Kılıçdaroğlu 'Enis Berberoğlu konuşmasın' diye mi yürüyor?
Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında kritik bir soruya cevap aradı.
Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında kritik bir soruya cevap aradı.
Tuna yazısında Kılıçdaroğlu'nun Enis Berberoğlu konuşmasın diye mi ''Adalet Yürüyüşü''ne başladığını sorguladı.
İşte Salih Tuna'nın o yazısı...
Kılıçdaroğlu’nun “adaleti” Zübük’ün “namazı”
Kılıçdaroğlu adına "adalet" dediği "bozguncu yürüyüşünde" bir bakıyorsunuz PKK'nın siyasi kanadıyla el ele, kol kola...
Bir bakıyorsunuz...
Tansel Çölaşan'ına kadar Atatürk "tişörtlü" elemanlarla birlikte...
Bir bakıyorsunuz...
Cumhuriyet Savcısını makamında katleden malum örgütün marşları eşliğinde...
Bir bakıyorsunuz...
Ayet yazılı bir pankartı ucundan tutmuş yürüyor.
***
FETÖ'nün en karakteristik özelliği de hedefe ulaşmak için her şeyi araçsallaştırmak değil miydi?
Bu uğurda takiyenin kralını yapmıyorlar mıydı?
Bir bakıyordunuz...
"Türk Solu" diye bir dergi üzerinden "ulusolcu" mahalleye tezgâh açmışlar.
Bir bakıyordunuz...
Malum "liberal yazarçizerler" üzerinden vesayete karşı çıkan kitleleri manipüle ediyorlar.
Bir bakıyordunuz...
Muhafazakâr kitleleri Allah ile kandırmışlar.
Bir bakıyordunuz...
TSK'ya sızmak için Atatürkçü kılığına girmişler. (FETÖ'nün TSK'dan sorumlu imamlarının, "Atatürkçü çizgideymiş gibi davranın" talimatını verdikleri artık delilleriyle biliniyor.)
***
Mahut yürüyüşün karakteristik özelliği, FETÖ karakterine manidar derecede benzerlik arz ediyor.
Dolayısıyla, ortak karakteristik özelliğinden hareketle...
"Öyle bir adalet arayışı ki bu, adalete kurmuş pusu" denilse yeridir.
***
Enis Berberoğlu tutuklanınca, MİT TIR'ları kumpasında "malzemeyi" ona veren kimdi demeye kalmadı, Kılıçdaroğlu "adalet" diyerek yollara düştü.
Haliyle herkes sormaya başladı...
Kılıçdaroğlu, Berberoğlu konuşmasın diye mi yürümeye başladı? Bu soruyu hiçbir "yargıç" ona sormadı.
Soramadı.
Belki de Kılıçdaroğlu bunun için "adalet" yürüyüşüne kaçtı.
Tıpkı, dolandırdığı mahalleliden kaçacak yeri kalmayınca namaza duran Aziz Nesin'in Zübükzâde İbraam Bey'i gibi.
***
Mahalleli alnı secdeye gitmeyen Zübük'e dokunsa, "yetişin Müslümanlar, namaz kıldırmıyor bu dinsiz imansızlar" yollu yaygara basacağı muhakkaktı.
Herhangi bir Cumhuriyet savcısı da, "Berberoğlu'na o malzemeleri sen mi verdin?" diye Kılıçdaroğlu'na soracak olsa...
En hafifinden, "Adalet yürüyüşünü hazmedemediler" diye yaygara kopartacakları muhakkak.
Üstelik...
Zübükzâde İbraam Bey'in arkasında kimsecikler yoktu.
Kılıçdaroğlu'nun arkasında PKK'dan FETÖ'ye Rubin'den Aydın Doğan'ın elemanlarına kadar ne ararsan var.