Karşılarında tanklar, tepelerinde jet... Fatih ateşe yürürken, "Öleceğiz, çaresi yok" dedi!

"Bu 15 Temmuz direniş yıl dönümünde, sokağa çıkan eliyle, diliyle direnen bütün soylu askerlerimizi, polislerimizi, halkımızı, gazilerimizi doya doya kucaklamak istiyorum." diyen Odatv yazarı Nihat Genç, kahraman emniyet müdürü Fatih Eryılmaz ve arkadaşlarının ihanet gecesindeki direnişini anlattı...

"Bu 15 Temmuz direniş yıl dönümünde, sokağa çıkan eliyle, diliyle direnen bütün soylu askerlerimizi, polislerimizi, halkımızı, gazilerimizi doya doya kucaklamak istiyorum." diyen Odatv yazarı Nihat Genç, kahraman emniyet müdürü Fatih Eryılmaz ve arkadaşlarının ihanet gecesindeki direnişini anlattı...

İşte o satırlar:

İşte o satırlar:

Bu büyük halkın evladı olmaktan gurur duyuyoruz

Bu 15 Temmuz direniş yıl dönümünde, sokağa çıkan eliyle, diliyle direnen bütün soylu askerlerimizi, polislerimizi, halkımızı, gazilerimizi doya doya kucaklamak istiyorum.

2016 15 Temmuz gecesi Amerika ve Nato ve Avrupa işbirliğiyle şeytan Fetöcüler Türk Devleti’ni ve topraklarını işgal için savaş uçakları, helikopterler, tanklar ve özel birlikler ve hain yüksek subaylarıyla harekete geçti.

Türkiye ve dünya tarihinde görülmemiş bir savaş yaşandı, halkımız kendi askerine kendi savcısına kendi tanklarına kendi helikopterlerine ve kendi savaş uçaklarına karşı savaştı.

Sonuç, 250 şehit iki binin üstünde yaralı.

Sonuç, şeytan Fetöcüler kıskıvrak yakalandı, yüzbinlerce Fetöcü hapse atıldı.

Sonuç, silahsız savunmasız sivil halkımız sokağa çıkıp bedenlerini siper ederek tankların altına yatıp tankların üstüne çıkıp vurularak ölerek ezilerek darbeye karşı çıktı.

Ve Genelkurmay önünde ve İstanbul köprü ayağında ve Vatan Caddesi’nde ve Ankara Emniyet önünde ve Ankara Kızılay’da ve Fetöcülerin bastığı TRT ve basın kuruluşları önünde ve mecliste halkımız helikopter ve tank silahlarının tarama ateşlerine ve bombalarına karşı kahramanca direndi.

GURUR DUYUYORUZ

Ne kadar övünsek azdır, sanki o gece Çanakkale’den Sakarya’dan Dumlupınar’dan geldiler ve halkımızın direnen ruhu oldular, Çanakkale’ye de Plevne’den gelmişlerdi, Plevne’ye de Haçlılar’a karşı savaşan hiç teslim olmamış tarihlerden gelmişlerdi.

Türk Milleti’nin nükleer bombası yok ama direnen halkı var, savaş uçakları sabaha kadar beş dakika aralıklarla yüzün üstünde dehşet ses çıkartan sonik patlama gerçekleştirdi, halkı korkutup şehri boşaltmak için, bir tek aile, çoluk çocuğunun acı çığlıklarına rağmen şehri terk etmedi.

Bu büyük halkın evladı olmaktan gurur duyuyoruz, 15 Temmuz’da uçak, helikopter ve tanklara karşı tişörtlerinden başka hiçbir şeyi olmadan savaşıp şehit düşenleri saygıyla anıyoruz ve gazilerimize şükran borçluyuz, hiçbir zaman unutulmayacaklar.

15 Temmuz sonrası halkımız çok daha büyük bir şokla karşılaştı, yakalanan subayların sayısı binlerle ifade ediliyordu, bu kadar ajan silahlı kuvvetlere ve emniyete nasıl sızmıştı?

BU HALK TARİHLERDE ASLA TESLİM OLMAMIŞTI

Atatürk’e cumhuriyete, bağımsızlığımıza, emniyete, Türkan Saylan’a, Ahmet Şık’a Nedim Şener’e, Odatv’ye, rektörlere, yüksek subaylara kesintisiz operasyonlar düzenleniyor ve transa sokulan halkımız bu büyük ihanete ortak ediliyordu.

15 Temmuz sonrası halkımız nihayet anladı ki Fetö iblistir, yalancıdır, iki yüzlüdür, ajandır, sübyancıdır, şeytanı imal eden bütün kötülükleri taşıyan mutlak kötülüğün timsalidir ve baş edilmesi mümkün olmayan dünya imparatorluklarıyla derin bağlantıları vardır.

Ancak şeytan, sümüklü mehdi ve efendisi Amerika, Nato ve Avrupa’nın bilmediği bir şey vardı: Bu topraklar tarihlerde esir olmamış bu halk tarihlerde asla teslim olmamıştı.

Türk Milleti Asya’dan çıkana kadar ‘şeytanı’ tanımıyordu, Türk Milleti, ejderhaları bilir, canavarları bilir, kötü ruhları bilir, irili ufaklı iblisleri bilir ve bunların hepsini bertaraf etmesini ve baş etmesini bilir, ama şimdi, tarihlerde ve geleneğinde tanımadığı bir şeytanla tarihinde ilk defa karşı karşıya.

Kafiri bilir, düşmanı bilir, haini bilir, ama Türk Milleti ilk defa 15 Temmuz Gecesi ‘şeytanla’ savaştı.

15 Temmuz ve sonrası Türk Milleti, damarlarına kanına beynine ruhuna sızmış Şeytan’la tek beden olup milli bir direniş milli bir kurtuluş savaşı verdi.

Çanakkale, düşmanla savaşın, darbeler ve iç isyanlar hainlerle savaşın, 15 Temmuz tarihi ise, Türk Milleti’nin Şeytan’la savaşının tarihidir.

Bu toprağın bir yazarı olarak bizler de şeytanla savaşımızı Odatv’nin muhteşem direnişiyle verdik, yalanlarını kumpaslarını deşifre ettik, halkımızı uyardık, cumhuriyetimize ve bağımsızlığımıza gücümüz ölçüsünde sahip çıkmaya çalıştık.

Çok uzun yıllar Şeytan’la cinlerle savaşımızda yalnız kaldık, yüzümüze bakan olmadı, aç bilaç yolumuzdan bir an geri atmadık, gücümüzün üstünde yazılar yazdık, konuşabildiğimiz ekranlarda yıllarca şeytanları ve cinleri deşifre etmeye çalıştık.

Son on yılda Şeytan’ı isim isim ve kurum kurum bana tanıtan yazar çizer korkusuz dava arkadaşlarım oldu, Müyesser Yıldız, ki o bir kahramandır, bu millet ona şükran duyuyor, gazeteci arkadaşımız Yavuz Selim, ki, yıllarca ekranlarda yanyana mücadele verdik ve 15 Temmuz Gecesi Emniyet Genel Müdürlüğü’nü tanklara karşı savunurken gazi olan emniyet müdürü arkadaşımız Fatih Eryılmaz.

Fatih’in hikayesi yüzlerce gizli kahramanlarımızdan sadece biridir.

Fatih Eryılmaz 1988 yılında polis kolejine girmişti, ülkücüydü, 2017 yılına kadar Fetöcü polislerin bütün devrelerini tek tek biliyordu, işte bu bilgiler bizler için hayati önemdeydi.

Ayrıca Fatih Eryılmaz taşraya gidip gelen arkadaşları vasıtasıyla Fetö’nün Anadolu’da hangi kurumlarda kimlerle vücut bulduğunun yirmi uzun yıllık arşivine sahipti.

feryAlmaz2

ÖLECEĞİZ DEDİ BAŞKA ÇARESİ YOK

Bu soylu Türk polisi, 2007 yılından beri Fetö’den sorumlu arkadaşımız, bilmediklerimizi her gün bizlere bağıra bağıra kafamıza vura vura söyledi.

Bir akşam evine dönerken telefonunda ‘gelirken soda alayım mı?’ cümlesi yüzünden uyuşturucu kullanmaktan ve temin etmekten Fetöcüler tarafından meslekten 13 ay ihraç edildi. ‘Soda’ uyuşturucuymuş. Kan idrar tahlilleri ve yıllarca süren mahkeme sonrası beraat etti ama nafile, terfileri durduruldu, bir daha da verilmedi, ve Ağrı’ya sürüldü.

Ağrı’dayken bir gün, PKK yürüyüş yapıyor, görevinin başında PKK yürüyüşüne emniyet müdürü olarak önlem alıyor, tam bu sırada Fetöcü polisler, Fatih’e “Atatürk bu insanların dinini ellerinden almasaydı bu PKK olmazdı” gibi laflar ediyor. Fatih, “bunlar dinleri için mi yürüyor” dedi…

PKK binlerce militanıyla yürüyüşe geçti, Fatih, çevik kuvvetle sokakta tertibatını aldı, Fetöcü polisler, kaçıp gizlendiler. Tam bu sırada PKK’lılar “Mustafa Kemal’in Piçleri” diye bağırmaya başladı.

Fatih, arkasını döndü, gizlenmekte olan Fetöcü polis şeflerine: “Siz üstünüze almayın, size göre bir şey yok, bana söylüyorlar bana” diye seslendi.

Fatih Eryılmaz’ı misafirlerime tanıtırken önce bu fıkra gibi hadiseyi anlatırım.

feryAlmaz3

15 Temmuz gecesi, Fatih’le irtibatımız kesildi, önce öldü haberi geldi, ertesi gün, ağır şekilde yaralandığı hastanede olduğu haberi.

“Emniyet Genel Müdürlüğü’nün önü Fatih Eryılmaz” diye Youtube’a girerseniz, Emniyet’in önündeki Fatih’in en öndeki büyük çatışma sahnesini saniye saniye görürsünüz.

Fetöcüler 1 uçak, bir helikopter ve sekiz tankla emniyetin önüne gece on bir sularında geldiler.

Uçak emniyeti bombaladı ve emniyetin su boruları patladı ve emniyetin ağır silahları bodrumda su altında kalıp kullanılmaz hale geldi.

Fatih, 10 sıralarında sekiz ve on yaşlarındaki çocukları ve eşiyle helalleşip evden çıktı, telefonla arkadaşlarını topladı, tanıdığı subaylara, polis arkadaşlarına hareket ve toplanma emri verdi.

Emniyet binası önüne geldiğinde bir çok Fetöcü subayın, arkadaşlar Türk Ordusuna karşı gelmeyelim, propagandasıyla gizlice çalıştığını ve emniyetin içinde polisleri etkisiz savunmasız bırakmak için faaliyette olduğunu gördü.

Fatih ve polis arkadaşları yirmi-yirmibeş kişi toplanıp, ne yapabiliriz dedi, çünkü ellerindeki silahlar tanklara leblebi gibi çarpıp işe yaramıyor.

Fatih, öleceğiz, dedi, başka çaremiz yok, tankların önüne doğru yürüyelim, zaman kazanırız…

Aynen böyle: “Allah’tan umut kesilmez tankların önüne çıkıp zaman kazanalım.”

Gerçekten Emniyet Müdürlüğü önündeki bu ani kararla tankları beş-on dakika durdurmak, tarihi bir rol oynadı.

Youtube’dan izleyin, tankların üstüne yürüyen en öndeki kel kafalı Fatih Eryılmaz’dır, tarandılar ve etrafındaki üç arkadaşı anında öldü.

Mermi Fatih’e karnından girdi ve arkasından soba borusu gibi delik açarak çıktı, olacak şey değil, mermi mide, bağırsak, böbrek, ciğer hepsinin arasından geçti, bir mucize.

Arabayla hastaneye yetiştirilen Fatih’in bilinci kapalıydı, arabada yanında arkadaşlarını gördü, bir an bulanık bilinciyle, yanımda ne işiniz var dışarda savaş var, deyip kovdu.

Arkadaşlarının öldüğü Fatih’in yere düştüğü o an, polis arkadaşları, tankları durdurmak için tank paletlerine trafik levhalarını soktu, sonra, tankın tüfek deliklerine gaz sıktılar, ve on dakikaya kalmadan, arkadan sloganlar atarak bir halk kalabalığı geldi ve tanklar durduruldu ve Fetöcü şeytanlar tanklardan çıkartılıp kıskıvrak yakalandı, ki çoğu Fetöcü polis kılık değiştirip subay elbisesi giymiş.

Fatih’i ziyarete hastaneye gittiğimde Fatih’in arkadaşları ülkücü polislerin her biri Emniyet önündeki savaşı tane tane ayrıntılarıyla anlattılar, inanılır gibi değil, sekiz tank bir helikopter bir uçağa karşı on - on beş tane polisin akıl almaz savaşı.

Fatih Eryılmaz gazi olduktan sonra çok şöhretli bir polisimiz oldu, eski yeni siyasi liderler, sivil kurumlar, halk herkes ziyaretine geldi, dilimiz tutuldu, mucize diyoruz, başka bir şey demiyoruz, bu mucize savaşı kazanan Allah diyoruz, başka bir şey demiyoruz.

Tedavisi aylar sürdü ve taburcu oldu.

Fetö’yü en iyi bilen Fetö’yü en iyi teşhis eden, Fetö’nün kumpaslarını anında çözen ve yıllarca sürülerek meslekten atılarak mücadele eden bu kahraman Emniyet Müdürü’nün, şaşırmayın, terfileri verilmedi ve şaşırmayın dalga geçer gibi kızak göreve verildi.

Çünkü Fatih Eryılmaz mimliydi Fetöcüler’in baş düşmanıydı, her yerde ama her yerde hala camdan bir duvar önünü kesiyordu.

Bu camdan duvarlar hala bir çok partide kurumda önünüzü kesiyor ve bu cam duvarları örenleri en iyi hala Fatih Eryılmaz biliyor.

Meslekten ihraç edildiği yıllarda üşenmedi gitti Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.

BEYİN O MERMİYİ UNUTMUYOR

15 Temmuz’un yıldönümü bugünlerde iftihar ettiğim arkadaşım Fatih’le yine yan yana geldik, mesleği bırakacağını söyledi, şok oldum.

Fatih, dedim, hafızan bu ülkenin en büyük Fetö arşivi, üstelik bu kadar birikim, bu kadar okuma, bu kadar tecrübe, boşa mı gidecek?

Şüphesiz emniyette Fetö’yle mücadelede çok yol alındı çok mücadele edildi, ancak, hala gerçeği görememiş ve hala uyanmamış ve hala tehlikenin farkında olmayan bir çok insan, Fatih’i küstürmüş.

Fatih’in beyni, mermiyi yediği o an’ı, her beyin gibi unutamıyor, her gece aynı mermi geliyor ve aynı saatte Fatih’i bir daha vuruyor.

Ne kadar kahraman, cesur dayanıklı olursanız olun, biyolojik gerçek bu, beyin unutmuyor.

Polis de olsanız bilge de olsanız sıradan vatandaş da olsanız, beyin o mermiyi unutmuyor.

O mermileri bu milletin hafızası tarihi çocukları hiç unutmayacak.

Fatih Eryılmaz’ın yüzüne ve isyanına hiç bakılmamış yalnız bırakılmış savaşı, Fetöcü amirlere karşı Fetöcülerle doldurulmuş emniyet koridorlarında yirmi uzun yıl soluksuz ve mükemmel bir savaş.

Fatih Eryılmaz’ın savaşı bir büyük felaketi bir milletin nasıl bir mucizeyle aşmakta olduğumuzun şahidi.

Fatih Eryılmaz’ın savaşını bu toprağın bağrında büyümüş binlerce askerimiz verdi, binlerce polisimiz verdi, hepsinin özeti, hepsi işgale karşı devletsiz kurumsuz kaldıkları halde, bütün tersaneler işgal olduğu halde, tek başlarına, hepsi tek tek, bu milletin çocukları olduklarına inanıp, kendi devletlerine kendi kurumlarına kendi amirlerine karşı, verdiler.

Şimdi geriye dönüp Fatih’le 2009, 2010, 2011, 2012’nin kuşatıldığımız o karanlık günlerdeki yapayalnız günlerimi hatırlıyorum.

Bir Müyesser, bir Yavuz, bir Fatih’le oturup, koskoca Ankara’da bizi dinleyen, bize kulak vermeyen tek kişinin olmadığı o uğursuz işgal yıllarını.

Umudunuzun tamamen kesildiği, Türk Devleti ve Milleti hain düşmanlar tarafından teslim alındı dediğimiz o çok acı karanlık yıllara.

Ne yapabiliriz, bize düşen nedir, dediğimizde, 'artık bize düşen tek görev’, ölmektir, çünkü bu esareti kabul edemeyiz, deyip, birbirimizin yüzüne karşı ağlayarak söz verdiğimiz, o çaresiz yılları hatırlıyorum.

Allah’a bin şükür, bugünleri gördük, evet ülkemiz büyük felaketler yaşadı, ancak içimizdeki bu direnç bu gözü karalık ülkemize yüzlerce güzel insan kazandırdı.

Dünyayı kumpaslarını ve ülkemizi ve insanlarımızı ve etrafımızı daha derinden tanıdık, dini, kitabı, Allah’ı kullanan nice iblis, ajan, soytarı gördük.

İnsan toprağının değerini anlamını varlığını ve toprak sevgisini felaket günlerinde daha derinden anlıyor, bizler başka ruhların çocuklarıyız, bizim toprağımız Allah’ımızdır.

DOYA DOYA KUCAKLAMA İSTİYORUM

15 Temmuz gecesi bu kutsal toprağımızı az daha hafriyat kamyonunun boşalttığı toprak yığınına döndürüyorlardı.

İnsan Allah’ın bedenine verdiği gücü mucizesini direniş günlerinde anlıyor.

Bu 15 Temmuz direniş yıl dönümünde, sokağa çıkan eliyle, diliyle direnen bütün soylu askerlerimizi, polislerimizi, halkımızı, gazilerimizi doya doya kucaklamak istiyorum.

Yükseklere uçup kırlangıçlar gibi uçmak istiyorum, o kırlangıçlar gibi Mustafa Kemal’in anıt mezarının tavanına yuva yapmak istiyorum.

Bu büyük direnişe el ayak olan Odatv’nin masasını, bilgisayarını, arkadaşlarımı koklaya koklaya öpmek istiyorum.

Halkımıza helal olsun, halkımızı ve toprağımızı ve insanlığımızı bu şehitler ve bu gazilerimizin yüzü suyu hürmetine, ‘kirletmedik’…

Hepimiz tarihten okuyor şiirlerini destanlarını türkülerini biliyorduk ama bu milletin ruhundaki mucizevi güce ve onun vatansever çocuklarına 15 Temmuz gecesi hepimiz bir daha şahid olduk.

Elimizdeki en büyük servet ve Anadolu topraklarının en büyük hazinesinin ‘direniş’ olduğunu hep birlikte bir daha helikopter ve tank mermileriyle test ettik ve yaşadık.

Yine kimselerden aman dilemeden yine kimselerden yardım almadan tek tek sokak aralarında isimsiz kahramanlarla, yine halk olarak, tarihlere bir mucize daha yazdık.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!

Yaşasın bağımsızlığına sahip çıkan halkımız ve kahraman evlatları!

GÜNÜN VİDEOSU

PKK/YPG, Münbiç'in merkezinde terör saldırısı düzenledi! Ölü ve yaralılar var...

Münbiç kent merkezinde ABD destekli terör örgütü YPG/PKK, bombalı araçla saldırı düzenledi. Saldırı sonucu meydana gelen büyük patlamada ölü ve yaralılar var.