Kıdem tazminatı "fon"a dönüşüyor
Kıdem tazminatı hiç kuşkusuz iş hayatını çok yakından ilgilendiren en hassas konuların başında gelmektedir.
Çok uzun zamandan beri hükümetlerin en önemli gündem maddelerinden birisi olma özelliğini Kıdem Tazminatının Fona dönüştürülmesi olmuş, ancak bugüne kadar netice alınamamıştır.
Şu anda piyasalara ciddi katkılar sağlayacak Kıdem Tazminatı Fonu’nda hükümet yetkililerince yapılan çalışmalarda sona gelindiği belirtilmiştir. Bu sadece finansal piyasaya derinlik kazandıracak bir proje olmayıp, aynı zamanda üretim ve sanayinin içindeki gizli tehdidi, gizli yükü ve korkuyu ortadan kaldırılacak, rahatlatacak bir düzenleme olacaktır.
Kıdem tazminatı fon hesabında; bir işçi adına ödenen kıdem primlerinin, sigortalının kişisel hesabına geçirilmesi ve belli şartlar oluştuğunda kıdem tazminatının bu fondan karşılanması söz konusu olacaktır. Bir gün çalışan da kıdem tazminatı hakkından faydalanacak. İstifa eden de işyeri iflas eden de kıdem tazminatını alabilecek.
Yani, eski düzenlemede sadece gerekli koşullar halinde fesih anında ödenen kıdem tazminatı, yeni sistem ile sigorta primine benzer bir niteliğe kavuşacak ve aylık olarak SGK primleriyle birlikte çalışanın kıdem hesabına yatacak. Sistem tüm çalışanları kapsayacak ve yasanın yürürlük tarihinden önceki eski haklar mevcut sistemde olduğu gibi işveren üzerinde kalacak.
KIDEM TAZMİNATINA İLİŞKİN DÜZENLEME KİMLERİ ETKİLEYECEK?
Büyük bir kitleyi oluşturan 4857 sayılı İş Kanuna tabi çalışanlar, 5953 sayılı “Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun”a tabi çalışanlar, 854 sayılı “Deniz İş Kanunu” na tabi çalışanlar söz konusu düzenlemeden etkilenebilecektir.
KIDEM TAZMİNATI NEDİR?
Kıdem tazminatı, 1475 sayılı kanunda gösterilen fesih hallerinde en az bir yıllık çalışması olan işçiye veya işçinin vefat etmesi halinde de bu işçinin hak sahiplerine işveren tarafından ödenmesi gereken paradır.
Kıdem tazminatı, işçinin işyerine ve işverene bağlılığının, iş sözleşmesi ile üstlendiği sorumluluğunu iyi niyetli şekilde ve layıkıyla yerine getirmesinin bir sonucu olup, aynı işyerinde veya aynı işverenin işyerlerinde bir yılını dolduran işçinin belli koşullarla işten ayrılması halinde doğmaktadır.
MEVCUT UYGULAMADA KİMLER KIDEM TAZMİNATI ALABİLİYOR?
Mevcut uygulamada işçinin çalışmasının aynı işverene bağlı olarak en az bir yıl sürmüş olması ve iş sözleşmesinin belirli sebeplerle sona ermesi kaydıyla, işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye brüt 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
Kıdem tazminatına hak kazanılmasını sağlayan sebepler 1475 sayılı İş Kanunu madde 14`de, 854 sayılı Deniz İş Kanununun 20. maddesinde ve 5953 sayılı Basın İş Kanununun 6, 11 ve 18. maddelerinde sayılmıştır. Buna göre;
1-İşveren tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25'inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler dışında,
2-İşçi tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 24'üncü maddesinde sayılan nedenler durumunda,
3-Zorunlu askerlik hizmeti dolayısıyla,
4-Emeklilik nedeniyle (yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla),
5-Kadın işçinin evlenmesi (kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş akdini sona erdirmesi),
6- 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı bulunan ve emeklilik yaşını bekleyen işçilerin kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
7- İşçinin ölümü sebebiyle sona erdirilmesi,
Durumlarında işçi ya da işçinin ölümü halinde mirasçıları kıdem tazminatına hak kazanırlar.
KIDEM TAZMİNATI FONU NEDİR?
Kıdem tazminatından daha fazla çalışanın hak kaybı olmadan yararlanabilmesi için çalışanlar adına bireysel hesap açılan bir fon kurulacak. İşçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi söz konusu olacaktır. Yani, kıdem tazminatı fonu kurulmasıyla birlikte işverenler, işçileri için belirli oranda fona ödeme yapacaklar ve belli koşullar oluştuğunda da fondan ödeme yapılacak.
Yani işverenler çalıştırdıkları her bir işçi için bu fona belirlenen oranda prim ödeyecekler. Böylece işverenlerin kıdem tazminatı yükü hesaplanabilir olacak. Her ay belirli bir rakam fona aktarılacak ve işçinin işten ayrılması halinde işverenin karşısına yüklü bir miktar kıdem tazminatı çıkması engellenmiş olacak.
Diğer yandan işçiler de kendi adına biriken parayı takip edebilecek. Bu sayede kıdem tazminatı konusunda şeffaflık sağlanmış olacak.
Bu fona işsizlik sigortası fonunda olduğu gibi işveren tarafından, işçinin maaşının belli bir oranı kadar prim yatırılacaktır. Mevcut uygulamaya göre % 8,33 oranında prim ödenmektedir. Ancak yapılan açıklamalar ve konuya ilişkin bir düzenleme getirilmesinin temel nedeni olan işverenlerin üzerindeki kıdem tazminatına ilişkin yükün azaltılması düşüncesinden hareketle, hükümet tarafından bu oranın altında bir oran ve rakam düşünülmektedir.
Fona önceki taslaklardan farklı olarak devletin de katkı sunması üstünde duruluyor. Taslak düzenleme Bakanlar Kurulu'nda kabul görüp nihai hale gelirse, bireysel emeklilik sisteminde olduğu gibi kıdem tazminatı fonuna da devlet desteği olabilecek.
Bugünkü uygulamada devlet işsizlik sigortası fonuna prim ödüyor. Kıdem tazminatı fonuna da prim ödemesini öngören bir yapı fon için en ideal formül olacaktır. Bu sayede işçilerin fon konusundaki endişeleri baştan giderilmiş olacaktır. Ayrıca işverenin üzerindeki prim yükünün azaltılması da sağlanacak ve istihdam yaratmanın zorluğu azaltılacaktır.
FON KURULDUĞUNDA KIDEM TAZMİNATI KALDIRILIYOR MU?
“Kıdem Tazminatı Fonu” tasarısı ile kıdem tazminatı kaldırılmıyor, sadece yeni bir düzenleme yapılması ve ödenme şeklinin değiştirilmesi düşünülüyor.
Yani, işverenler tarafından belli koşullar oluştuğunda ödenen kıdem tazminatı artık devlet güvencesine geçecek ve işçi kıdem tazminatı hakkını istifa etse bile garantiye alacak.
KIDEM TAZMİNATI FONU YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİNDE ESKİ HAKLAR NE OLACAK?
Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihte, bir işyerinde çalışmakta olan işçilerin yürürlük tarihine kadar olan kıdemlerinden işveren sorumlu olacaktır.
Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa veya yeniden işe alınan işçiler ile işyerinde çalışmakta olanların yürürlük tarihinden sonraki hizmet sürelerine ilişkin kıdem tazminatlarının fondan karşılanması zorunlu hale getirilmektedir.
KIDEM TAZMİNATI FONU KİMLERİ SEVİNDİRECEK?
Kıdem tazminatının fona dönüşmesi hiç kuşkusuz işçiler açısından bazı faydalar getirecek. Şu an mutlu olmadığı işinde kıdem tazminatını yakmamak için çalışmaya devam eden işçi, kıdem tazminatı fona dönüşürse bu endişeyi taşımadan işinden istifa ederek ayrılabilecek.
Çalıştığı sürelere ilişkin prim her ay kıdem tazminatı fonuna yattığı için “işten ayrılırsam tazminatım yanar” diye düşünmeyecek. Bu sayede işçilerin daha verimli ve mutlu oldukları işlerde çalışması mümkün olacaktır.
Ayrıca kıdem tazminatının fona dönüşmesi sonrası işçinin bir günü bile kaybolmayacak.
İşçinin çalıştığı her bir gün için kıdem tazminatı fonuna prim yatırılacak ve işçi emekli olduğunda bütün çalışma süresi üzerinden kıdem tazminatı alabilecek. Bugünkü sistemde olduğu gibi kıdemin yanması söz konusu olmayacak. Dolayısıyla işçiler kıdem tazminatı alamamak, kıdem tazminatının ödenmemesi gibi sorunlarla uğraşmayacaklar. İnternet ortamında kendi adlarına biriken parayı her ay görebilecekler.
Kıdem tazminatı fona dönüşürse işverenler her ay çalıştırdıkları her bir işçi için fona prim ödeyecekler. Böylelikle kıdem tazminatını finansal tablolarına yansıtabilecekler ve bu gideri yönetebilecekler.
Bugün iş mahkemelerin dava yükünün önemli bir kısmını kıdem tazminatı konusu oluşturmaktadır. Kıdem tazminatının hesaplanması, ödenmesi, hangi süreler üzerinden ödenmesi gerektiği gibi konular çoğu kez işçi ve işvereni mahkemede karşı karşıya getiriyor.
Kıdem tazminatı fona dönüşürse iş mahkemelerinin dava yükü önemli ölçüde azalacaktır.
Kıdem tazminatının fona dönüşmesi gerek işçi ve işverenler açısından kısa vadede kısmen de olsa dezavantajları olabilecektir.
Ancak orta ve uzun vadeli olarak konuya baktığımızda gerek işveren gerekse işçiler için son derece yararlı ve kurumsal bir sistem hayata geçmiş olacaktır.
Şahsi kanaatimiz, işçi ve işveren kesimlerinin tereddütleri dikkate alınarak geneli memnun edecek Kıdem Tazminatı Fonu’nun bir an önce hayata geçirilmesi çok önemli bir reform olacaktır.
HAS SÖZ
İnsan, yaklaştığınca yaklaştığından ayrı;
Belli ki; yakınımız yoktur Allah’tan gayrı.
(Necip Fazıl Kısakürek)