yönetimindeki Belgrad (o dönemdeki adı Nándorfehérvár) üzerine yaptı. Çevresindeki Böğürdelen, Zemun ve Salankamen şehirlerinin alınmasının ardından 1 Ağustos günü kuşatılan şehir, 29 Ağustos 1521 tarihinde teslim oldu. Avrupa'da gerçekleştirilebilecek fetih ve seferler için önemli bir merkez olan Belgrad'ın fethi hakkında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun İstanbul elçisi "Belgrad'ın ele geçirilmesi, Macaristan Krallığı'nın çöküşüne sebep olan olayların başlangıcıydı. II. Lajos'un ölümü, Budin'in ele geçirilişi ve Erdel'in işgaliyle devam eden süreçte Macaristan İmparatorluğu yıkılmış ve diğer ülkeleri de benzer sonu yaşayacağına dair bir korku sarmıştı." ifadelerini kullanmıştı.
Rodos'un fethini gösteren bir minyatür.
Ertesi yıl Süleyman, Hospitalier Şövalyeleri'nin bulunduğu Akdeniz'deki Rodos adasına karadan sefer düzenledi. Kuşatmaya katılacak olan Osmanlı Donanması ise Haziran 1522'de adanın "Cem Bahçesi" körfezine demir attı. Süleyman'ın da arasında olduğu kara kuvvetleri, Marmaris'ten gemi yoluyla 28 Temmuz günü adaya geçti. Yaklaşık 100.000 kişi ve 400 gemiden oluşan Osmanlı ordusu, 6 aydan fazla süren kuşatma, 26 Aralık 1522'de şövalyelerin başı Philippe Villiers de L'Isle-Adam'ın teslim koşullarını kabul etmesi ve adanın hakimiyetinin Osmanlı İmparatorluğu'nun eline geçmesiyle sona erdi. Adada Hristiyan kimliğiyle yaşayan Cem Sultan'ın oğlu Murad ve Murad'ın oğulları boğduruldu, eşi ve iki kızı İstanbul'a gönderildi. Rodos'un alınmasının ardından şövalyelerin elinde bulunan Bodrum, Tahtalı ve Aydos kaleleri ile İstanköy ve Sömbeki adaları da alındı.
Şubat 1523'te İstanbul'a dönüşünün ardından Süleyman, saltanatının ilk üç yılında görev yapan Sadrazam Pîrî Mehmed Paşa'yı emekliye ayırdı. 27 Haziran 1523 günü ise daha önce görülmemiş bir biçimde has odabaşısı İbrahim Ağa'yı sadrazam olarak atadı. Sadrazamlığa ek olarak kendisine Rumeli Eyaleti'nin yönetimini de verdi.Sadrazamlık yetkisinin kendisine verilmesini bekleyen ikinci vezir Ahmed Paşa, vali olarak atandığı Mısır'da 1524 yılı başlarında isyan çıkararak bağımsızlığını ilan etti. Ahmed Paşa'nın öldürülmesiyle isyan bastırıldı ve Sadrazam İbrahim Paşa, Mısır'ı düzene sokmakla görevlendirildi.
I. Süleyman Mohaç Seferi'nde
Mart 1525'te, Süleyman Kâğıthane'de avlandığı sırada yeniçeriler şehirde ayaklanma başlattılar. Kısa sürede bastırılan ayaklanma sonrasında Yeniçeri Ağası Mustafa Ağa, kâhyası Kıran Bali ile reis-ül küttab Haydar idam edildi. Mısır'ı düzene koyan İbrahim Paşa ise 6 Eylül 1525 günü İstanbul'a döndü. Bu dönemde İstanbul'a gelen Fransa elçisi Jean Frangipani, 24 Şubat 1525'teki Pavia Muharebesi sonrası Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na esir düşen Kral I. François için, kralın annesi Louise de Savoie'un ricası üzerine Süleyman'dan yardım istedi. Yazdığı mektupla yardım sözü veren Süleyman, iki devlet arasında anlaşma sağlanıp François serbest bırakılsa da Macaristan üzerine sefer gerçekleştirme kararı aldı. Macaristan üzerine önce Sadrazam İbrahim Paşa'yı gönderdi, 23 Nisan 1526'da ise Süleyman'ın önderliğindeki ordu Macaristan'a hareket etti. İbrahim Paşa komutasındaki kuvvetler, Petrovaradin ve İyluk şehirleriyle on bir kale ele geçirdikten sonra, Özek kalesini de aldı.[33] Bosna beyleri de Sirem bölgesindeki bazı kaleleri ele geçirmişti.Macaristan Kralı II. Lajos'un liderliğindeki ordu ile Tuna kıyısındaki Mohaç düzlüğünde karşılaşan Osmanlı ordusu, 29 Ağustos 1526 günü yapılan muharebeyi kazanarak Doğu Avrupa'daki Macar direncini kırdı. Lajos ise muharebeden kaçan bazı askerlerle birlikte bataklıkta boğularak hayatını kaybetti. Osmanlı ordusu yürüyüşüne devam ederek, 20 Eylül günü Budin'e girdi. Şehrin anahtarını alan ve yaklaşık on dört gün boyunca kral sarayında kalan Süleyman, dönüşte Segedin ve bazı şehirleri de alarak 21 Eylül'de Peşte'ye geçti ve Macaristan'ın başına Erdel Voyvodası János Zápolya'yı getirdi.Macaristan'ın Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanması ve Fransa-Osmanlı ittifakıyla 5 Ekim 1526 tarihinde sona eren yedi aylık sefer sonrasında, 13 Kasım 1526 tarihinde İstanbul'da zafer alayı düzenlendi. Osmanlı ordusunun Macaristan'da olduğu 1526 Ağustos'unda, Safevîlerin desteğiyle Bozok'ta Baba Zünnun İsyanı baş gösterdi.Çevredeki bölgelere yayılmasının ardından 1527'de Diyarbekir Beylerbeyi Hüsrev Paşa ve Adana Sancak Beyi Pîrî Bey tarafından bastırıldı. 1527'de orta Anadolu'da yine Safevîlerin desteğiyle Kalender Çelebi İsyanı çıktı. Çevresindeki sancak beyleri ile eyalet beylerini mağlup etmesinin ardından isyanı bastırmak için Sadrazam İbrahim Paşa görevlendirildi. 1527'de Elbistan civarında yenilgiye uğratılan Kalender Çelebi, başı kesilerek idam edildi.Birkaç ay sonra İranlı Molla Kabız, vaazlarında İsa peygamberin bütün peygamberlerden üstün olduğu fikrini dile getirdiğinden Sünni ulemanın tepkisini çekti ve bu sebeple Kasım 1527'de dîvânda yargılandı. Ancak fikirlerinden vazgeçmeyen Molla Kabız idam edildi.
I. Viyana Kuşatması'nı gösteren bir minyatür
Kutsal Roma İmparatoru V. Karl'ın kardeşi Avusturya Arşidükü Ferdinand, János Zápolya'nın krallığını tanımayarak kendini Macaristan kralı ilan etti.János Zápolya'nın kuvvetlerini yenilgiye uğratmasının ardından 20 Ağustos 1527 günü Budin'e girerken, Osmanlı İmparatorluğu'na vergi ödemesi karşılığında kendisinin Macaristan Kralı olarak tanınmasını istedi. Ancak bunu reddeden Süleyman 10 Mayıs 1529'da yeni bir sefere çıkarken, Sadrazam İbrahim Paşa'ya da serasker unvanı verdi. 3 Eylül 1529'da Budin'e varan Osmanlı kuvvetleri şehri kuşattı. 7 Eylül günü Budin teslim oldu ve yönetimi tekrar János Zápolya'ya verildi.[44][46] Hemen ardından Estergon'u almayı başaran Osmanlı ordusu, 23 Eylül 1529'da Avusturya topraklarına girmesinin ardından 27 Eylül günü Viyana'yı kuşattı.[44] Ancak hava şartlarının elverişsizliği ve mühimmat bakımından kuşatma için hazırlıksız olunması sebepleriyle 16 Ekim günü kuşatma kaldırıldı ve ordu 16 Aralık 1529'da İstanbul'a döndü