KEMAL BEY, ÇEKİNCELERİ KENDİSİNE JEST OLSUN DİYE KALDIRDIKLARINI SÖYLER Mİ?

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Biraz uzun bir başlık oldu. Olsun. Malum, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ABD gezisinde. Siyasal görüşmeler yapmayacağını söyledi. Orada çalışan akademisyenlerle görüşüyor. Şu ana kadar kamuoyuna yansıyan bilgiler bunlar. Görüşsün. Görüştüğü kişilerin bir ayağı Türkiye’de. Sıklıkla geliyorlar, çeşitli etkinliklerde görünüyorlar. Onlarla görüşmek için ABD’ye kadar gitmek gerekiyor mu? Vakti varsa, canı ıstıyorsa gider, itiraz edecek halimiz yok. Fakat CHP Genel Başkanı vakti bu kadar bol bir insan mıdır? Cumhurbaşkanı olmak isteyen bir ismin kamuya ait olan vaktini de, kamu parası olan parti bütçesini de daha isabetli harcaması lazım değil mi? Herkese israfla mücadele çağrısı yaparken bunca israf niye?

Keşke siyasetçi olarak birtakım siyasi görüşmeler yapmış olsaydı. Türkiye’nin haklı tezlerini anlatmayı deneseydi muhataplarına. O zaman ne güzel şimdi “F-16 çekincelerini ben söyledim, kaldırdılar” da diyebilirdi… Tıpkı hükümetin pek çok icraatına sahip çıktığı gibi… Her ne kadar “Siyasetçilerle görüşmeyeceğim” dedi ise de, işin aslı öyle değilmiş. Sızan bilgilere göre Bernie Sanders, Barack Obama gibi isimler Kılıçdaroğlu’ndan giden görüşme taleplerini geri çevirmiş. İddia sahibi deneyimli gazeteci ve TELE 1 ABD Temsilcisi Yılmaz Polat. Yani kendi yandaşı, fonladıkları medyanın mensubu.

Öte yandan ABD’de Türkiye açısından ilginç ve önemli gelişmeler yaşanıyor. Kamuoyuna da yansıdı, ABD Senatosu, 2023 savunma bütçesini içeren NDAA tasarısına son halini vermek amacıyla toplandı. Tasarıya eklenmek üzere sunulan 900'e yakın eklemeler görüşülüyor, aralarında New Jersey Senatörü Demokrat Menendez ile Maryland Senatörü Van Hollen'ın sunduğu ve Türkiye'nin ABD'den F-16 alımını koşullara bağlayan iki ekleme de vardı ve bunlar tasarıdan çıkarıldı.   Van Hollen bu koşulları sanki kabul etmişiz gibi bir de, uçakların YPG/PKK terör örgütüne karşı kullanılmaması ve Türkiye'nin İsveç ile Finlandiya'nın NATO üyeliğini onaylaması koşulunu eklemişti.

Hükümetin, diplomatlarımızın Washington’da yürüttüğü diplomatik çabaların etkisi ile gelinen bu nokta kuşkusuz ki memnuniyet verici. Ermeni, Yunan lobilerinin Türkiye aleyhine her fırsatı değerlendirmek için aşırı çabalara girdiği bir dönemde muhalefetin de olayları iç politik kaygılarla izleyip eleştirmek yerine haklılıklarımızı öne çıkararak milli politikalardan yana olması gerekir.

Düşünün ki, NATO müttefiki Türkiye’ye bir yandan parasıyla bile hava savunma sistemi verilmiyor, alternatifine de tahammül edilmiyor. Ukrayna Rusya savaşı devam ederken, dört bir yanımız ateş altında iken ve en önemlisi Yunanistan aşırı silahlandırılırken, bunu da ABD eliyle yaparken muhalefetimiz de fırsatını buldukça Hükümet’e yükleniyor, dış politika eleştiriyor…

Dünyanın en pirimitif toplumlarında, kabile devletlerinde bile dışarıya yönelik ortak bir tutum, tavır olur; o topluluğun faydaları hep birlikte gözetilir ve gerekirse savunulur. Bizde ise Hükümet yıpransın da nasıl yıpranırsa yıpransın bakış açısında bir güruh türedi. Bunların etkileri vakit vakit muhalefette görülüyor. En sıklıkla da CHP’de görülüyor. HDP ile önce örtülü, sonra aleni işbirliği fena bir kırılma yarattı bu parti içinde.

Mavi vatan, Suriye, Irak, Ermenistan, Yunanistan konularında bakıyorsunuz ki, Türkiye’nin aleyhine olabilecek pek çok görüş, düşünce ve yaklaşıma girebiliyorlar. Hükümet karşıtı diye aleni bir şekilde Türkiye’yi hedef alan odaklarla iç içe geçebiliyorlar…

Hükümetler gelir geçer. Demokrasi böyle bir şeydir, iktidarı verir de alır da. Ancak mühim olan hükümetlerin değişebileceği zemini sağlam tutmaktır. Yani, vatanı. Vatan için de devlet lazım. Devlet giderse dirlik gider, birlik gider, vatan gider. Vatan elden giderse ne seçim olur, ne siyaset, ne hükümet, ne muhalefet.

Yanıbaşımızdaki Irak’a bakılmalı. Suriye’ye bakılmalı… Libya’ya bakılmalı… Devlet yok, hiçbir şey yok.

Buradaki tehdit Hükümet’e değil, topyekün milletimize ve ülkemizedir. Türkiye’nin hava savunma sisteminden mahrum bırakılması vatana yönelik bir kasıttır. Türkiye bu oyunu sezdiği içindir ki bozmuştur. Hükümet kararlı bir irade sergilediği içindir ki geri adımlar atılmaktadır. Muhalefetin duracağı yer hiçbir zaman Türk düşmanı lobilerin, onların paralı adamlarının olduğu yerler olmamalıdır.

 

 

Diğer Yazıları