Kaşıkçı cinayeti göründüğünden çok daha karmaşık!
Habertürk yazarı Serdar Turgut Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili dikkat çekici bilgileri okurlarıyla paylaştı.
Turgut'un tespitlerine göre, Kaşıkçı olayı sadece muhalif bir ismin katledilmesi değil, perde arkasında çok daha büyük ve karanlık bağlantılar var.
İşte Serdar Turgut'un o yazısı...
Girift ve karanlık bağlantılar
Kaşıkçı olayı göründüğünden çok daha karmaşık bir olaydır. Temelinde şu aralar hiç konuşulmayacak girift ve karanlık bağlantılara dokunan boyutu vardır.
Bu tür konuları Washington’da takip eden kaynaklar bana konuyu izlerken şunları da hiç unutmamamı söylediler. Şimdi okuyacaklarınızı bir buçuk yıl kadar önce yazmışım ama yine de şimdi hatırlanmalarında yarar var...
BAE
Başkan Trump’ın ‘nihai barış’ (ultimate peace) adını taktığı ve İsrail ile Filistin arasına barışı kalıcı bir şekilde getireceğini söylediği plana Washington’da ilgili birimlerce son rötuşları yapılıyor. Bu plan için Amerika ile birlikte İsrail, Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) aktif biçimde çalışıyorlar.
Planın hayata geçirilmesi için kurulan bu koalisyona baktığımızda bunun aslında bir barış planı olmadığını aksine bölgede tüm gücü ve kontrolü İsrail’e vermek için hazırlanan bir strateji olduğunu görüyoruz.
KUSHNER-SALMAN BAĞLANTISI
Trump için stratejinin yürütülmesini damadı Jared Kushner üstlendi. Kushner, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Salman ile yakın ilişki içinde. İsrail yönetimi ile Salman arası koordinasyonu da Kushner sağlıyor.
Yıllardır bölgemizi takip eden ve İsrail ile de yakın bağlantılı olan, şu anda devlete görevli olmayan, bu konuları çok iyi bilen uzmanlar bana barış planının altında kurulmuş olan karanlık bağlantıları şöyle anlattılar:
MUHAMMED DAHLAN
Esas amacı bölgedeki tüm güç dengesini tamamen İsrail’den yana dönüştürmek olan nihai barış planının adımları bu uzmanlara göre şöyle atıldı:
- Suudi Arabistan, İsrail, Mısır ve BAE arasında yürütülen bu operasyonun bölgedeki kilit ismi Muhmmed Dahlan.
- 15 temmuz darbe girişiminden önce FETÖ çetesi lideriyle de bağlantı kurup darbe girişimine para yardımı yaptığından şüphelenilen Dahlan’ın Suudi Prens Muhmmed bin Salman ve Dubai Veliaht Prensi ile de arkadaşlık ilişkisi var.
- El-Fetih’in önde gelen isimlerinden olan Muhammed Dahlan yıllar önce Gazze’den çıkarıldıktan sonra BAE’ye kaçıp Dubai Veliaht Prensinin danışmanı oldu. Suudi Arabistan'ın Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ile de arkadaşlık kurdu.
MISIR KİLİT ÜLKE
- Suudi Arabistan ile BAE, Mısır ile işbirliği yapıp Hamas’a operasyon düzenlemeye başladılar.
- Kaynaklarımın bana söylediğine göre Başkan Trump seçilmesinden hemen sonra çıktığı ve açılışını geleneksel savaş dansı ile yaptığı ziyaretinden sonra Katar’a yönelik ilan edilen ambargonun önemli amacı İsrail'in istediği gibi Hamas’ı zayıflatmaktı.
- Katar’a ambargo için ileri sürülen nedenler arasında Hamas’a verilen desteği çekmesi yer alıyordu. Bunu Suudi Arabistan üzerinden İsrail’in özellikle bastırdığı söyleniyor.
- Katar, Hamas’a yapmakta olduğu finansal yardımı da kesilmiş dedirtecek kadar azalttı. İsrail’in Gazze üstünde baskıları zaten sürerken bir de Katar’dan gelen yardımın azalması Hamas yönetimini çok zor durumda bıraktı. İşte bu aşamada Dahlan devreye girerek Mısır’ın yardımcı olabileceğini söylemeye başladı. Dahlan daha önce Sisi ile anlaşmış ve İsrail’in istediği gibi Hamas’ı Mısır’ın eline bıraktırmıştı.
- İsrail o dönemde Gazze’ye verdiği elektriği de kesmişti. Dahlan yine planlandığı gibi devreye girerek bölgeye elektriği Mısır’ın vermesini sağladı.
Tüm bu operasyon, Filistin üzerine İsrail'in tam etkisini sağlamaya yönelikti ve Hamas böylece Suudi Arabistan, BAE ve İsrail ile ortak çalışan Mısır tarafından kontrol altına alınıyordu. ABD bu gelişmelerden sonra elçiliğini Kudüs’e taşıdı.
BATI AKDENİZ ETKİSİ
Tüm bu süreci bana anlatanlar bu operasyonun Batı Akdeniz'deki enerji üzerine de ulaşan boyutu olduğunu söylediler
İsrail’in kendi alanından çıkaracağı likit gazı Yunanistan üzerinden Avrupa’ya göndereceği açıklamasının doğru olmadığını ve bunun sadece Türkiye’yi rahatsız etmek için yayıldığını söyleyen kaynaklar, bu konuda asıl anlaşmanın Mısır ile İsrail arasında olduğunu ve İsrail'in likit gazını Mısır’daki rafinelerde işleyerek gemilerle Avrupa'ya taşınmasını planladığını söylüyorlar. Bu anlaşmanın yapılmasında bir ara Türkiye’ye ABD elçisi olarak atanacağı konuşulan ABD Dışişleri Bakanlığı eski Yakın Doğu Bölümü Başkanı David Satterfield’in rolünün büyük olduğu da söyleniyor.