Kavurmacı'nın skandal tahliyesinin detayları

Kadir Topbaş’ın FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu olan damadı Ömer Faruk Kavurmacı, avukatları tarafından yapılan itiraz sonucunda 3 Mayıs 2017 tarihinde serbest bırakıldı. İşte kamuoyunda tepkiyle karşılanan tahliyenin detayları.

Kadir Topbaş’ın FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu olan damadı Ömer Faruk Kavurmacı, avukatları tarafından yapılan itiraz sonucunda 3 Mayıs 2017 tarihinde serbest bırakıldı. İşte kamuoyunda tepkiyle karşılanan tahliyenin detayları.

İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği Kavurmacı’nın Özel Acıbadem Hastanesi tarafından düzenlenen 18 Nisan 2017 tarihli sağlık raporunu esas alarak "epilepsi" ve "uyku apnesi" rahatsızlıklarının "telafisi güç bazı zararlara neden olacağı" gerekçesiyle tahliyesine kararı verdi.

Kavurmacı 18 Nisan 2017 tarihinde Özel Acıbadem Hastanesi çalışanı bir doktor tarafından düzenlenen raporla tahliye edildi. Ancak rapor tarihinde muayene etmediği tutuklu hakkında “epilepsi” ve “uyku apnesi” gibi sağlık sorunları bulunduğuna ilişkin belge düzenleyen bu doktor bir nörolog değil dahiliye uzmanıydı. Oysa epilepsi ve uyku apnesi, nöroloji anabilim dalının uzmanlık alanına giren sağlık sorunlarıydı.

Tahliyeye gerekçe olarak gösterilen bu belge muayene yapılmadan / dosya üzerinden düzenlenmişti. Ve 2005, 2009 ve 2012 tarihlerinde hazırlanmış önceki raporların değerlendirilmesinden ibaret olduğu anlaşılıyordu.

MEVZUATA GÖRE ÖZEL HASTANEDE MUAYENE EDİLMESİ İMKANSIZ

Oysa mevzuat, tutuklu ve/veya hükümlünün özel bir hastanede muayene edilmesi ve tedavi görmesi olanaklarını imkansız kılıyordu.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü tarafından 01 Ocak 2006 tarihinde yayınlanan genelgede tutuklu ve hükümlülerin nerede muayene ve tedavi olacakları ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir. Söz konusu genelgeye göre hasta tutuklu ya da hükümlü sırasıyla kurum hekimi, devlet hastanesi ve Üniversite hastanesinde muayene ve tedavi edilecektir. Kavurmacı hakkında verilen tahliye kararı, bu zincirin toptan atlandığını ve hastalığın uzmanı olmayan özel hastane hekimi tarafından / tutuklunun muayenesi dahi gerçekleştirilmeden bir rapor düzenlendiğini göstermektedir.

CEZAEVİNDE RAHATSIZLIĞINA DAİR BAŞVURU YOK

Kavurmacı’nın tahliye kararını incelediğinde cezaevinde bulunduğu dönemde rahatsızlığını belgeleyen tek bir başvuru yahut raporun olmadığını anlaşılıyor.

Ayrıca tahliyeye gerekçe yapılan özel hastane raporu ile tahliye arasında açık bir uyumsuzluk bulunuyor.

Kavurmacının rahatsızlığına ilişkin belgede, “kişinin yalnız kalması, oruç veya uzun saatte aç kalması, araç, uzun süre elektronik cihaz kullanmasının sakınca yaratacağı” raporlanmıştır. Oysa kişinin yalnız kalması sakıncalıysa, tutulduğu bölümde yanında başka bir tutuklunun kalmasının önünde bir engel yoktur. Oruç ve uzun süre aç kalamıyorsa, cezaevinde kendisine verilen iaşe arttırılabilinir. Ve bildiğimiz kadarıyla kişinin cezaevi kantininden alışveriş yapma imkanında bir kısıtlama bulunmamaktadır. Araç ve elektronik cihaz kullanma meselesine gelecek olursak, cezaevinde zaten elektronik cihaz kullanmak yasaktır. Araç kullanma imkânı ise hiç bulunmamaktadır. Dolayısıyla kişinin rahatsızlığına ilişkin bu semptomların cezaevinde kalmasına engel bir durum oluşturduğu söylenemez.

AYNI DAVADA BAŞKALARINA TAHLİYE YOK

Aynı soruşturma kapsamında iddianamede 20 Numaralı sanık olan Levent Dursun Akın’ın "sarkoidoz" hastalığı bulunmasına ve sevk zincirine uygun sağlık raporları olmasına karşı avukatları tarafından yapılan tahliye başvuruları reddedilirken, Kavurmacı’nın avukatının hukuku dolanan talebinin kabul edilmesi düşündürücü.

Tahliye kararını veren hakim hakkında daha önce HSYK tarafından çelişkili tahliye/tutuklama kararları nedeniyle inceleme yapıldığına ilişkin gazete haberleri çıktı.

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.