Kılıçdaroğlu, 'İktidarımızda ekonomide atacağımız 7 adım' var dedi ve açıkladı...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında iktidara gelmeleri durumunda atacakları 7 adımı sıraladı. CHP lideri, son günlerde yaşanan döviz kurundaki dalgalanma ve hükümetin açıkladığı kur korumalı Türk Lirası vadeli mevduat planı hakkında ise " Organize bir kötülükle karşı karşıyayız. Bu organize kötülüğü yok edinceye kadar mücadele edeceğim" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları;

"Sorunun temeli güvendir. Var olan iktidar, bir güven ortamı yaratabilir mi yaratamaz. Her kafadan bir sesin çıktığı bir yapı içerisinde güven ortamı oluşturamazsınız. Kıyamet kopardılar dış güçler. Yeni atanan Hazine ve Maliye Bakanı 'Doları bilinçli olarak yükseltiyoruz' dedi. Türkiye'nin stratejiye ihtiyacı var."

"Eğer devlette adalet ve liyakati yok etmişseniz güveni sağlayamazsınız" diyen CHP lideri, "Vatandaş mahkemeye, adliyeye, savcıya güvenmiyorsa o ülkede adalet yoktur. Güven sorunu var demektir. Devleti yöneten kişilerin önce kendisini bilmesi lazım. Kendisini bilirse devleti sağlıklı yönetir. Her şeyi ben bilirim dediğiniz zaman kişi kendisini bilmez" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Devlet bir şirket, bir kişinin malı, mülkü değildir. Adeta bir kişi 'ben devletin sahibiyim' diye ortaya çıkıyor. Kargaşa çıkıyor. Ekonomide alışmadığımız ciddi sorunları yaratıyor. Siyasetçinin alkışa ihtiyacı yok. İyi bir siyasetçi eleştiri ister. 3 gencecik çocuk röportaj yapıyor. Ne kusuru var, hangi kanunu ihlal etti, üçüne ev hapsi veriyorsunuz neden? Bir kişi devleti böyle yönetmeye kalkarsa bu otoriter yönetim olur, demokrasi olmaz. Eleştiriye tahammülü yoksa yapacağı şey makamdan ayrılmasıdır" dedi.

"EDİRNE'Yİ, KARS'I KORUMAK NEYSE..."

CHP lideri Kılıçdaroğlu son günlerde dolar kurunda yaşanan dalgalanmalar hakkında, "Vatandaşlar kendi parasına değil, başka ülkenin parasına yatırım yapıyorsa orada sorun vardır. Şimdi Türkiye'de tasarruf sahiplerinin yüzde 66,4'ü 'yönetime güvenmiyorum' diyor. Edirne ve Kars'ı korumak neyse Türk Lirası'nın itibarını korumak da aynı şeydir. Türk Lirası yerlerde sürünüyorsa bir sorunumuz var demektir. Ülkeyi bu hale kim getirdi, vatandaş mı getirdi? Sorumlusu kim? Yöneticiler israf ve yolsuzluğun üzerine gitmezlerse o ülkede sorun var demektir" ifadelerini kullandı.

"DOĞRU OLAN SANDIĞIN GETİRİLMESİ"

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sorunu kim ve nasıl çözecek? Bütün demokrasilerde sorunu siyasi partiler çözerler. Sorunu yaratan kurum, sorunu çözemez. Terzi söküğünü çözemez. Türkiye'yi bu hale kim getirdi? Siyasi iktidar getirdi. Önce bu sorunun çözülmesi gerekir. Sorunun çözülmesi için de demokrasinin işlemesi lazım. Seçimin gelmesi lazım. Kriz dönemlerinde ülkeyi yönetenler açmazlarla karşı karşıya kalırlarsa demokrasilerde yapılan tek şey halkın hakemliğine başvurmaktır. Ülkeyi yönetemiyorlar, geçen her gün daha ağır maliyetler geliyor. İktidar sahipleri için de doğru olan sandığı getirmektir. Sandığı getirirler veya getirmezler, sandığı getirmeleri için her türlü çabayı göstereceğiz. Bu milletin ezilmesine, yağmur gibi zamlara, çocukların yatağa aç girmesine tahammül edemiyoruz."

EKONOMİDE ATILACAK 7 ADIM

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "İktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş, güveni tesis etmek. Güveni tesis etmenin yolu sorunu yaşayan ile sorunu çözecek olanın yan yana gelmesidir. Bizim 13'üncü cumhurbaşkanımız da hakem olacak. Buna ekonomik ve sosyal konsey diyoruz. Siyasetle sorun yaşayanlar arasında yaşanan krizi çözmenin yolu iki tarafı bir araya getirmektir. Orada bir takvim yapılacak, hangi sorun nasıl çözülecekse zamanı geldiğinde yerine getirilecek. İlk bir hafta içinde düzenleyici kurumlarının yöneticileri liyakatli kişilerden oluşacak. Hemen iki gün içinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan fiyat istikrar komitesini lağv edeceğiz. Kurulduğu tarihten bugüne bir gün bile toplanmış değiller. Bu görev Merkez Bankası'nın. Biz keyfi hareket etmeyeceğiz, TBMM'nin çıkardığı kanunlara göre hareket edeceğiz. Biz Merkez Bankası'nın bir güven kurumu olmasını, TL'den sorumlu olmasını istiyoruz. İlk bir hafta içinde, 13'üncü cumhurbaşkanımız makama oturduğu gün israfla mücadele genelgesini yayınlayacaktır. 13 uçağın 12'si satılacak. Bakanlıklar kiracı oldu. Hani israf haramdı? 13'üncü Cumhurbaşkanımız bir genelge çıkaracak, devletin tüm belgelerine vatandaş ulaşabilecek. Ticari sır nedir? Milletvekili soruyor cevap vermiyorlar. Vatandaşın sorduğu her soruya yanıt verilecek, herkes bilecek. Döviz garantili ihaleler var. 13'üncü Cumhurbaşkanımızın yapacağı ilk işlerden birisi de bu düzeni hakkaniyetli bir şekilde çözmektir. Derhal bir kararname ile stratejik planlama teşkilatı kurulacak. Devlet kendi planını yapmaz mı? Dev Türkiye'nin planlama teşkilatı yok" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, "Bunlar olursa siyasetçi ile vatandaş arasında güven ilişkisi kurulmuş olur" dedi.

DOLAR KURUNDAKİ DALGALANMA

Son günlerde dövizdeki dalgalanmalar hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ı muhatap almak istemem, almak da doğru değil. İşin ucunda milletin kaderi var. Bu ülkeye yapılan kötülükler yetmedi, yapılmaması gerekeni yaptılar. Beytül-mal ile kumar oynuyorlar. Devletin hazinesiyle kumar oynanmaz. Devlet birilerinin deneme alanı değil. Hazinede olmayan bir parayla garanti verdiler. Dün yaptıkları buydu. 'Nas bunu emrediyor' diye diye gizli faizin dik alasını uyguladılar. Garibanın döviz sahibini fonladığı saçma sapan, karanlık bir dünyaya götürdüler Türkiye'yi. Nas bunun neresinde? O garibanlardan bazıları bu gelişmelere seviniyor. Erdoğan belki hiç iyi değil ama onu destekleyenler varsa oturup bir daha düşünsünler. O kumar masasını alkışlayanları tarih asla unutmayacaktır. Organize bir kötülükle karşı karşıyayız. Bu organize kötülüğü yok edinceye kadar mücadele edeceğim" diye konuştu.

GÜNÜN VİDEOSU

Zalim ordusu saldırıyor! İsrail Gazze'de “Güvenli Bölge” ilan edilen çadırları vurdu

Gazze’nin Han Yunus şehrinde, İsrail işgal güçleri sivillerin sığındığı çadırları hedef aldı. Bombardımanda çok sayıda masum sivil hayatını kaybederken, yaralıların durumu kritik.