Kılıçdaroğlu: Partide ciddi değişiklikler olacak!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin meclis grup toplantısı sonrasında gazetecilere kısa bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, "Partide ciddi değişiklikler olacak. Değişim olacak. Kimsenin bundan şüphesi olmasın" diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu'nun gruptaki konuşmalarından satır başları ise şöyle...

Dün Erzurum kongresinin yıldönümüydü. Kongre 14 gün sürdü. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir kişiye teslim edilecek devlet değildir. Ruhunda Kuvay-i Milliye vardır. 95 yıl önce tablo çok değişmiştir. Neden? Erzurum kongresinden sonra büyük bir zafer elde edilmiştir. Lozan'da ayrı bir masa kurulmuştur. 10 Ağustos 1920'de kabul edilen Sevr Antlaşması'nın Gazi Mustafa Kemal Atatürk yırtarak çöp kutusuna atmıştır. Oysa o antlaşmayı Sarayda oturan saltanat imzalamıştır. Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu teslim edilir. Bize kadar gelmesinde iki önemli isim vardır; Biri Gazi Mustafa Kemal Atatürk diğeri İsmet Paşa'dır.

Eşit şartlar getirdiler, kimseyi ötekileştirmediler. Bugün geldiğimiz nokta o yıllarda kazanılan zaferlerin sonucudur. Bu topraklar sıradan kurulmadı. Bu devlet sıradan bir devlet değildir. Saray boyun eğdi. Sonra düşman gemisine binip kaçmak zorunda kaldı. Ama bu ülkede yaşayanlar onurlarıyla yaşadılar. Ödediğimiz bedeller yeterince genç kuşaklara aktarılmadı.

Türkiye bugün tefecilerin dayattıkları kurallarla yönetilir hale gelmiştir.

"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE 157. SIRADAYIZ"
Şu anda 140'ta fazla gazeteci hapiste. Ece Sevim Öztürk'ün durumu farklı. 15 Temmuz'un arkasındaki sırrı araştırıyordu. Sen misin araştıran yakaladılar doğru hapse. Neden korkuyorsunuz? 'Bunu araştırmayacaksın' diyorlar. Basın özgürlüğünde dünyada 180 ülke içinde 157. sıradayız. Biz demokrasiyi savunacağız basın özgürlüğünü savunacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar.

"OLAY BİR TÜRKİYE OLAYIDIR"
Bir gazeteci daha var; Enis Berberoğlu. Ben onu kahraman olarak görüyorum. Hiç bir suçu yok ama esir, hapiste. Olay Enis Berberoğlu olayı olmaktan çıkmıştır. Olay bir Türkiye olayıdır, demokrasi olayıdır. Mahkemeler talimatla karar veriyor. Nasıl terfi ederim diye düşünen hakim değildir. Bir ünvan verilecekse en güzel ünvan yargıya ihanet edenler ünvanıdır.

"FERİŞTAHIN GELSE BİR ADIM GERİ ATMAM"
Bir de Eren Erdem arkadaşımız var. 7 Mayıs 2018 tarihinde bir iddianame hazırlanır. Olabilir, benim hakkımda da dünya kadar iddianame var. Silivri'de açıklama yapmıştım, ben Ankara'ya gelmeden fezlekem gelmişti. Çünkü saraydan emir geldi, Kılıçdaroğlu'nun sesini kesin diye. Senin feriştahın gelse ben geri adım atmayacağım!

"HAYATI BOYUNCA FETÖ İLE MÜCADELE ETMİŞTİR"
19 Eylül 2018'e duruşma tarihi veriliyor. Sonra her nedense erkene alınıyor duruşma. FETÖ'ye üye olmamakla birlikte bilerek isteyerek yardım ettiği için. FETÖ'nün zamanında yaptığını, şimdi saray ve adamları yapıyor. Bir ipte iki cambaz oynamaz demiştim, bir cambaz düştü, diğeri devam ediyor. Erdem, hayatı boyunca FETÖ'yle mücadele etmiştir. Karşı gazetesinin sahibi bir mesaj atıyor Eren Erdem'e, bana ulaştılar, vergi borçlarını kapatacaklar, senin hakkında bazı suçlamalar yapmamı istiyorlar. Neyle suçlanıyor Eren Erdem, gizli tanığı deşifre etmekle. Allah akıl fikir versin! İfşa eden tanığın kendisi. Eren Erdem senin borçlarını ben kapatacağım deseydi gizli tanık olmayacaktı. Eren Erdem asla böyle bir onursuzluk yapmadı, onurlu duruşunu bozmadı. Yurtdışına kaçar diye tutuklandı. 2 yılda 38 kez gitti geldi. Suçlu adam kaçar, suçlu değil ki!

"KAVALA'NIN SUÇU NE?"
Osman Kavala, bir iş adamı. Aynı zamanda bir vatansever, insan hakları savunucusu, bir yerde insan hakkı ihlali varsa gidip ona müdahale eden yürekli bir insan. Vatan, insan sevgisi var yüreğinde. Gözaltına alındı. Neden? Neden adaletten yanasın? Tutuklanıp Silivri Cezaevi'ne gönderildi. Suçu ne; hükümet ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs. Yok ki hükümet, anayasayla kaldırıldı. Yok ki hükümet. Anayasal bir düzen de yok ki, saray düzeni var. Bununla suçlanıyor ama nasıl, ne zaman işledi o belli değil. Çünkü iddianame yok. Aylardır içeride, iddianame yok. Sonra diyecekler ki Türkiye'de adalet, hukuk, bağımsız yargı var. Ben de diyeceğim ki sen bunu benim külahıma anlat.

"ÜRETEN BİR ÜLKEDE ENFLASYON, CARİ AÇIK OLMAZ"
Üreten bir ülkede enflasyon, cari açık olmaz. Dünyada saygın bir ülkedir. Ekonomiyi tüketim üzerine inşa ederseniz üretilenleri tüketen bir ülke konumuna gelirsiniz. Nasıl geldik bu noktaya, yüksek faizler ödeyerek. Türkiye, tefecilere teslim oldu. Erdoğan, ben faizleri sıkça dile getirince rahatsızlığını ifade etti. CHP dışında bu tabloyu kimse ortaya koymuyor. 5 Nisan 2018'de yurtdışına gitmeden önce faizlerle ilgili toplantı yaptık, düşürülmesinden bahsettik, Merkez Bankası faiz artırdı diyor. E demek ki seni takmamış! Devam ediyor: Böyle bir şey olabilir mi? Böyle saygısızlık olur mu? Olmaz, doğruya doğru. Sana saygısızlık yapan adama karşı neden bir şey yapmıyorsun, tefecilerden mi korkuyorsun? 19 Haziran'da da "24'ünü hayırlısıyla atlatalım, yetkiyi verin. Ondan sonra faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz". Yetkiyi aldın, nasıl mücadele edeceğini göreceğim. Düşürürsen bu kürsüden seni öveceğim, düşüremezsen o koltukta oturmayacaksın.